Giriş
İçimizi parçalayan kadın cinayetlerine üzülüp, çaresizliği yaşarken, bir kadınla tanıştım: Sinem Irgat. Sosyal medyadan bana ulaşan Sinem Hanım, Ayşe Arman'la yaptığı röportajı atmış bana. Baştan sona okudum, çok etkilendim. Hayatında hiç görmediği, hiç tanımadığı, dertleşmediği kadınlara ve ailelerine yardım ediyor. Şiddet gören kadınlara “Boyun eğmek zorunda değilsiniz, ayağa kalkın!” diyor. Demekle de kalmıyor, elini taşın altına koyuyor. Kendisi gibi toplum gönüllüsü avukatlardan oluşan bir ekip kurmuş. Ücretsiz danışmanlık veriyor ve şiddete uğrayan kadınların davalarını alıyorlar. Kadın cinayeti davalarını da Sinem Irgat’ın başlattığı iyilik hareketiyle üstleniyor bu avukatlar. Sinem Irgat kendisini şöyle tanımlıyor:
Kendi halinde bir kadınım, özel bir hikayem yok. Sadece üzüldüğüm haberlere “vah vah” demek yerine elimi taşın altına koyuyorum ve şiddete uğrayan kadınları veya cinayete kurban gitmiş kadınların ailelerini arayıp “Yapabileceğim bir şey var mı?” diye soruyorum.
Davaları ücretsiz alan arkadaşlarına çok teşekkür ediyor ama avukatlar davalara yetişemiyor. Bu yüzden “Ben de varım” diyen avukatlar @irgatsinem adlı instagram hesabından ulaşabilirler.
Çoğunuz hatırlarsınız; 29 Mayıs 2016’da Balıkesir Edremit’te Esra Gövem öldürülmüştü. Sinem Irgat aileye avukat tahsis ettikten sonra davayı müebbetle kazanmışlar. Yazmaya bile elim varmıyor ama o dönemde Esra’nın kızı henüz 16 aylıktı. Sinem Hanım, “Bu çocuk, onu annesinden küçücükken ayıran katil babasının soyadını neden taşıyor?” dedi ve dava açtırdı. Karar eylül ayında belli olacak. Kazanılırsa yaşam hakkı ellerinden alınmış kadınların çocukları, katil babalarının soyadlarını taşımayabilirler. Bu dava bir ilk, dolayısıyla sonucu beni de meraklandırdı.
Ne diyelim; böyle güzel insanlar hayatta hep olsunlar. Ama umarım daha güzel olaylarda daha güzel günlerde olurlar. Sinem Irgat ismini uzun bir süre unutmayacağım.
