Selin Çakar Nedir yönetmen 'Murat Saraçoğlu'nun dizinin fanlarından çektiği?
HABERİ PAYLAŞ

Nedir yönetmen 'Murat Saraçoğlu'nun dizinin fanlarından çektiği?

Haberin Devamı

Dün akşam bilgisayarın başına oturmuş ne yazsam diye düşünürken telefonumun ekranına Fazilet Hanım ve Kızları'nın başarılı yönetmeni Murat Saraçoğlu'nun instagram üzerinden canlı yayın yaptığı bildirimi düştü. Açıp izlemeye koyuldum ki yağan mesajlardan izlemek ne mümkün? En az birkaç farklı dilde gelenler de cabası. Malum sosyal medya icat oldu, bazı şeylerin de tadı kaçtı.

'Fan'lar bir dizinin içinde yer alan herkesi kanlarının son damlasına kadar bunaltıyorlar. Sadece oyuncuları değil.

Yönetmeninden, senaristine, yapım ekibinde çalışanından, oyuncusuna herkesi... Hatta bazen bu insanları isyan etme noktasına getiriyorlar. Sanırım bir dizi yayınlandığı sürece tüm ekibin birbirlerinden hiç ayrılmadıkları gibi bir kanıları var.

Tamam setten yayın yapıldığında sorulan soruları (mantık dahilinde olanları) bir nebze anlıyorum ama örneğin bir at çiftliğinden yapılan yayını izlerken 'Hazan'la Sinan ne zaman sevgili olacak?' sorusunun sorulmasını anlamıyorum. Etmeyin arkadaşlar. İnsanları boğmayın. Üstelik bu sorunun cevabını yönetmen değil senarist bilir ki onun da böyle bir soruya cevap vereceğini zannetmem. :)

Nedir yönetmen Murat Saraçoğlunun dizinin fanlarından çektiği

Televizyonda izlediği şeylerin tadını çıkaran seyirci olsun. Tamam seyrederken hoşuna gitsin, karakterlerin duygularıyla üzül, sevin de 'bölüm sonu' yazdığında da o karakterleri orada bırak.

'Amaaaan altı üstü bir dizi işte...' deyip geçilen işin gerçekten herkesin dayanamayacağı kadar çok meşakkatli olduğunu, çok uzun saatler çalışılarak ekrana gelebildiğini unutmayalım. Biz ekranın bu tarafında kalalım, işi bilenler de işlerini severek yapabilsinler. Yani demem o ki 'fan'lığın da bir ölçüsü olsun.

Oyuncu kimdir?


Bazı sıfatları çok kolay yüklüyoruz insanlara. Sonra onlar da 'ah ben oyuncuyum istediğimi konuşurum' gibi saçma, boş bir hisse kapılıyorlar.

Benim zihnimde oyuncu;
Haluk Bilginer'dir mesela.
Ahmet Mümtaz Taylan'dır.
Seray Gözler 'dir.

Bakınız genç isimlerden Serenay Sarıkaya'dır. Burcu Biricik'tir.

Buraya sığdıramayacağım ama bu işe gönül vermiş, saygı duymuş, emeğini esirgememiş, seyircisini önemsemiş, ruhuyla oynamış insanlardır 'oyuncu'. Öyle hasbel kader iki tane filmde 10 dakika gözüküp, oyunculuğun yanından yöresinden bile geçemeyecek, üstelik bununla da bir iş kotardığını sanıp densizce konuşacak...

Buna bir değer biçip haber yapmaya bile gerek yoktu bence. Bir de başına 'oyuncu' sıfatı ekleyerek... Lakin bir lafa bakmak gerek laf mı diye, bir de söyleyene bakmak gerek...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder