Giriş
Milli Eğitim Bakanlığı, genelde en çok bakanlık değiştiren kurumların başında geliyor. Son 20 yılda 8 bakan görev alırken, 17 kez de eğitim sistemi değişti. Bu süreçte 4 kez lise giriş sınavı, 4 kez de üniversite giriş sınavı değişikliğine gidildi. Ne yazık ki tüm değişimlere rağmen Milli Eğitim alanında istikrar bir türlü sağlanamadı.
***
Değişimin bâki olduğu bu süreçte “Daha az tost yiyip, daha az test çözecekler” diyen bakan da gördük, “Herkes üniversiteli olmak zorunda değil. ‘Sen ağa ben ağa, bu inekleri kim sağa’ durumu var yani” diyen bakan da gördük, hatta yapılan eleştirilerden yakınıp “Biraz insaf istiyoruz” diyen bakan da gördük. Lakin sözler kalıcı, bakanlar gidici oldu…
***
Ancak bu süreçte bir şey kalıcı oldu, istikrarsızlığın istikrarı. Diğer bir ifadeyle, başarısızlığın istikrarı bize miras kaldı. Neden böyle diyorum, açıklayayım: Son yapılan ulusal sınavların sonuçlarına baktığımızda bu tabloyu net olarak görebiliyoruz. 2020-YKS’de yarım milyondan fazla aday matematik ve fen bilimleri testinde 1 doğru bile yapamadı!
***
Geçen yıl üniversite sınavının birinci oturumu olan TYT’ye yaklaşık 2 milyon 300 bin aday katıldı. Sınava katılanlardan 2 milyon 260 bin 671 adayın puanı hesaplandı. Bu durumda 40 bin adayın puanı hesaplanmadı, yani sıfır net yapmış kabul edildi. Birinci barajı aşmak için sınavdan 150 puan almak gerekiyordu.
Bunun için de 120 soruluk TYT’den 16 net yapmak yeterli oluyordu. 512 bin aday 150 puanı alamadığı ve 16 soruyu dahi yapamadığı için daha ilk barajı aşamayarak elendi. 2020-TYT’de tüm soruları doğru yanıtlayan aday yok, 119 soruyu doğru cevaplayan sadece 4 aday var.
***
- Türkçe testindeki 40 sorunun tamamını doğru cevaplayan sadece 34 aday var, 4 bin aday ise testteki hiçbir soruya doğru yanıt veremedi.
- Sosyal Bilimler testinde 20 sorunun tamamını 2 bine yakın aday doğru yanıtladı, 38 bin aday ise hiçbir soruya doğru yanıt veremedi.
- Matematik testindeki 40 sorunun tamamını 2 bin aday doğru yanıtladı. 400 bin aday hiçbir soruya doğru yanıt veremedi.
- Fen Bilimleri testindeki 20 sorunun tamamını sadece 1500 aday doğru yanıtladı. 555 bin aday ise hiçbir soruyu doğru yanıtlayamadı. Bu sayı, sınava katılanların dörtte birine karşılık geliyor.
***
Bu acınası sonuçlar karşısında şapkamızı önümüze koyup düşünmenin zamanı gelmedi mi? İşin ilginci bu başarısızlığı kimse üstlenmediği gibi, hiç kimse de kimseden hesap sormuyor. Nedir bu sonuçların hali, kimdir bunun sorumlusu? Bu başarısızlıkta adayları suçlamak, işin kolayına kaçmak olur. Belki de en az suçlu olanlar, öğrencilerdir. Sizce asıl suçlu öğrenciler mi, sınavlar mı, öğretmenler mi, yoksa?..
