Giriş
İcra İflas Kanunu’nun 89’uncu maddesi ile ilgili sorular alıyorum. Kısaca ‘89 ihbarı’ dediğimiz bu durum, tatbikatı çok olan ama vatandaşın mahiyetini bilmediği bir husus. Bu yüzden sadece bana problemlerini bildirenleri değil, tüm okuyucularımı ilgilendireceği için 89 ihbarı konusunun ne olduğunu açıklayayım.
*****
Çoğunlukla bir kanunun bir maddesini açıklarken, o maddeyi yazıma alıyor ve sonra açıklamasını yapıyorum. Fakat İcra İflas Kanunu’nun 89’uncu maddesini köşeme alamıyorum. Çünkü madde metni neredeyse tek başına üç sayfa. Yani köşeme sığacak gibi değil. Bu nedenle özetleyeceğim. Efendim, bir icra takibi yapıldığını kabul edelim. Yine borçlunun mallarına haciz tatbik edilecek safhaya gelindiğini düşünelim. Bu safhada borçlunun alacaklı olduğu kimseler varsa, onlara icra müdürlüğü tarafından bir yazı gönderilebilir. Bu yazı ile borçluya vermeleri gereken bedelleri ödememeleri, bunu icra müdürlüğüne ödemeleri gerekeceği ihbar olunur. Bu ihbar İcra İflas Kanunu’nun 89’uncu maddesine uyularak yapıldığı için buna kısaca ‘89 ihbarı’ deriz.
*****
Bu ihbarı alan, gerçekte borçluya ödemesi gereken bir şey yoksa, bunu yedi gün içinde icra müdürlüğüne bildirmek zorundadır. Şayet bildirirse kendisinden ödeme istenilmez. Ancak yedi gün içinde itirazı olmazsa, borç kendi elinde kabul edilir ve ikinci bir uyarı gönderilir. Bunun içinde de itirazın bulunmadığı hali ile malın 15 gün içinde icra dairesine teslimi istenilir. Buna da ‘89-2 ihbarı’ denilir. Ancak borçlu durumuna gelen bu üçüncü kişi, kendisine ödeme için verilen 15 günlük sürede, malın kendisinde bulunmadığı veya bir başka nedenle ödeme mecburiyetinde olmadığını ispat babında bir menfi tespit davası (borcunun bulunmadığı davası) açma hakkına sahip olacak. Bu dava süresince de kendisinden malın (veya paranın) teslimi istenilmeyecek. Bakın, maddenin özeti bile bu kadar sürüyor. Tamamını ise köşeme almam mümkün değildi. Bugünlük bu kadar açıklama ile yetinelim. Gerektiğinde sonraki yazılarımda yine değinirim.
