Her şey bu iki kelimede düğümleniyor. "Kim aday olsun" diye sorduğunuzda cevap hazır: "Seçilecek biri." Zaten başka ne olabilir ki? Seçilmeyecek birini kim aday gösterir?
*
Kılıçdaroğlu, aday olmayı çok arzu ediyor. Bunu belli de ediyor. Ayıp değil. Cumhurbaşkanlığı'na aday gösterilmek, ne güzel şeydir. Bu bakımdan Kılıçdaroğlu heyecanlı günler yaşıyor... Yaşasın.
*
Lakin aynı kampın içinden itiraz sesleri geliyor. Onu kırmamak için -güyaismini zikretmiyorlar ama "kim aday olsun" sorusuna verdikleri cevap şudur: - Seçilecek biri. Kavgada söylenmez.
*
Manâsı açık değil mi? "Seçilemez" demek istiyorlar. Anladığım kadarıyla zaten kendilerine iyi bir cumhurbaşkanı değil, "seçimi kazanacak bir aday" arıyorlar.
*
Şurada haklılar: - Profili düşük bir başkan istiyorlar... - Yetkilerini devredecek bir başkan istiyorlar. - 2 yıl sonra istifa edecek bir uysal başkan istiyorlar. Bütün dertleri bu. Yani liyakat falan lazım değil. Başkan kim olursa olsun. Yeter ki seçimi kazansın.
*
Öyleyse?.. Geldik yine o iki kelimeye: - Seçilecek biri. Yani: "Kemal Bey'den aday olmaz." Tamam da şurası pek anlaşılmıyor: - Kemal Bey'e hakaret mi bu, yoksa iltifat mı? Vallaha ben, iltifat olarak aldım. Kendisine saygılar sunarım.