Şule Özdemir Ama sen annene benzemiyorsun. Neden benzemiyorsun?
HABERİ PAYLAŞ

Ama sen annene benzemiyorsun. Neden benzemiyorsun?

Yazlık evlerin arasında akşam yürüyüşü yapıyorum. Sokağı döndüm. Annemin yazlık komşusu. Yanında yine kendi gibi yaşlı bir teyze. Yürüyüş yapıyorlar. Ben de hasbelkader iyi akşamlar dedim. İyi ki dedim, saygıda kusur etmeyeyim derken konuşma balonuna takıldım. Hashtag; bitmeyen yaşlı teyze monoloğu. Diyalog değil, monolog. Arada sadece “hı hı” diyebiliyorsun. Gerçi demesen de olur, çünkü yaşlı teyzenin umurunda değil. Maketini koy karşısına yine konuşur.

Diğer teyze ise meraklı, “Kim bu?” diye sordu. “Bizim yan komşunun kızı.” dedi kadın. Yaşlı teyze döndü. “Aaa, ama sen annene benzemiyorsun. Neden benzemiyorsun?” Tanrım soruya bak. “Çocuğum ödevini neden yapmadın? Bak, Nalan yapmış, kocaman aferin aldı benden. Sen neden yapmadın. Hı?”

Haberin Devamı

Ne cevap verilir teyzeye? Acaba Holden Caulfield* gibi hikaye mi uydursam? “Ah teyze ah, bir bilsen, ah ki ne ah, beni evlatlık almışlar.” Böyle flaş hikaye nasıl olur? Üstüne kendi de koyar, iki sene idare eder artık teyzeyi mahallede. Annem “Ayol uydurmuş bizim kız, yok öyle bir şey” dese de inandıramaz.

Holden’ın zekice bakışları gözümde şiddetli bir arzu olarak belirse de küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak andını bizatihi her sabah söylemiş bir çocuk olarak yapmadım tabii. Ama “Gemiden ayrılmana son 10 saniye! 10,9.8.7,6…” geri sayımı ile hadi size iyi akşamlar diyerek kaçmayı başardım. Kaçmak yiğidin şanındandır. Duruma göre yiğidin cinsiyeti aranmaz. Koş Şule koş!  

Bu tarz yaşlı teyzeleri görünce bende bir alarm zili çalıyor. “Dikkat tehlikeli bir cisim yaklaşıyor! Dikkat tehlikeli bir cisim yaklaşıyor!” Ama bir şekilde yakalanıyorum o teyzelere. Yakalanan da büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öpen yanım. Bu saygının bedeli ya seni hapseden bir konuşma oluyor, ya da kişisel alanına tecavüz eden anlamsız sorular. Bütün yaşlılar böyle değil elbette, ama bana denk gelenler böyle.

Bundandır ki hasretim bilge yaşlılara. Konuştuğu dinlenen, heybesinden her defasında başka bir hayat tecrübesini aktaran, akıl danıştığın, sual ettiğin,  hayat deneyiminden öğrendiğin, ders çıkardığın, iki kişinin anlaşmazlığında hakemliğine başvurduğun, dinlemesini bilen, susmasını bilen, konuşmasını bilen, usul, adap, erkan bilen yaşlılara. Ama dünya değişti değil mi? Artık böyle yaşlılara da az rastlanıyor. Belki de hep böyleydi, kim bilir? Diyojen’in bile elinde fenerle ‘adam arıyorum adam’ diye gezindiği bir çağ olduğu düşünülürse, gerçek insanı bulmak her devirde nadirdi belki de.

Haberin Devamı

*Holden Caulfield, J.D.Salinger’in Çavdar Tarlasında Çocuklar kitabının başkarakteri

Sıradaki haber yükleniyor...
holder