Giriş
1823 yılında Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa, Sultan II. Mahmud’a hediye olarak bir zürafa gönderir. İstanbul limanına yanaşan bir gemiden indirilen zürafa, kendisini ilk kez gören İstanbulluların şaşkın bakışları arasında Beşiktaş Çinili Köşk Meydanı’na getirilir.
Padişah hazretleri ferman buyurur. Bütün enderun ağaları toplanıp zürafayı seyre gider. 27 Kasım günü Beşiktaş’ta büyük bir seyir olur. O güne kadar hiç zürafa görmemiş olan İstanbul halkı, Beşiktaş Çinili Meydan’da toplanır, hayatında ilk kez karşılaştığı bu tuhaf hayvanı seyre dalar.
***
Hayvanın ağaçların yapraklarını yiyişi hayranlıkla izlenirken, Habeş Ahmet Ağa hazırladığı senaryoyu başlatmak üzere bağırır:
Zürafa uğurlu ve mübarek bir hayvan olup, onu eliyle tutarak bir kere gezdiren müslüman, yeryüzünde hiçbir zarar ve ziyan görmez.
Sonra hayvandan çok korkan Abdi Bey’e doğru bakarak şunları söyler:
Haydi, müslüman olan beri gelsin, zürafayı şöyle bir gezdirelim. Kim bu hayvanı gezdirirse cennete gidecektir.
***
Sarayın eğlence kaynağı olan ve ‘Küpeli Çavuş’ diye de anılan Abdi Bey, III. Selim tarafından çok sevilirdi. Küpeli Çavuş, III. Selim’den sonra II. Mahmud’un da gözüne girmeyi başarır. Her daim padişahın meclisinde yer bulur. Sultan II. Mahmud, Abdi Bey’i işaret ederek “Cesurdur. Bu işin üstesinden gelir” der.
Kendini bir anda eller üstünde bulan Abdi Bey, zürafanın üstüne oturtulur. Üzerine binilen bir hayvan olmadığı için zürafa huysuzlanır ve telaşla koşmaya başlar. Abdi Bey’in yalvarmalarından, yakarmalarından korkan zavallı hayvan, İshakiye Köşkü’ne doğru koşmaya başlar. Bu sırada Abdi Bey’in padişaha seslenişi duyulur:
Ahret hakkını helal eyle efendimiz. İlk menzilimiz ecel beşiğidir. İşte bindim bir alamete, gidiyorum kıyamete. Elveda.
***
Ne var ki, kıyamete giden Abdi Bey değil, zavallı zürafa olur. Padişahı güldürdüğü için ödüllendirilen Küpeli Çavuş, saraydaki konumunu güçlendirir. Zavallı zürafa, bir hafta sonra kendisi için sirkten farksız olan saray avlusuna uzanır ve bir daha yerinden kalkamaz.
***
Pandemi süreciyle birlikte hayatımıza giren uzaktan eğitim, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın hediye ettiği zürafa gibi bir anda hayatımıza girdi. Zürafa ile ilk kez Beşiktaş Çinili Meydan’da tanışan ahali, bu kez uzaktan eğitim ile EBA üzerinden tanıştı. Bakan, eğitim camiası için “Cesurdur. Bu işin üstesinden gelir” dedi. Hepimiz bir anda kendimizi EBA’nın sırtında bulduk. Zürafanın üzerindeki Küpeli Çavuş gibi telaşla bir yere doğru gidiyoruz, ama hayırlısı inşallah…
