Giriş
Toplumu yakından ilgilendiren bir husus bugünlerde yasalaşması için Meclis’te görüşülecekmiş. Buna göre araçların şehir içi hız limiti 45 km. Bu limiti aşana para cezası verileceği gibi ehliyetine 30 gün süreyle el konulacak.
Keza geçiş üstünlüğü olan araçlara yol vermeyenler için de düşünülen 46 bin TL para cezası ile ehliyetlerine 30 gün süre ile el koyma uygulanacak.
Doğrusu endişe ettim, öncelikle söylemek isterim ki temennim, böyle bir tasarının görüşmeler sırasında gerçekçi olamayacağının anlaşılmasıdır. Endişem şu: Birinci husus, şehir içi trafiğinde 45 km ile gitmek mümkün mü? Tünellerde bile azami hız 70 km olarak belirlenmişken açık yolda 45 km ile gidilebilir mi? 45 km ile giden bir aracın varacağı yere ne kadar geç varabileceğini düşünebiliyor muyuz? Bu yollara, köprülere milyonlar yatırdık. Bir aracın fiyatı keza milyon değerinde ve bütün bunlar 45 km hızla gitmek için miydi? Emniyetli sürüş demek 45 km demek mi? Mesela en emniyetli olmamız gerekirse bu hız 30 km’ye indirilebilir mi?
* * * * *
Bu yazdıklarımdan, hızı teşvik ettiğim anlaşılmasın. Asla böyle bir düşüncem yok. Ancak gerçekçi olmadığımız zamanlarda, toplumu kurallara uymamaya teşvik etmiş oluruz. İşine gücüne gidecek, akşam evine dönecek birinin süratini at arabası hızına indirirseniz, bu kurala hiç kimse uymaz. Bu halde de herkesin ehliyeti elden gider. Kurallar uygulanabilir makul şartlar dahilinde ise uyulur, aksi halde uyulmaz. Mesela şehirlerarası yolda 30 km tabelasına kimsenin uymadığı gibi. Nitekim çok yazdığım bu hususta hatalar anlaşıldı ve şimdi yeni ve makul düzenlemeler yapılıyor. Bu 45 km de uygulanabilir bir husus değildir. Toplum yeni bir trafik çıkmazına sürüklenmemeli. Kurallar makul sevide olmalı ve ciddi biçimde denetlenmelidir, gerektiği zaman gereken ceza da uygulanmalıdır. Olması gereken budur.
* * * * *
Geçiş üstünlüğü olan araçlara yol vermeme konusuna gelince, bu husus sınırlandırılmalıdır. Ambulans, itfaiye ve görevdeki zabıta araçları ile sınırlanmalı, her çakar takan araca yol verecek olursak sade vatandaşın yürüyecek yolu kalmayacak. Şehirde halen inanılmaz bir çakar bolluğu var ki bunlar kimdir belli bile değil. ‘Hepsine yol vereceksin’ demek ‘sen hiç yürümeyeceksin’ demektir. Üstelik şu da bilinsin isterim ki çakarı takan kimse bir görev yapıyor ise bizler de vatandaş olarak bir göreve gidiyor veya yorgun vaziyette bir görevden dönüyoruzdur. Üstelik kurallar ve yasalar vatandaşın huzurlu bir yaşam sürmesi içindir. Ancak dikkat edilirse hayat kurtaran araçları ayrı tutuyorum, onlara her türlü kolaylık sağlanmalıdır. Onların dışında her kolaylık bana da sağlanmalı, yaşamım engellenmemelidir.
