Şirin Sever Hakimin de hayırlısı!
HABERİ PAYLAŞ

Hakimin de hayırlısı!

“Kadınların giyimine, kuşamına, şortuna, etek boyuna karışmayın, size ne?” dedikçe, birileri el yükseltiyor maşallah. Bu kez kadının etek boyuna takan kişi, bir hakim! Avukatın dava dosyasındaki şikayetlerine, taleplerine bakmamış ama cüppenin altındaki etek boyuna bakmış! İsmi Mehmet Yoylu. Anadolu 2. İş Mahkemesi hakimi. Duruşmadaki kadın avukatın etek boyunu uygun bulmamış, cep telefonu ile fotoğrafını çekip baroya göndermek istemiş. İlk başta haberi okuyunca ‘yok öyle değildir, yine birileri bizi trollüyor’ diye düşünmek mümkün ama değil işte… Ne mutlu ki adliye ayağa kalkmış, Hakimler ve Savcılar Kurulu soruşturma başlatmış. Zira hakimin yaptığı hem meslek etiğine aykırı, hem de cinsel saldırı. Peki bu hakim bu yaptığından dolayı ceza alacak mı? Benim pek inancım yok, yargının nasıl işlediğini hepimiz görüyoruz biliyoruz malum ama kafalarda deli sorular gayet bol…

Haberin Devamı

Mesela bu hakim böyle davranarak, yargılama yetkisini kaybetmiş olmuyor mu? Çünkü bu hakimin verdiği cezaların etek boyuna göre olup olmadığı, kişisel fikirlerinin verdiği cezayı etkileyip etkilemediği nasıl bilinecek? Ceza verirken etek boyuna göre mi verdi, hak hukuk adalete göre mi verdi, nasıl emin olunacak, değil mi? Yargının geldiği noktadan hiç memnun değiliz, hatta ülkenin en temel sorunu bu ama işin, kadınların etek boyuna kadar düşmesi inanılır gibi değil. Bizi şimdilik rahatlatan tek şey; bu hakimin duruşma salonunda kendisine tek bir yandaş bulamamış olması… Ve o hakimin önünde, görülmesi gereken dosyaları olmasına rağmen bu edepsizliğe hiçbir avukatın alet olmaması. İşte o avukatlara selam olsun.

'NİYE MAKYAJSIZSIN?' NASIL BİR SORUDUR YA!

İşte size kadınlara ayar veren biri daha… Hadise, yemeğe makyajsız gitmiş diye “Sunset gibi şehrin en iyi restoranlarından birine giderken, biraz özen gösterir insan.. Ajda’yı gördün mü hiç bu halde?” demiş ya Cengiz Semercioğlu, sabahtan beri ona gülüyorum... Hayır kim size makyaj yapmamanın özensizlik olduğunu söyledi? Nedir bu kadınlar üzerindeki dayatmalarınız? Tamam makyaj şıklık katar, ışıltı katar, hatta abartırsan seni başka biri de yapar ama makyajsız olmak özensizlik değildir!

Haberin Devamı

Hakimin de hayırlısı

Kaldı ki, tüm dünyada makyajsızlık akımı almış başını gidiyor, kadınlar bu tür dayatmalardan kurtulsun isteniliyor ama üzerine hiç vazife olmayanlar “Nasıl makyajsız yemeğe gidersin?” diye sorabiliyor! Ayrıca şunu da unutmayın; yemeğe çıkan her kadın fark edilmeyen bir makyaj yapar; doğal makyaj diye bir şey var ama boya küpüne batmayınca sayılmıyor galiba! Hadise de mekan çıkışında gayet bakımlı, duru, tatlı bence. Belli ki kendine güveniyor. E o zaman, kime ne? Bırakın kim nasıl mutlu oluyorsa öyle yapsın. Salın bizi artık ya..

AYARLARI BOZAN KADINLAR!

Şimdi bu ‘kadınlarla kafayı bozmuş’ ülkede yapılacak şey belli: Gerektiğinde ‘sana ne’ diyebilmek, sonuna kadar dik durmak, hakkını aramak, birlik olmak, birbirini desteklemek. Hadise’nin tartışmalar sonrasında yaptığı açıklama o yüzden çok kıymetli. “Keyfimiz isterse bir daha hiç makyaj yapmayız, canımızın istediği yere de makyajsız gideriz” demiş ya, her kadın destek vermeli ona. Bu tür ezberleri bozan, değiştirmeye çalışan kadınlara hayranım, tam desteğim.

Haberin Devamı

Hakimin de hayırlısı

Mesela geçenlerde Twitter’da gördüm; biri sormuş “Bu yalnız yaşayan kadınlar, açamadıkları kavanozu ne yapıyorlar?” diye… Gonca Vuslateri öyle güzel cevap vermiş ki… “Adamlara yaptığımız şeyi yapıyoruz… Önce havasını alıyoruz, sonra soğuk suya tutuyoruz, kapak kendiliğinden atıyor!” Şahane bir cevap değil mi! Amerikalı şarkıcı Taylor Swift’e de, “30 yaşına geldiniz, anne olmayı düşünmüyor musunuz?” diye sormuş bir gazeteci. “Bu sorunun 30 yaşındaki erkeklere sorulduğunu hiç duymadım. O yüzden cevap vermeyeceğim” demiş. ‘Helal sana kız’ deyiverdim yazıyı okurken! İşte bunlar bozacak ezberleri, böyle kadınlar değiştirecek bir şeyleri. Bir erkeğin “Niye makyajsız çıktın?” demesi o yüzden ayarlarımızı bozuyor.

EKME BİÇME MODASI

Bu aralar ekmeye biçmeye merak sardım... Şaka değil; her şey evime gelen bir saksıyla başladı. Beni tohumun mucizesiyle tanıştıran Müge Gültekin oldu. Şehirden kaçıp doğaya sığınan ve ‘Osmanlı Bahçesi’ni kuran bir girişimci o. Evimizin, balkonlarımızın bir köşesine yeşillik, toprak ilişsin istemiş ve içinde biber, salatalık tohumları olan saksıyı yollamış. Nasıl bakıyorum o saksıya anlatamam. İlk mahsulleri alınca deliririm herhalde! Geçtiğimiz günlerde gittiğim Antalya Club Med Palmiye’de de minik bir bostan olduğunu öğrendim; daldım içine.

Hakimin de hayırlısı

Nane, biber, domatesler nasıl güzel! Ve sırf çocuklar sebze meyveleri tanısın, toprağı öğrensin, beslenmeyi bilsin diye yapmışlar her şeyi. Zaten Fransızlar’ın tatil anlayışına bayılıyorum; her şey bilgilendirici, deneyime dayalı. Yemekler bile çocuklara farklı mutfak kültürlerini öğretmek üzerine kurulu. Bayramda aklınızda bulunsun diye bir minik not da düşeyim şuraya: Haziranın ilk ve ikinci haftasında Antalya Club Med Palmiye’ye dünya su kayağı şampiyonları geliyor. Müthiş bir deneyim ve aksiyon olacak. Ayrıca şampiyonlardan su kayağı ve wakeboard dersi almak isteyen de kaçırmasın.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder