Sadık Gültekin’le Doğru TercihDünya düz olsaydı durum ne olurdu?

HABERİ PAYLAŞ

Dünya düz olsaydı durum ne olurdu?

Yazının mucidi Sümerler, dünyanın düz olduğunu düşünüyordu. Eski Çinliler yeryüzünü dikdörtgen biçiminde tasarlamıştı. Bâbilliler de yeryüzünün düz olduğunu düşünüyordu. Hintliler ise dünyayı çevresi su ile kaplı daire şeklinde yine düz bir alan olarak düşünüyordu. Eski Yunan’da önceleri dünyanın düz olduğu fikri kabul görmüştü. Dünyanın yuvarlak olduğuna ilişkin ilk fikirler Pisagorculara aittir. Pisagorculara göre küre en mükemmel şekil kabul edildiğinden yer, küre biçiminde olmalıydı. Onlar gök cisimlerinin de küresel olduğuna ve dairesel yörüngeler üzerinde hareket ettiğine inanıyordu. Platon da yerin küresel olduğunu savundu.

Haberin Devamı

Şayet Dünya ilk zamanlarda düşünüldüğü gibi düz olsaydı, gökyüzü manzarasından hava olaylarına kadar yaşamın her yönü kökten değişir ve bugünkü gezegenimizin işleyişine kıyasla çok daha karmaşık ve yaşanamaz bir hale gelirdi. Fizik kurallarından hava olaylarına, denizlerden yerçekimine kadar her şey bu yeni düzende garip ve alışılmadık bir şekil alırdı. İşte, düz bir Dünya’da hayatın nasıl olacağına dair bazı çarpıcı açıklamalar:

* İnsanlar için yaşaması zor olan bu şartlar hayvanlar için daha da zor olurdu. Kuşlar yönlerini bulmak için Dünya’nın manyetik alanını kullanır. Manyetik alandaki çok küçük değişiklikler bile kuşların yön bulma kabiliyetlerini etkiliyor. Düz bir Dünya’da manyetik alanın varlığından söz edilemez, dolayısıyla kuşlar yönlerini asla bulamayacaktı.
* Güneş yeryüzünün her yerinde aynı anda doğar ve batardı. Buna bağlı olarak yeryüzünün her yeri aynı anda aydınlanır ya da karanlığa gömülürdü.
* Çekirdeğe uzak olan kısımda yerçekimi nerdeyse sıfıra yakın olurdu. Çekirdeğe yaklaştıkça yürümek ve hareket etmek daha zor olurdu. Ufuk çizgisi olmazdı. Hava olayları dikey ilerlerdi.
* Yerçekimi olmazdı. Yerçekimi tüm cisimleri gezegenin merkezine doğru çeker. Ancak düz bir Dünya’da bu merkez, Kuzey Kutbu olurdu. Kuzey Kutbu’ndan uzaklaştıkça yerçekimi, giderek yatay bir kuvvete dönüşürdü. Bitkiler yatay şekilde büyümeye başlardı.
* Yerçekimi, yağmur ve kar gibi tüm yağış türlerini Kuzey Kutbu’na doğru çekerdi. Dünya’nın merkezine yakın yerlerde yağışlar dikey olarak düşerken, kenarlara yakın yerlerde yağışlar yatay bir şekilde hareket ederdi. Nehirler, okyanuslar ve diğer su kütleleri de yalnızca merkeze doğru akardı. Okyanuslar Dünya’nın merkezinde toplanır ve kenarlarda su kalmazdı.
* Atmosfer olmazdı. Yerçekimi olmadan, düz bir Dünya üzerinde atmosferin tutunması mümkün olmazdı. Atmosfer olmadığında, gökyüzü tamamen siyah görünürdü çünkü mavi gökyüzü, güneş ışığının atmosferdeki moleküller tarafından saçılmasının bir sonucudur. Denizlerin mavi görünümü bile atmosfer olmadan kaybolurdu.
* Okyanuslar, göller ve nehirler buharlaşarak hızla kaybolurdu. Atmosfer olmadığı için gezegen ılık kalamaz ve hızla soğuyan bir buz topuna dönüşürdü. Sıcaklık farkları, gündüz ve gece arasında aşırı seviyelere ulaşır, bu durum yüzeydeki yaşamın olanaksız hale gelmesine neden olurdu.
* Günümüzde kullandığımız uydular ve GPS sistemleri var olamazdı. Uydular, yerçekimi tarafından Dünya’nın etrafında bir yörüngede tutulur ve bu sistemler küresel bir gezegenin gerekliliklerine göre çalışır. Düz bir Dünya’da yerçekimi merkezden dışa doğru yönlenir ve bu durum yörüngede kalmayı olanaksız hale getirirdi.
* Şu anda Dünya’nın küresel yapısı sayesinde farklı yarımkürelerden baktığımızda, gökyüzünün farklı bölümlerini görebiliyoruz. Bu çeşitlilik sayesinde 360 derecelik bir görüş açısına sahibiz. Düz bir Dünya’da, gökyüzünün yalnızca bir bölümünü görebilir ve mevcut manzaramızın büyük bir kısmını kaybetmiş olurduk. Bu, hem astronomi çalışmalarını hem de görsel çeşitliliği ciddi şekilde

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder