Zaman zaman uyarlama davası adı altında kira tespitinden söz ediyorsunuz. Bunun için zamanında uzun süreli kira sözleşmesinden şart olarak bahsediyordunuz. Son günlerde böyle bir şarttan söz etmiyorsunuz. Acaba uyarlamanın şartları mı değişti, yoksa biz mi eksik bilgi edindik? L.N.
* * * * *
Görüyorum ki okuyucularım köşemi hem uzun zamandır hem de dikkatle izliyor. Doğrusu bu memnuniyet verici. Okuyucumun dikkat çektiği husus doğru bir husus. Zira bir dönem kanunlarımızda uyarlama konusu net olarak düzenlenmemişti. Bu konuyu Yargıtay kararları çerçevesinde değerlendiriyorduk. O tarihlerde uyarlama talep edebilmek için kira sözleşmesinin uzun süreli olması, yani üç yıldan uzun süreli olması, uyarlama talebine bir yıldan daha uzun süre kalmış olması, işlem temelinin çökmüş olması şartları aranıyordu. Ancak sonradan uyarlama konusu yasalarımıza girdi ve yasadaki tarife uzun süreli olma şartı ile bir yıldan uzun süre kalmış olma şartı girmedi. Bugün bakılacak husus, işlem temelinin çökmüş olması yani taraflar arasında öyle bir oluşum meydana gelmiş ki, bu durum tarafların edimi açısından kabul edilemez seviyede bir açıklığa neden olmuş olmalı. Buna taraflardan biri neden olmuş olmamalı. Taraflardan biri ödeme yapacak taraf ise ödeme yaparken uyarıda bulunarak ödeme yapmış olma şartları aranmakta. Dolayısıyla bugün uyarlamadan söz ederken, eski yazılarımızdaki uyarlama şartlarından farklı noktalarda uyarıda bulunuyoruz. Fark buradan doğuyor. Doğrusunu isterseniz şahsi görüşüm, önceki yıllarda Yargıtay’ın görüşü çerçevesindeki uyarlama şartları amacına daha uygundu, şartları daha anlaşılırdı ancak bugün de yasa hükmüne uygun bilgiler aktarıyoruz. Zaman içinde şartlarda değişiklik olması da doğaldır, yadırgamayalım.