Tamer Heper Borçlu cenneti
HABERİ PAYLAŞ

Borçlu cenneti

Haberin Devamı

İş davamız vardı, avukatlar kazanabileceğimizi söylemişti. Evet davayı kazandık ama şimdi tahsil faslına gelindiğinde tahsil edemeyeceklerini, borçlunun yurt dışında olduğunu, burada da malı mülkü bulunmadığını söylüyorlar. Böyle bir şey olur mu? Hem davayı kazan hem de para tahsil edeme. Bu ne demek? R.B.

Bu problem hepimizin başında. Bunun tarifini ben şöyle yapıyorum, artık borçlular alacaklılardan daha profesyonel. Şöyle ki: Bir iş sahibi borçlarının çoğaldığını gördü mü, tüm malvarlığını birilerinin üzerine geçirir, kendi adına bankada hesap açmaz, yani tek başına ortada beş kuruşsuz dolaşır. Oysa malı mülkü vardır ama bunlar çok güvendiği birilerinin üzerinedir. Veya birinin hakim olduğu birkaç şirket vardır, bunların ünvanlarının başlangıcı aynı ismi taşır ama ünvanın devamında farklılık vardır.

[[HAFTAYA]]

Bu şirketlerden biri sağlamdır, her mal ve hesap bu şirket adınadır ama bu şirket hiç borçlandırılmaz. Diğer şirketin isim benzerliği vardır ama onun üzerinde hiç mal görülmez, banka hesabı boştur işte bu şirket borçlandırılır. Çek kesileceği zaman, bono hazırlanacağı zaman isimleri benzer ama hükmi şahsiyeti ayrı beş kuruşsuz olan şirket adına borçlanılır. Alacaklılar takip yaptığında içi boş şirketi takip zorunda kalırlar ve sizin durumunuza düşerler. Dolayısı ile alacağı avukat takip ediyor mutlaka tahsil olunacaktır diye bir kural yoktur. Borçlunun malı ve parası varsa tahsil edilir, yoksa tahsil olunmaz. Eskiden yapılan icra takiplerinde bazı hususların varlığı halinde borçluya tazyik için hapis cezası verilir, para ödenirse hapis cezası kaldırılırdı. Şimdi onlar da kaldırıldı, olduk bir borçlu cenneti. Dolayısı ile halen tek başına davayı kazanmak yetmiyor. Sizin olayınızda borçlunun malvarlığı yoksa yapacak bir şey de yoktur. Zaten borçlu da durumunu bile bile hazırladığı için kalkmış yurt dışına kaçmış. Bekleyip izlenecek, yapılacak şey budur.

Biz site miyiz?


Bir kıyı kasabasında evimiz var. Bina iki katlı, alt kata bir başkası sahip. Bizden bu güne kadar “Biz bir siteyiz” diye para alınıyordu ancak yeni öğrendim ki para keyfi alınıyormuş, herkes farklı ödüyor. Peki öncelikle bizim bir site olup olmadığımızı nasıl anlayacağım? N.A.


Doğrusu sitenin tarifi yok. Site sözü alışkanlıkla söylenmiş sözdür. Burada dikkat edilmesi gereken hususlar binalarınızın hukuki statüsüdür. Peki bunlar nelerdir? Öncelikle sizin binanızın bulunduğu bir parsel var, bu parsel üzerine binalar bir proje dahilinde yapılmışsa ve aynı yönetim planına sahipseniz işte site diye adlandırdığımız topluluk oluşmuş demektir. Bu aslında kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmuş bir birlik demektir ve sizin isimlendirdiğiniz manada sitedir. Peki bir proje veya bir yönetim planını nasıl bulalım? En kolayı yönetim planıdır, tapu dairesinde vardır, talep edin versinler. Bu yoksa o halde projenin peşine düşeceksiniz, proje ise hem tapu dairesinde hem de belediye imar müdürlüğünde var. Yukarıda dikkat edeceğiniz hususlar arasında ‘bir parsel’ sözü geçti. Binalarınız 2007’den sonra yapılmış ise bu bir parsel olmayabilir, birkaç parsel olabilir. Bu halde de bir bütünlük mümkündür. Yasaya göre; bir veya birden çok imar parseli üzerine belli bir yerleşim planına göre yapılmış veya yapılacak, alt yapı tesisleri, ortak kullanım yerleri, sosyal tesis ve hizmetler ile bunların yönetimi bakımından birbirleri ile bağlantılı birden çok yapı site olarak nitelendirilebilir. Şayet bunlar varsa ve kat mülkiyeti yasası çerçevesinde tescil olunmuşsa bir sitesiniz. O zaman farklı para toplanmasının nedeninin peşine düşmeniz gerekecektir ki bunun için masrafın bölüşülmesinin sisteminin ne olduğuna bakmanız gerekecek. Yönetim planında masrafların arsa payına göre veya kapladığı alana göre veya su gibi giderlerin kişi başına toplanacağı gibi hükümler varsa evet bu durumda paylaşım eşit olmaz.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder