Giriş
Babam 1975 yılında bir daire satın alıyor ama yaşadığı bölgeye uzak kaldığı için oraya taşınmıyor. Daire boş kalıyor. Aradan yıllar geçti babam ve sonra da annem vefat etti. Bu yer bize miras kaldı. Biz de kardeşlerimle bu yere baktığımızda bizim dairenin salonunun ortasına duvar çekilmiş ve salonun bir kısmı böylece yan daireye katılmış olduğunu gördük. Yan daireyi kullananlar da dairelerini böylece gördüklerini beğendiklerini ve böyle satın aldıklarını iddia eriyor. Ben ‘elatmanın önlenmesi’ davası açtım ama içimde de bir tereddüt var. Bu şekilde aldıkları için veya uzun süre kullandıkları için haklı olabilirler mi? Benim kira talebim yok ama hakkımız olan alana sahip olmak istiyorum. ● G.S.
İnsanımız nasıl problemler yaşıyor, ilginç değil mi?
Önce şunu söyleyeyim de okuyucum rahatlasın. Böyle bir gayrimenkule ‘elatma’ olayında zamanaşımı yok. Yani ‘elatmanın önlenmesi’ talebi ile bir dava her zaman açılabilir.
Sonra komşu daireyi alan kimse, ‘biz böyle gördük beğendik ve aldık’ diyor ama bu savunma da kabul görmez. Bir kimsenin gayrimenkulüne müdahale varsa, bu önlenir. Daireyi böyle görüp alması, okuyucumun haklarının kaybına neden olmaz. Olsa olsa daireyi bu şekilde satan ile alan arasında bir hukuki problemdir.
Okuyucum tapuda aynı metrekare olarak göründüğünü söylüyor, ancak burada bir yanılgısı olabilir. Zira konuştuğumuz gayrimenkuller birer daire. Böyle kat mülkiyetine tabi dairelerin tapularında daire metrekaresi yazmaz. Ana gayrimenkulün oturduğu parselin alanı metrekare olarak yazılır. Bu nedenle de her iki dairenin alanı tapusunda görülmez ama tasdikli projesinde görülür. Bu proje de bakılmakta olan dava sırasında mahkemeye getirtilecek ve mahallinde keşif yapılacaktır. Neticede okuyucumun dairesine müdahale varsa, müdahale önlenecektir.
