Son zamanlarda izlediğim en keyifli oyundan sizleri de haberdar etmek isterim. Çünkü her zaman iyi oyun izlemek mümkün olamıyor. Benimki bir nevi dev hizmet! Sevinç Erbulak, Yosi Mizrahi ve Hakan Bilgin’in oynadığı ‘Aşk Listesi’. İzlenecekler listenize mutlaka alın çünkü toplu halde neşemizi bulmamız şart. İşte bu oyun da öyle bir oyun, kahkaha garantili. Konuya gelirsek...
Kenan ile Oktay iki yakın arkadaş. İstatistikçi ve biraz da sıkıcı olan Kenan’ın (Hakan Bilgin) 50. yaş doğum gününde, ona unutulmaz bir hediye vermek isteyen fırlama arkadaşı Oktay (Yosi Mizrahi) ilginç bir fikirle gelir. Kenan, hayalindeki kadının 10 özelliğini bir kağıda yazacak ve istediği kadın onu bulacak! Bu dileği de bir falcı gerçekleştirecek. Evet olay böyle absürd ama bizi gerçeklerle öyle güzel yüzleştiriyor ki! Oturuyorlar, “Hayatımda olmasını istediğim kadında nasıl özellikler olmasını isterdim?” diye sıralamaya başlıyorlar. Biri diyor ki ‘hırslı olsun’, diğeri ‘hayır gerek yok’ diyor. Biri diyor ki ‘esprili olsun’, diğeri diyor ki ‘ne gerek var?’. Biri diyor ki ‘büyük meme şart’, diğeri diyor ki ‘bana şart değil’.... Bir tartışmadır gidiyor ve liste çok zor bitiyor. Zira, ikisinin de bir kadından beklentileri çok farklı. E, insanın tüm isteklerini aynı kişide bulması da çok zor malum… Ama oyun bu ya, dilekler gerçek oluyor ve sürpriz şekilde Melis çıkıp geliyor. Yani Sevinç Erbulak. O andan itibaren de curcuna başlıyor. Listede tarif ettikleri kadının aynısı artık Kenan’ın hayatındadır. Önce şaşkınlık, sonra mutluluk, sonra da bütün ilişkilerde yaşanan klasik kavga ve sorunlar birbirini izliyor. Peki ne oluyor da erkek, o mutlu aşk tablosunu bozuyor, istediği o dört dörtlük kadından memnun olmamaya başlıyor? İşte onu, izleyip görmeniz gerekiyor. Mesela Oktay arkadaşını ikna ederken bir yerde diyor ki; “Mükemmel birine aşık olamazsın çünkü insan mükemmel olmayanı kabullenmeyi öğrenerek aşık olmayı öğrenir...” Hakikaten öyle değil mi? Hangimiz kafamızdaki şablona birebir uyan insanlara aşığız? Oyundan sonra Yosi Mizrahi ile ayaküstü sohbet ettiğimde dedi ki; “Hep bir takım hayaller kurarak bir kadınla birlikte oluyoruz. Gün geliyor o kişinin, hayalini kurduğumuz kadın olmadığını fark ediyoruz. Sonra, elimizde bu var, buna aşık olalım diyoruz...” Araya giriyorum hemen... “Ya da istediğin çoğu şeyin seni aslında mutlu etmediğini görüyorsun...” Yosi ekliyor; “Aynen öyle. Oyunun ana fikri şu; erkekler oyuncaklarını bozmayı seviyor!” Alın işte, olayı şahane özetlemiyor mu? Gerçekten iyi bir metin! Çok fırlama! Poetika Yapım tarafından sahnelenen oyun, Kanadalı yazar Norm Foster tarafından yazılmış ve Türkçe’ye uyarlanmış. Yönetmen Serkan Üstünel. 2 perdelik, dozunda süresi olan bu oyunu kaçırmayın. Oyuncular gerçekten döktürüyor. Üç oyuncunun da enerjisi tavan, tempoları müthiş ve bizi yaptıklarımızla öyle güzel yüzleştiriyorlar ki...
Aşkım beni uzaya yolla!
Bakın şimdi ilişkiler falan demişken... Çağımız kadınlarının dertlerinden de bahsedelim biraz. Bu kadınlar daha ‘sevgilime ya da kocama nasıl hediye aldırırım’ aşamasındayken, ‘bana sürpriz yapmasını nasıl sağlarım’ diye hesap kitap yaparken; iş insanı Jeff Bezos ise sevgilisi ve onun kankalarını uzaya yolladı! Dünyanın en zengini olmak da bunu gerektirir elbette. Sıradan yat tatiline yollayacak değildi herhalde! Bezos’un nişanlısı Lauren Sanchez’in, aralarında şarkıcı Katy Perry’nin de olduğu 5 kankası, Bezos’un sahibi olduğu Blue Origin’e ait roketle uzaya çıktı. Tamamı kadınlardan oluşan ekip elbette çığlıklar atarak gerçekleştirmiş bu 10 dakikalık yolculuğu. E kadın olmak da böyle bir şey işte. Pijamalarla yapılan kızlar partisi gibi düşünün siz roketin içini. Kimbilir neler konuşuldu, neler kaynatıldı orası ayrı ama asıl konu şu ki; Bezos bu jest işini arşa çıkardı, artık kimse herhangi bir sevgili sürprizinden mutlu olamaz. Beyler, iyisi mi ölü taklidi yapın siz!
Türkiye’nin Sokak Lezzetleri
Enfes bir kitap! Hem enfes yiyecekler anlatıldığı için, hem de yapılan iş çok değerli olduğu için. Alanında uzman akademisyenler tarafından yaklaşık 4 bin kilometre yok yapılarak oluşturulan ‘Türkiye’nin Sokak Lezzetleri’ isimli kitapta; Türkiye’nin dört bir köşesindeki 36 sokak lezzetine yer verilmiş. Şöyle bir düşününce, bu coğrafyada yer alan her bir kültür, kendi gelenek ve göreneklerinden beslenerek birçok sokak lezzetinin doğmasına zemin oluşturmuş. Bu lezzetler de yıllar boyunca belli işletmeler tarafından yapılmış, korunmuş ve yayılmış. İşte bu kitapta, hem o yiyecekler ve içecekler, hem de onları yapan işletmeler ve üreticiler tanıtılıyor. Türkiye’nin çok değerli şeflerinden Cihan Çetinkaya, (ki kendisi aynı zamanda kitabın yazarlarından biri) bahsedince, haberim oldu bu kitaptan... O kadar kapsamlı bir kitap ki, hayran olmamak elde değil. Simitten turşu suyuna, nohut dürümden Mersin tantunisine, İzmir boyozundan cevizli sucuğa, içinde yok yok! Araştırma görevlileri bu yiyecek ve içeceklerin tarihini araştırmış, detaylı şekilde kaleme almış. Üstelik tarifler de yer alıyor. Adem Arman, Cihan Çetinkaya ve Alper Kurnaz imzalı bu kitap yemek meraklılarının kütüphanesinde mutlaka olmalı.