Dekolte ve teşhircilik!

Sahne kıyafetleri çok konuşulan, her seferinde ‘çok çıplak’ diye gündem olan Gülşen, yine aynı konudaki soruları yanıtlamış... “Herkes kostümlerim hakkında dilediğini düşünebilir.

Sonuçta ben sahne işi yapıyorum, sahneye kendimi iyi hissettiğim ve canımın istediği şekilde çıkıyorum” demiş. Onun bu açıklamayı yaptığı gün, Cannes Film Festivali’ne çıplaklık uyarısı damga vurdu. Evet, ironik çünkü insan tam tersinin olmasını bekliyor. Fransa’da başlayan 78. Cannes Film Festivali’nde; çıplaklığa varan, aşırı dekolte giysilerin yasaklandığı bildirildi. Sebep olarak da, basının festivaldeki filmlerden çok, ünlü konukların kırmızı halıda giydiği aşırı dekolte giysilere odaklanması gösteriliyor. Uyarı, festivalin açılış filminin galası için hazırlanan davetiyede “Nezaket nedeniyle kırmızı halıda ve festivalin diğer alanlarında çıplaklık yasaktır” yazısıyla yapıldı. Yani olabildiğince kibar bir uyarı. Peki haklılar mı? Çok haklılar. İnsanlar aşırı çıplaklıktan utanmıyorsa, filmlerin ve asıl hikayenin önüne geçiyorsa, bu uyarıyı yapmaları gerekiyordu demek ki. Daha önce Türk ünlülerin Cannes’da en dekolteleri giyip poz vermesi ama oyunculukların asla konuşulmadığı tartışılmıştı hatırlarsanız... Ben de yazmıştım; ‘bu işler şovdur, gereklidir, doğaldır’ diye... Amaa... Bu işlerin bir aması var işte! Eğer şov kısmı asıl işi gölgeliyorsa buna set çekilmesi de çok normal. Kaldı ki ben hep söylüyorum; dekolteyle teşhircilik arasında çok ince bir çizgi var. O çizgi aşıldığında; iş, teşhirciliğe giriyor. Maalesef uzun zamandır da olay buraya kaymış durumda. Dünya starlarının kim daha çok haber olacak, kim daha çok dikkat çekecek yarışı arttıkça dekolte yarışı da artıyor. Neticede o kırmızı halıya katılanlar bir Gülşen değil, misafir! Gülşen kendi sahnesine istediği gibi çıkar sonuçta ama kırmızı halı teşhircileri, misafir olarak gittiği yerde rol çalamaz. Orası kimsenin şov yapma yeri değil! Cannes festival yönetimi bunu daha nazik nasıl söyleyebilirdi acaba?

Obezler dikkat, yakalanmayın!

Bir fikirler çatışması daha gelsin o zaman... Opera sanatçısı ve tenor Hakan Aysev, son konserinde kilolarıyla ilgili konuşmuş. “Eskiden çok tombik biriydim. Sonra kilo verdim. Ama tam forma girmişken gastronomi merkezi Urla’ya taşındım. Son halimi görüyorsunuz. Yine kiloluyum. Ama tombik insanlar mutludur, onlardan zarar gelmez” demiş. Ne sempatik, ne tatlı bir açıklama. Ama naçizane, bu aralar sokağa çıkmasın Hakan Bey; yakalarlarsa ölçecekler çünkü! Duymayan kaldı mı… Sağlık Bakanlığı tombik insanlara savaş açtı! 81 ilde eş zamanlı başlatılan program ile sağlık personeli vatandaşların yoğun olduğu meydanlarda boy, kilo ve vücut kitle indeksi ölçümleri gerçekleştirecek. Haber duyulduğu andan itibaren, orantısız zeka devreye girdi tabii. Espriler gırla. Herkes şişman arkadaşına “Sakın dışarı çıkma, bakanlık toplar” diye takılıyor. ‘Bir anda sokakta eller yukarı diye durdurulacak mıyız yani’ diye soran ya da yürürken arkadan biri “Obez gel buraya!” diye seslenecek mi diye merak edenler de var. Çok merak etmesin kimse, zira Sağlık Bakanlığı görevlileri, sokaklarda fazla kilolu kişileri tespit etmeye başladı bile. Size de sıra gelebilir her an. Ne yapacaklar peki? Fazla kilolu kişiler tespit edilerek Sağlıklı Hayat Merkezleri ve Aile Sağlığı Merkezleri’ne yönlendirilecek. Bu sayede kişilere diyetisyenler tarafından beslenme danışmanlığı ve takip hizmeti sunulacak. Obezliğin giderek artış gösterdiği bir ülkeyiz malum. Hatta araştırmalar diyor ki; Avrupa kıtasındaki en kilolu ülkeyiz. Durum böyleyken, bu konuda bir önlem alınması gerekliydi. Projenin hedefi ise 10 milyon kişinin ölçümlerini ortaya çıkarmak. Obez olanları tespit edip sağlıklı beslenmeye yönlendirmek. İnsanlarda farkındalığı artıracak önemli bir proje bence. Tek sorun şu; bunun yöntemi ve yapıldığı yer doğru mu acaba? Sokakta mı tespit edilmeli bu insanlar? Bence bu kısımda biraz daha kafa yorulabilir, ne dersiniz?

Uçaktan inme anksiyetesi sona erer mi acaba?

İşte beklediğim haber geldi... Uçak tekerleği yere değer değmez hemen inebilecekmiş gibi ayağa fırlayanlara ceza geliyor. Bu mudur? Budur! Dün okuduğum haber şöyleydi... Türk Hava Yolları uçuş sırasında güvenlik kurallarını artırmak amacıyla yeni bir uygulamayı hayata geçiriyor. Buna göre; uçaklarda kemer ikaz ışığı sönmeden ayağa kalkan, bagaj dolaplarını açan ya da yapılan anonslara rağmen oturmayanlar ‘kural dışı hareket eden yolcu’ statüsünde değerlendirilecek ve bu kişiler sadece uyarılmayacak, aynı zamanda para cezası ile de karşı karşıya kalacak. Hadi inşallah diyorum ve bu kararı alkışlıyorum. Zira o kadar çok sinir oluyorum ki bu tiplere, her seferinde ‘ne aceleniz var dakikalarca ayakta bekliyorsunuz, oturanları da sıkıştırıp huzursuz ediyorsunuz’ diye kavga ediyorum. Sanırsın herkesin anksiyetesi var! N’oluyor yahu, bekleyin herkes sıra sıra çıksın işte. Hatta Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne rica ediyorum; herkesin sıra numarasına göre uçaktan inmesi için de genelge çıkarır mısınız lütfen?