Takvim yaprağı

“Sanatçı dediğin muhalif olur.” Olsun... Kime ne? Ama muhalif olduğu için Yeditepe konserlerine çıkmaz... Çıkamaz. Çıkarsa ne olur? - Yalaka olur. Kafaya bakın kafaya. ........ Usta sanaçtı Alpay “o kafa”yı eleştiriyor işte. Günaydın’da okudum. Alpay haklı.

“Sanatçı dediğin muhalif olur.” Tabii ki olsun... Kime ne? Ama önce sahiden bir sanatçı olsun. ........ “Avukat dediğin muhalif olur.” Ay, bayılırım muhalife. Ama önce iyi bir avukat olsun. ........ Hele gazeteci var ya... “Gazeteci dediğin mutlaka muhalif olur.” Yahu helal olsun. Ama önce iyi bir gazeteci olsun. Her neyse.

Dönelim biz Alpay’a. Tuba Kalçık’ın röportajı, beni 18 yaş anılarıma götürdü. Bilir misiniz, Alpay çok iyi bir futbolcuydu... Genç Milli Takım seçmeleri için gittiğimiz İzmir’de tanıştık. Önce kim bu pipolu züppe dedim. Dediler ki: - Ankara karmasıyla geldi, çok iyi bir sol açıktır. Sahiden de çalışmalar esnasında gördüm ki, ender bir kabiliyet. Ama hakkını yediler. 18 kişilik kadroya almadılar. Çünkü Ankara ekibinde torpilliler vardı.

Aradan yıllar geçti. O, sanata yöneldi, ben gazeteci oldum. Pek görüşemedik. Ama engin müzik kültürüyle Alpay’ın tırmandığı şöhret merdivenlerini çok iyi takip ettim.

Siyasi tercihi nedir hiç bilmem. Ama saplantısız, çok aydınlık bir demokrat olduğunu biliyorum. Nitekim hiçbir partiyle angajmanını duymadım. Güzel şarkılarıyla hep onu anıyorum. Özlemişim de. Pipo kullanıyor musun hâlâ Alpay? Sakın ha...