Şirin Sever 100 evin 49'una sanat eseri girmiş meğer!
HABERİ PAYLAŞ

100 evin 49'una sanat eseri girmiş meğer!

Evet evet, Türkiye’den bahsediyorum başlıkta. Hiç fena rakam değil! Türkiye’de sanat eserlerine, tablolara ve sanata ‘yatırım’ olarak bakılmasına bu kadar meylimiz olduğunu bilmiyordum. Peki bu rakam nereden çıktı derseniz, anlatayım… Geçen yıl eylül ayında 13’üncü kez düzenlenen ve 74 binin üzerinde kişinin ziyaret ettiği Contemporary İstanbul fuarının ardından ilginç bir anket yapıldı.

18 YAŞ ALTI MERAKLI

İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aylin Seçkin’in verdiği ‘Sanat Ekonomisi’ dersi öğrencilerinin gerçekleştirdiği anket; sanat eserlerine bakışımızla ilgili çarpıcı sonuçlar koydu ortaya. Zira, ankete katılanların yüzde 64’ü kadınlardan oluşuyordu, ki bu geleceğe dair umut veriyor. Anket, 18 yaş altı gençlerin sanatla ilgilendiğini gösterdi, ki bu da gayet sevindirici. En önemlisi de şuydu: Ankete katılanlara ‘ev ve işyerlerinizin duvarlarında ne asılı?’ sorusu yöneltildi. Yüzde 49’u ‘sanat eseri’ cevabını verdi. Bu da demektir ki, Türk insanının, kadınların ve özellikle gençlerin sanata merakı var.

Haberin Devamı

100 evin 49una sanat eseri girmiş meğer

Bu sonuçları Prof. Dr. Aylin Seçkin’le analiz eden Contemporary İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli’ye göre, sonuçların ortaya koyduğu gerçek şu: Sanata ilgi duyan ve etkileşim içinde olunması gereken kitle 35 yaş altı. Güreli’nin bahsettiği önemli bir detay daha var: “Sanat ekonomisi ve sanatın yatırım aracı olarak kabul edilmesi noktasında Türkiye henüz yolun başında. Ama sanat yatırımı yapmak için büyük rakamlar değil, bilgi ve bilinç gerekiyor. Siyaset ve ekonominin yanında sanat, yumuşak güç olarak yerini almış durumda. Türkiye bu yüzünü ve yumuşak gücünü gösterdikçe güçlenmeye devam edecek.” Yani boşuna denilmiyor ‘bizi sanat kurtaracak’ diye... Ve tüm karanlık düşüncelere rağmen sanata yatırım yapılması insana umut veriyor.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI'NIN İLGİSİNİ ÇEKECEK FİLM PROJESİ

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, her fırsatta Türkiye’nin gastronomi turizminde potansiyeli olan, dünyanın sayılı ülkelerinden biri olduğunu söyler... Onun, Güneydoğu’ya yaptığı inceleme gezilerinin ikisine katılmış biri olarak, bu konuya verdiği önemi bizzat kendisinden dinledim. Gastronomi konusunda rakiplerimizin çok ilerisinde olmamıza rağmen, bu değerleri ortaya çıkarmadığımızı söyleyen ve gastronominin ülkenin turizm potansiyelini arttıracağı iddiasında olan bir Kültür ve Turizm Bakanımız var madem; ona bir film projesinden bahsetmek isterim.

Haberin Devamı

100 evin 49una sanat eseri girmiş meğer

Geçen günlerde Bein Gurme kanalındaki yayınımıza usta yönetmen Ezel Akay katıldı ve iki yıldır üzerinde çalıştığı, Anadolu’nun yemek kültürünü anlatan yeni projesinden söz etti. Adı ‘Aşçı ve Prenses’ olan, Çin-Türk ortak yapımı bir film bu. Senaryo yazılmış halde, aralarında Çinli, Hintli ve Türk oyuncuların da bulunduğu kadroya karar verilmiş. Çin tarafı projeyi çok beğenmiş, hatta sansür kurulundan da geçmiş. Şimdi sıra Türk tarafında. Bakanlık projeyle ilgilenirse, çekimler başlayacak. Detayları merak eden varsa, aşağıdaki yazıda…

'AŞÇI VE PRENSES' GASTRONOMİ TURİZMİNE YARAR

‘Aşçı ve Prenses’, Türkmen aşçıyla, Şaman bir prensesin Çin’den Anadolu’ya yaptığı yolculuğun hikayesi... Aynı zamanda aşçı olan prenses, Çin İmparatoru’nun elçisi olarak Türk sultanına giderken, bir kervansarayda Türkmen aşçıyla karşılaşır. Türkmen aşçı, prensesi düşmanlardan kaçırır ve 12 farklı kervansarayda kalarak Konya’ya ulaşırlar. Durdukları her yerde Türk mutfağına ait unutulmaya yüz tutmuş yemekleri, mutfak kültürünü öğrenirler ve anlatırlar. Nasıl? Tam aradığımız ‘tat’ değil mi?

Haberin Devamı

100 evin 49una sanat eseri girmiş meğer

Tat demişken, Ezel Akay’ın mutfak bilgisi ve yemek hünerlerini de hesaba katarsak, gerçekten ‘lezzetli’ bir film olacağa benzer. Dediğim gibi bu filme Çin tarafının desteği tamam. Hatta Ezel Akay’ın söylediğine göre; Çin tarafındaki bütün randevuları kolayca almalarının nedeni, Türk dizilerinin gördüğü büyük ilgiyle alakalı. Şimdi çekimlerin başlaması için Türk hükümetinin desteği gerekiyor. Türkiye’nin her yöresinin kendine has lezzetleri bulunduğunu ve bunun çok ciddi bir değer olduğunu vurgulayan, bu değerleri tanıtıp turizm adına kullanmak istediğini her fırsatta söyleyen Bakan Ersoy, bu projeyle de ilgilenir diye düşünüyorum.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder