Giriş
Florür, diş ve kemik oluşumunda gerekli olan bir iyondur. Ortalama olarak yetişkin bir kişinin günlük 2-3 miligram flor ihtiyacı bulunur. İnsanlar flor ihtiyaçlarını bazı bitkilerden ve balıklardan karşılar. Florür, vücuda yüksek miktarda alındığında oldukça zararlı, örneğin 5 gram sodyum florür ölümcül etkiye sahip.
***
Florür, diş çürümesine karşı savaşta yardımcı bir mineral olarak bilinir. Diş macunu yutulmadıkça kolay kolay toksik etki yapmıyor. Diş macunu kullanmak sağlık açısından çok önemli, uygun kullanınca zararı yok. Ancak uygunsuz kullanılan florür, vücuda girdikten sonra yok olmuyor. Adı birikimli biyokimyasallar arasında geçiyor. Vücuda girdikçe birikmeye devam ediyor. Sürekli kullanıldığında insanı yavaş yavaş zehirleyip düşünme gücünü ciddi ölçüde zayıflatıyor. Florür, vücuda girdiği andan itibaren epifiz bezi tarafından emiliyor ve sonrasında epifiz bezini yok etme yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.
***
Kimyager Charles E. Perkins “Florür sürekli kullanıldığında zaman içinde yavaş yavaş zehirleyen ve bireyin beyin gücünü zayıflatan bir etki gösterir” der. Epifiz bezi, fasulye tanesinden daha ufak bir organ. Hipofiz bezinin hemen arkasında bir oyuğun içinde bulunuyor. Vücuttaki melatonin salınımını düzene sokan, melatonin dengesini sağlayan bir organ. Aynı zamanda biyolojik saatimizi düzene sokuyor. Vücudun uyuması ve uyanması gibi birçok önemli görevi üstleniyor, karar verme mekanizmasını yönetiyor.
***
Sodyum florür, kimyasal bir atık, dünyanın gelmiş geçmiş en sinsi zehirlerinden biri! Zamanında Nazi kamplarında kullanıldı. Hitler’in kimyagerleri, nüfusun azaltılması ve kadınların doğurganlığının kontrol altına alınması için tutsakların sularına bu minerali katarak deneyler yaptı. Deneye maruz kalan tutsaklar, bir müddet sonra pasif ruh haline bürünerek emirlere itaat ediyordu. Çünkü florürün yatıştırıcı, pasive edici etkisi vardır. Bireyleri ve toplulukları düşünemez, sorgulayamaz duruma getiriyor! Daha sonra tutsaklarda ciddi ve kalıcı beyin hasarları oluştu.
***
Flor maddesinin temel özelliği, dünyada bulunan (-) eksi yüklü en ufak element olması. Ayrıca vücutta bulunan 83 enzimden 66’sını bloke edebiliyor, yani florür bir enzim inhibitörü! Japonya, 70’li yıllarda sulara florür eklenmesini yasakladı. Küba’da 90’dan beri şebeke suyuna florür eklenmesi yasak. Hollanda’da 1973’te sulara sodyum florür eklenmesi durduruldu.
***
Dişlerinizi fırçalamadan önce, eliniz su bardağına gitmeden önce ‘durun bir düşünün’ derim. Acaba kullandığımız ürünler, içtiğimiz sular sanıldığı kadar masum mu?
