Her kadının istediği ama çıkmadığı 7 erkek

Tüm kadınların aklında ideal bir erkek portresi vardır. Kimimiz görmüş geçirmiş, çapkınlığa doymuş olsun isteriz kimimiz paraya değer vermeyen, karıyla kızla işi olmayan birini. Konu çıkılacak ya da evlenilecek “hayali bir erkek” oldu mu hepimiz biraz entel biraz dantel takılırız. Ama işin özünde nerede bir kıro, nerede bir hanzo hatta ayıptır söylemesi bir öküz varsa ona aşık oluruz.
Yaş ilerledikçe ve iş işten geçtikçe de geride bıraktığımız, o zamanlar burnumuza koymadığımız o iyi adamlar aklımıza gelir. “Ne aptalmışım, ne iyi adamdı, ne diye çıkmamışım” der dururuz. Siz deyin gençlik ben diyeyim salaklık, biz kadınlar hepimiz aynıyız. Dilimiz başka bir şey söylerken yüreğimiz hep başkasını seçer.
Ama hemen umutsuzluğa kapılmayın. En safımız bile zaman geçtikçe iyilerin değerini daha iyi anlarız. Henüz iş işten geçmeden size her kadının istediği ama çıkmadığı ve çıkmayarak hata yaptığı 7 erkeği tanıtmak isterim...

1- Ciddi ilişki insanları
Her kadın ciddiye alınmak ister. Kimse kullanılmak istemez. Pek çoğunun nihai hedefi evlenip aile kuracağı adamı bulmaktır. O yüzden iş ideal erkek portresi çizmeye gelince bir numaralı kural “aile babası” adamı anlatmaktır. Ama o adam karşılarına çıkınca “Ciddi düşünüyorum, evlenip çoluk çocuğa kavuşmak istiyorum” deyince bir anda soğurlar. Çapkın, gözü dışarda adam daha makbul gelir içten içe. Çünkü pek çok kadın zor olanı sever. “Bu adamı herkes istedi ben kaptım” demek ister. “Evliliğe ben ikna ettim, gözü dışardaydı ama beni tanıyınca değişti” diyebilmek asıl zaferdir onlar için.

2- Analarının kuzuları
“Annesine değer veren, onu başının üzerinde tutan erkek, kadına değer vermesini bilir” diye düşünür kadınlar. “Erkek dediğin, annesine düşkün olacak” derler. Ama ne zaman bir ana kuzusu görseler ya onu kılıbık olmakla ya da fazla duygusal olmakla suçlarlar. Bir anda kıskanır hatta bazen de küçümserler anneleriyle olan ilişkilerini. Kendi oğulları olsa nasıl yetiştireceklerine bakmaksızın acımasızca eleştirirler karşılarına çıkanları.

3- Taktik yapmayan dürüstler
Oyun oynamayan, kendine aşık etmek için taktik yapamayan erkekleri ister kadınlar. Onların ne kadar olgun, ne kadar kendilerine güvenli olduklarını anlatırlar. Ama ne zaman ki karşılarına böyle bir erkek çıkar ondan hemen sıkılırlar. Çünkü kendileri taktikçidir aslında. Zor olanı severler. Oyunları, entrikaları ve kolay elde edemediklerini seçerler. Kolay elde ettiklerine elde bir diye bakar, ulaşılmazın, kendilerine taktik yapanın peşinde koşar, onu çekici bulurlar...

4- Duygusallar
“Erkek değin duygusal olacak, yeri geldiğinde duygularını açık açık göstermekten çekinmeyecek” der kadınlar. Ama ne zaman da duygusal bir erkekle karşılaşsalar “Karı gibi ya o ne” diye yaftalarlar. Erkeğin öküzünü, duygularını belli etmeyenini çekici bulduklarını bazen kendileri bile fark etmezler...

5- Her daim dürüst olanlar
Dürüstlük çok önemlidir bizim için. Yalandan dolandan, aldatandan kaçarız hep. “Dürüstlük de dürüstlük” diye tuttururuz. Ama karşımıza çıkıp bizimle her şeyi dobra dobra konuşan adamı da patavatsız buluruz. “Hiç romantik değil” deriz. Hatta bazen öküzlükle bile suçlayabiliriz. Dürüst olsun ama dürüstçe söyleyeceği şeyleri bizim duymak istediğimiz formata soksun isteriz.

6- Ailenin onayladıkları
“Annem istemezse çıkmam, babam sevmezse evlenmem” laflarını ne kadar da çok duyarız öyle değil mi? Seveceğimiz adamı, ailemizin beğenmesi çok önemlidir. Ama ne zaman ailemiz bize birini gösterse ona kulp bulmayı eksik etmeyiz. Madem ailemizin onayladığı, onaylayacağı erkek çok kıymetli neden onların seçtiklerine ya da önerdiklerine hiç şans vermeyiz sizce?

7- Aşırı romantikler
Anlatırken “Romantik olsun mutlaka” derler. Sonra da aşırı romantikleri küçümserler. Hatta fazla romantizmden sıkılırlar. Konu başkasının ilişkisi oldu mu “Ay ne romantik” dedikleri şeylerle karşılaştıklarında “Amaan amma da klişe” demeyi de eksik etmezler. Romantik erkek kolay elde edilmiş erkektir kimi için de. O yüzden romantizm öyle sürekli değil ayda yılda bir olursa keyif verir onlara.

Uzun lafın kısası kadınların ne dediğiyle ne istediği örtüşmez çoğu zaman. “Kadınlar ne istediğini bilmiyor” diyenler haklıdır o açıdan. Tecrübe ve yenilen kazıklar açar kadınların gözünü. O yüzden de bir kadının en akıllı ve en gerçekçi olduğu yıllar 30’undan sonra gelir. İşte o zaman yukarıda yazdığım tüm erkekler gerçekten çekici gelmeye ve hatta değerlenmeye başlar. Tabii o yaştan sonra öyle adamı bekar ya da aklı başında bulmak da gerçek bir zaferdir...