Eski bir sözdür yazının başlığı. Kabaca; sabrın, sadakatin, itikatın sonucunda hedefe ulaşıldığını anlatır. Buradaki tekke Fatih Tekke değil tabii ki, Trabzonspor’dur. Buradaki çorba da başarı. Peki Trabzonspor neyi bekleyip çorbayı içecek? Bir defa doğru adam için bu kadar beklemeyecek. Tekke daha önce faaliyete geçebilirdi. Neyse, geç olsun güç olmasın. İki takımı da peşin peşin tebrik ediyorum. İkisi de top oynamaya çıkmışlar. Tempo da olunca ilk yarı tadından yenmedi. Evvela Deniz Türüç, Arjen Robben gibi getirip vurdu ama gol direğe takıldı. Akabinde Visca’nın akıl dolu pasında Malheiro çevirdi, Trabzon’un Osimhen’i Simon Banza erken davranıp rakibinden önce vurdu. Başakşehir bu durumu kabul edecek değil ya; onların da Piatek’i var. Ligdeki çoğu pahalı forveti cebinden çıkartır! Üstelik daha da çalışkan. Kafayla vurdu, Uğurcan bir nevi ahtapot gibi uzadı. İki sarı kart devrenin sonunda saçma bir gerekçeyle geldi. Mücadele kora kor ama centilmenceydi.
* * *
İkinci yarı bu oyun devam eder mi; tempo düşer mi derken, Deniz Türüç ‘aynen devam’ dedi ama attığı golde kendi arkadaşı Umut ofsaytmış. Güzelim gole yazık oldu. 57’de Banza çok lazımmış gibi defansa yardıma gelip penaltıya sebep oldu. Piatek penaltıyı Deniz’den alıp kullandı ama Uğurcan bir kez daha ahtapota bağladı. Beraberlik gelseydi skor sıkıntıya girebilirdi ama kaptan gemisini kurtarmış oldu. Banza, Ozan’a asist yapıp fark ikiye çıkıp, Deniz Türüç de kırmızı kart görünce, maç o dakika bitti aslında. Mendy’nin golü işin tuzu biberi oldu. Fatih Tekke ile ilk maçında deplasmanda kazanamama sendromunu bitirdi Trabzonspor. Tekkeyi bekleyen çorbayı içecek. Hakem Mehmet Türkmen Fırat Aydınus’u andırdı bana. Umarım en az onun kadar başarılı olur.