Sadık Gültekin’le Doğru Tercih Bir aşı hikayesi…
HABERİ PAYLAŞ

COVID-19 aşısının Türkiye’ye gelişi için geri sayım başladı. Ancak aşı konusunda kafalar hâlâ karışık. Yayılan komplo teorileri ve yanlış bilgiler, insanların aşıyı farklı yorumlamasına neden oluyor; kimileri aşı şart derken, kimileri kararsız olduğunu belirtiyor. Doktorlar ise aşının şart olduğunu söylüyor. Aslında Türkiye aşı konusundaki bu tartışmalara çok yabancı değil…

***

Kuduz Aşısı, 1885'te Fransız mikrobiyolog Louis Pasteur tarafından keşfedildi. Osmanlı Padişahı Sultan II. Abdülhamid, gelişmeleri yakından takip eder ve bakteriyoloji alanındaki yeniliklerin yurda getirilmesi, Pasteur Enstitüsü’nün kurulması amacıyla, aşının keşfinden bir yıl sonra, Haziran 1886’da bir heyet oluşturup Fransa’ya gönderir.

Haberin Devamı

***

Kuduz hastalığının dünyayı kavurduğu o yıllarda Abdülhamid Pasteur’u, çalışmalarını gerçekleştirmek üzere, İstanbul’a davet eder. Pasteur’un gelemeyeceğini bildirmesi üzerine bir teklif daha yapılır. Bu teklifte, aşının üretilmesi ve uygulanması için Osmanlı hekimlerine eğitim verilmesi yer alır.

***

Pasteur’un teklifi kabul etmesinden sonra, eğitime gitmek üzere Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şâhâne’den Alexander Zoeros Paşa’nın başkanlığında, Dr. Hüseyin Remzi ve Dr. Hüseyin Hüsnü’nün gönderilmesine karar verilir. Abdülhamid, Zoeros Paşa’ya "Pasteur insanlığın hayrına pek mühim bir iş yapmıştır. Devletimizin nişanını kendilerine takdim ediniz” diye emir verir. II. Abdülhamid’in, kuduz aşısını bulan Pasteur’e, kendi istihkakından 10 bin frank ve Mecidiye Nişanı verir.

***

Pasteur çalışmalara temel teşkil etmesi için “kuduz mikrobu” enjekte edilmiş bir kemik iliğini, Osmanlı heyetine teslim eder. Heyet, İstanbul’a döndükten sonra Abdülhamid’in iki yıl içerisinde tamamlattığı Kuduz Hastanesi’nde çalışmaya başlar. Pasteur Enstitüsü’nde gördüklerini bu hastanede tatbik ederler. Bu sayede, keşfinden sadece 3 yıl sonra aşı İstanbul’da üretilmeye başlanır.

***

Abdülhamid Han ile Pasteur arasındaki dostane ilişki, İstanbul’da baş gösteren “kolera salgını” ile devam eder. Saraydaki doktorların çelişkili ifadeleri üzerine Abdülhamid, Pasteur’dan yardım ister. Pasteur, yardımcılarından Dr. Şantimes’i İstanbul’a gönderir. Şantimes’in çalışmaları sayesinde salgın kısa sürede kontrol altına alınır. Abdülhamid, Şantimes’i bırakmak istemez.

Haberin Devamı

Şantimes, bu teklifi, Paris’te yapacak çok işinin olduğunu söyleyerek geri çevirir. Bunun üzerine Abdülhamid, Pasteur’e başvurarak, Şantimes’i Osmanlı Devleti’ne vermesini ister. Pasteur, Abdülhamid’den kendisini sağ kolundan mahrum bırakmamasını rica eder. Pasteur, Şantimes’nin yerine Dr. M. Nicolle’ü gönderir. Nicolle, Türkiye’de bakteriyoloji iliminin kurucusu olur.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder