Üç pazar kaldı

Dayanabilirsek, üç pazar sonra,
linç’ten dönmüş insanların
ruh haliyle evlerimize çekilip,
seçim sonuçlarını izleyeceğiz.
Yorgun, perişan... belki pişman.

* [[HAFTAYA]]

Sandıklar kapandıktan iki saat
üç saat sonra sonuçlara ulaşmak
ne güzel şey... Lâkin bütün partiler,
hep bir ağızdan aman ha,
sandıklara sahip olun diye
bağırıyorlar, avaz avaz.
Hayrola?

*

Bir başka çağrıda daha
bulunuyorlar.
Israrla:
- Sandığa mutlaka gidin.
Haklılar.
Disiplinli partilerin disiplinli
seçmenleri, hiçbir seçim, hiçbir
sandığı kaçırmazlar ama
fan fin fon gençliği
sandık tembelidir.
Hele hava bir de güneşliyse.

*

Acayip laflar dolaşıyor.
Seçime üçbeş gün kala,
sürpriz kasetler çıkacakmış... mış.
Legal veya illegal.
Fakat heyhat.
Toplum, kasetlere de şerbetlendi.
Hatta gözüyle görse
yanlış gördüm diyecek noktaya geldi.
Ben de doktora sordum:
- Ne yerseniz yiyin dedi.
Hadi hayırlı pazarlar.


Ali Naili Erdem

Şair ruhlu olduğunu bilirdim ama
şair olduğunu bilmezdim.
Ali Naili Bey, eski Milli Eğitim
Bakanlarımızdandır. Önemli bir
Devlet Adamı’dır.
Şiirlerini “Bir sevgidir
yaşamak” adlı kitabında toplamış.
Sevgiyi şiire yansıttığı için,
kitabıyla hasret giderdim...
Size de küçük bir şiirini seçtim:
Nisan ortasında yağan kar,
Neye yarar?
Bademler açmış gözlerini,
Gençliğine yanar.