Rıza Sönmez ile Teselli veren Tarifler Hasat panayırları gastronomi festivallerine dönüşürken
HABERİ PAYLAŞ

Hasat panayırları gastronomi festivallerine dönüşürken

Bir dönem hasat zamanı ortalık sebze meyve festivallerinden geçilmezdi. Ünlü bir popçu, türkücü ya da arabesk sanatçısı da belediye başkanıyla resim verirdi. Karpuz güzeli seçilir olay nihayete ererdi. Şimdi gastronominin önemini herkes fark etti ve şehirler birbiriyle yarışa girdi. Kim UNESCO’nun Yaratıcı Şehirler Ağı’na girecek; kimin daha fazla yemeği, zerzevatı coğrafi işaret alacak diye müthiş bir yarış var. Bu olumlu bir gelişme fakat beraberinde bir de sorun var. Panayır alışkanlıkları gastronomi festivallerini sarıp sarmalıyor hatta boğuyor. “Çok yoğun katılım oldu” cümlesi festivalin bileşenlerini mutlu ediyor. Hep beraber tatmin olunuyor.

Haberin Devamı

Hasat panayırları gastronomi festivallerine dönüşürken

Resimleri var ama yemekler yok

Konya Gastro-Fest’teydim. Konyalıların yoğun ilgisi vardı. Doldu taştı. Onlarca stanttaki esnaf çok iyi iş yaptı. Çeşitli dernekler ve belediyeler de stantlar açmıştı. Komşu illerden, Afyon’dan, Gaziantep’ten, Akşehir’den gastronomi odaklı stantlar boy gösteriyordu. Konuk koordinasyonunu yapan görevliye birinci gün, “Ne yiyebiliriz bu alanda, bir tadım organizasyonu var mı?” diye sorduğumda eliyle stantları gösterip “Hamburger yiyebilirsiniz” dedi.

Şaşkınlıkla “Hamburger mi?” dedim. Diğer tarafları gösterip, “Hamburger, döner her şey var burada?” dedi; haklıydı. Her şey vardı. Ciğer, kebap hatta Meksika’dan churros tatlısı bile vardı ama Konya’da tatmayı hayal ettiğimiz yemekler yoktu. Konya’nın coğrafi işaret için başvurduğu ya da aldığı yemeklerin resimleri vardı fakat yemekleri yoktu.

Herkes çok mutluydu. Katılım çok yoğundu, esnaf kazanıyordu. Çok sayıda stantta yemek hazırlanıyordu fakat hiçbir stantta su bağlantısı ve lavabo yoktu. Bütün temizlik ıslak mendile yüklenmişti. Özel bir şirketin organizasyonu olsa, zabıta bu yüzden bir çok standı mühürlerdi.

Gala yemeği ise bir düğün salonunda gerçekleşti. Bereket bamya çorbası vardı. Kavurma pilav ve zerde olduğunu iddia ettikleri bir pirinç lapası vardı. Konya’nın coğrafi işaret almış yemekleri yine yoktu. Koskoca Konya’da gala yemeği yapılabilecek yer olarak bir düğün salonu bulunabilmişti.

Haberin Devamı

Nerde benim menekşeli pilavım?

İyi tarafı da yok değil; Türkiye’nin her yerinden onlarca şef davet etmişlerdi. Onlara birer plaket ve bu etkinlik için hazırlanmış iyi bir Konya mutfağı kitabı armağan edildi. Böylelikle umut edelim ki Konya gastronomisinin coğrafi işaretli yemekleri şefler eliyle Türkiye’nin çeşitli lokantalarının ve otellerinin menüsüne girer. Kimsenin iyi niyetinden kuşku duymuyorum ama panayır alışkanlıkları gastronomi festivallerini boğuyor.

Hasat panayırları gastronomi festivallerine dönüşürken

Soruyorum şimdi “Nerde benim menekşeli pilavım?” Halbuki Konya şehir merkezi her gün her dakika bir gastronomi şenliğidir. Tiritten, etli ekmeğe, fırın kebabından yağ somununa kadar her köşe başında onlarca yıllık işletmeler var. Şehri festivale dahil etmek lazım.

Mesela şöyle bir şey olsa, festival boyunca yemeklerde bir indirim olsa ve buna katılan işletmelerin camında duvarında festivale katıldığını belirten bir logo ya da bayrak olsa... Şehrin tamamına yayılsa festival, Tüm esnaf kazansa…

LEZZETİN PEŞİNDE

8-10 Ekim arası Adana Lezzet Günleri yapılıyor. Dün festival kapsamında ‘Dünya Bizim’ başlıklı bir etkinliğin moderatörlüğünü yaptım. 14-17 Ekim arası da UNESCO’nun Yaratıcı Şehirler Ağı’na girmeyi başaran Gastro Afyon Uluslararası Lezzet ve Turizm Festivali var. Adana Lezzet Günleri’ni izlenimlerim ve Afyon’un ayrıntıları haftaya.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder