Giriş
Kaan Sekban; eski beyaz yakalı, şimdinin eleştirmeni ve komedyeni.
Eleştirmen demek onun için yanlış bir tabir olmaz; çünkü çalışan kesimin yaşadığı zorlukları mizahıyla dile getiren, iş hayatının normlarından sıyrılmış cesur bir adam o.
"Cesaret, bütün korkulara rağmen bilinmeyene adım atmak" diye tanımlanıyor literatürde.
Onun yaptığı bilinmeyene değil, söylenmeyene adım atmak.
Çoğu kişinin tek başına kalınca duvarları yumruklayarak söylediklerini, o sosyal medyada herkes adına söylüyor.
Kaan Sekban, insanların hayatına dokunmayı başardı
Yaptığı bir paylaşımda takipçilerinden gelen mesajları paylaşmıştı.
Takipçileri onun sayesinde mesai saatlerinin düzenlendiğinden, çalışma koşullarının iyileştiğinden bahsetmiş.
Belli ki suya sabuna dokunmuş, sadece kendi hayatını düzeltmekle kalmamış, başkaları için de “mobbing”leri ortadan kaldırmış.
İnsanların düzeni değiştirebileceğini gösterdi Kaan Sekban.
İlkokuldan beri öğrendiğimiz hak ve sorumluluklarımızın, bir anda yetişkinlikte “Aman sus, ses çıkarma, ekmek aslanın ağzında” anlayışına dönüşmesini sessizce izlemedi.
“Hayatımda ne yoksa şovlarımda da yok"
Sadece beyaz yakalıların yaşadığı problemlerden bahsetmiyor üstelik.
Arkadaşımızın yüzüne gerçek düşüncelerimizi söyleyemediğimiz anlardan, “Bana ne bundan” diye iç geçirdiğimiz zamanlardan, çelişkilerle dolu dizilerden, özlü söz söylediğini sanan kişilerden; kısacası eksik gördüğü her konudan bahsediyor.
Hayatın eksik yönlerini mizahı ile harmanlayıp, bize küfür etmeden de gülünebileceğini gösteriyor.
Kendisi de Okan Bayülgen’in programında bunu “Hayatımda ne yoksa şovlarımda da yok, her yaştan birey gelip izleyebiliyor" diye anlatıyor.
İhtiyacımız olan bu asil komedyenliği bize getirdiği için Kaan Sekban'a teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum.
