Giriş
Muhalefetteki üç parti, sıkıntılı günler yaşıyor. Önce CHP... Huzursuzluğunu örtmek için başvurduğu öfke ve hiddet, belki geçici olarak içeridekileri mutlu kılıyor ama iktidar partisini ve seçmenini daha da kemikleştiriyor. Kılıçdaroğlu, biraz da CHP’den bahsetmeli... Erdoğan’dan değil.
Derken... MHP... Mahkeme kapılarından sonra bütünlüğünü nasıl koruyacağı bilinmiyor. Ok yaydan çıkmışa benziyor. Hem de birkaç ok... HDP deseniz, paçasının derdinde. Siyaseti bırakmış, Ankara’yı boşvermiş, tamamen kendi mahallesine kapanmıştır. Oh, ne güzel. Dikensiz gül bahçesi.
Bu durumda dua etsinler ki, AK Parti bir Baskın Seçim’e gitmiyor. Bırakın baskını, bir bahane bulup erken seçime bile gitmek niyetinde değil. Ama şimdilik değil. Yarın ne yapacağı belli olmaz.
Siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Bu bakımdan, muhalefet partilerinin bir an evvel toparlanması lazım. Aksi halde ilk seçimde bu meclise ancak iki buçuk parti girer. Şeytan diyor ki BM’si de, AB’si de, NATO’su da hepsi sizin olsun. Bana müsaade. 3 milyar euro mu verecekler? AB alsın, kafasına çalsın o parayı. - Aman ne yapıyorsun? Batıyı bırakıp doğuya mı dönüyorsun? Yok canım, bir yere döndüğüm yok.
- Ne Arap’ın yüzü, ne Şam’ın şekeri. - E ne diyorsun? - Diyorum ki: Bekara karı boşamak kolaydır. Hepsi bu. Zaten ben demiyorum. Başlığa dikkat: Şeytan diyor.
