Giriş
Sekiz daireli bir binada oturuyoruz. Yedi kişi kat maliki, bir kişi kiracı ama belediyenin kiracısı. Apartman toplantısında binaya bir takım bakım ve onarımların yapılması için karar aldık. Yedi daire sahibi itiraz etmedi, bir kişi kaldı o da belediye. Belediyeye durumu bildirdik. Bize “Biz karışmayız kiracıdan alın” yanıtı geldi. Kiracı ise ben karışmam mal sahibi değilim ki diyor. Biz kimden alacağız? D.M.
Anlattıklarınız bir zihniyeti gösteriyor. Bu zihniyet “Ben ne dersem o olur” zihniyetidir. Diyorlar ki ben nasıl olsa belediyeyim. Beni kızdırırlarsa sularını kestiririm, elektriklerini kestiririm, hiçbirini yapamazsam gidip önlerinde kazı yaparım binaya girip çıkamazlar, o zaman günlerini görürler. Çünkü yasal olarak kat malikinin katlanması gereken gidere “Ben karışmam kiracıdan al” diyen kafa anlattığım kafadır. Kiracı yarın o dairede yok, senin binanı ihya etmek veya onarmak kiracının görevi olabilir mi.
[[HAFTAYA]]
Bunu bilmek için hukuk dehası olmak gerekmiyor. Üstelik belediyelerin birden çok hukukçusu vardır. Birine sorsa yanıtını alacak, ancak işine gelmiyor. Netice; elbette ana yapıya yapılacak onarım veya iyileştirme gideri mal sahibine aittir, kiracının borcu değildir. Ancak sizler bu masrafı yapıp, belediyenin hissesine düşeni ileride kiracının kira bedeline haciz koymak sureti ile tahsil edebilirsiniz. Biraz uzun ama olsun vazgeçmeyin.
Anlaşırlarsa kurtulur
Bir dostum çek affından yararlandı. Kendisi cezaevindeydi ve anlaşma yaparak çıktı. Bu yakınlarda bir taksit daha ödemesi gerekiyor ama ödeyebilecek durumda değil. Bunu ödeyemezse tekrar cezaevine girme tehlikesi var mı?
Konuyu düzenleyen kanun 5941 sayılı kanun. Bu kanuna göre alacaklı ile borçlu bir anlaşma yapmak zorunda. Anlaşma sonucu yargılanan veya hüküm giymiş kişilerin durumu askıya alınır, cezaevinde yatanlar tahliye olunur. Ancak aynı kanunun geçici ikinci maddesi şu hükmü taşıyor: “Şikayetçinin başvurusu üzerine anlaşma veya taahhüde uyulmadığının tespiti halinde soruşturmaya, kovuşturmaya veya hükmün infazına devam edilir.” Demek ki dostunuzun ödenmesi gereken 22.03.2011 tarihindeki taksidi ne yapıp yapıp ödemesi gerekecek. Ancak burada bir kelimeye dikkat çekmek isterim. Size yukarıda verdiğim cümlede “şikayetçinin başvurusu üzerine” deniliyor. Belki alacaklı ikna edilerek başvuruda bulunması engellenebilir. Aksi halde evet arkadaşınız yine cezaevine girecek.
