Sadık Gültekin’le Doğru TercihKırık mermerin hikayesi!

HABERİ PAYLAŞ

Kırık mermerin hikayesi!

İsmet İnönü, işgalci güçlerin derhal topraklarımızı boşaltmalarını ve Meriç Nehri’nin doğusunda bulunan tüm yabancı askerlerin batı kıyısına çekilmesini istedi. Mudanya’ya gelen Yunan General Mazarakis, Meriç Nehri’nin batısına çekilmenin askeri değil, siyasi bir konu olduğunu belirterek, askeri temsilcilerin bu konuyu görüşemeyeceklerini söyledi. Harrington, Trakya’nın hemen boşaltılmasını kabul etmedi. Üstelik Boğazlardaki tarafsız bölge olarak nitelendirdikleri yerlerdeki Türk kuvvetlerinin çekilmesini istedi.

Haberin Devamı

Londra’da bulunan Venizelos da, Trakya hemen boşaltılırsa, Rumların katledileceğini ileri sürdü. Görüşmelerin gidişatı iç açıcı değildi. Hatta bir ara tıkanma noktasına geldi. Görüşmeleri yakından takip eden Atatürk, Trakya’nın Türkiye’ye verilmesinin kabul edilmemesi halinde ordunun İstanbul’a yürümesi emrini verdi. Türklerle İngilizler bir kez daha karşı karşıya geldi. Fakat İngilizler, Çanakkale’yi savunabilecek güçte değildi. Fransa’nın girişimiyle İtilaf Devletleri temsilcileri, İstanbul’da kendi aralarında yaptıkları özel görüşmelerden sonra 9 Ekim’de görüşmelere yeniden başlandı ve 11 Ekim sabahı saat altıda ateşkes antlaşmasını imzalayarak yeni bir savaşın başlamasını engellediler.

Mudanya’daki görüşmeler sırasında İnönü, başlangıçta Harrington’ın gözünü pek doldurmamış fakat kısa süre sonra İngiliz general, onun ne kadar çetin bir ceviz olduğunu kabul etmişti. Harrington, İnönü hakkında “İlk gördüğüm vakit, o benim üzerimde büyük bir etki ve intiba bırakmadı. Görünürde gösterişsiz, ufak tefek bir insandı. Az konuşuyordu. Bundan başka ağır işitiyordu.

Öyle sanıyorum ki aşağı yukarı 42 yaşlarındadır. Bizimle münasebetlerinde ilkin çok inatçı görünüyordu. Onun güldüğünü hemen hemen hiç görmedim. Yalnız ‘Nasılsınız?’ veya ‘Allahaısmarladık’ derken biraz gülümsüyordu. Elbetteki Ankara’dan aldığı kesin talimata göre hareket ediyordu. Ama teferruat hususunda bir üstattı. Her satırı gayet dikkatle tetkik eder ve baştan sona kadar okur, notlarını süratle alır ve satırların altında gizli bir mana bulunmadığına kanaat getirmedikçe fikrini söylemez. Ama daima nazik davranır” diyor. 3 Ekim 1922 günü İngiliz General Harrington, İtalyan General Monbelli, Fransız General Charpy ve Yunan General Mazarakis gemilerle Mudanya açıklarında demirlediler. Filikalarla Mudanya’daki iskeleye çıktılar. Müzakerenin nerede yapılacağını bilmedikleri için iskelede beklemeye başladılar.

Haberin Devamı

İnönü, bir subayını iskeleye yolladı. Harrington; “Biz burada hepimiz generaliz, sizin generaliniz gelmeden görüşmenin yapılacağı binaya gelmeyiz” dedi ve daveti geri çevirdi. Subay geri dönerek durumu İnönü’ye aktardı. İnönü, “Biz galip devletiz, mağlup değiliz ki ayaklarına gidelim” dedi ve subayını bir daha göndermedi. Generaller bir süre bekleyip, filikalarına binerek gemilerine geri döndüler. Kısa bir süre sonra tekrar karaya çıktılar. Halka sorarak müzakerenin yapılacağı binayı buldular.

İnönü, generalleri kapıda karşıladı. Yunan generalinin görüşmelere katılması Türk tarafınca kabul edilmediğinden, general Mudanya açıklarında bekleyen kendi gemisine geri döndü. İngiliz General Harrington, kısa sohbetten sonra “Yerlerimizi öğrendik, gemilerimize geri dönelim” der. Ancak İnönü, “Bundan sonra benim emrim altındasınız, ben izin verirsem dönebilirsiniz” karşılığını verir. İngiliz generali Harrington, “Paşam fazla ileri gidiyorsunuz. İstanbul’u yakarım” deyince, çok sinirlenen İsmet İnönü, “Sen İstanbul’u yak, ama ben Çanakkale Boğazı’nı kapatırsam gemilerini balık gibi yüzdürürüm” der ve yumruğunu konsolun önündeki mermer masaya indirir, mermer masa ikiye ayrılır!

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder