Tuğçe Özcan Bir salgında dünyaya gelmek
HABERİ PAYLAŞ

Bir salgında dünyaya gelmek

Nisan ayının sonlarıydı, Corona virüs zirve yapmış, sokağa çıkma yasakları uzuyordu. İşte bu keşmekeş içinde minik oğlum hayata gözlerini açtı.

Corona virüs vakalarının olduğu katlar izole edilmiş olsa da, içimde müthiş bir tedirginlikte girmiştim hastaneye. Resmen terk edilmiş, bomba atılmış gibiydi. Kafeterya, bankolar, danışmalar; hepsi kapalı. Sadece acil vakaların ve corona virüs hastalarının kabul edildiği hastane içimizi ürpertti.

Babaları doğumhaneye almadılar, ziyaretçi gelmesi yasak. Hastane koridorlarından anneannelerin mutluluk sesleri gelmiyor. Odamda sabah yataktan 2 kişi koluma girip kaldırırken, akşam evime çıktığımda ayaklanıp her işi kendim halletmem gerekti. Eve gittiğimde beni neyin beklediğini bilmediğim için hastaneden taburcu olmak istemedim. Ağrı yaşama, uzanıp dinlenme lüksüm olmadı hiç. Sokağa çıkma yasağında doktor kontrollerine gidip geldik, İstanbul hayalet şehir gibiydi. En yakınlarımız mecburen uzak kalmanın burukluğunu yaşadılar. Öyle tüylü taçlar takıp ipek pijama giyilen bir lohusalık dönemim hiç olmadı benim. Çoğu gün eşimle 1 buçuk saatlik uykularla minik bir canın dış dünyaya alışmasına yardımcı olmaya çalıştık.

Haberin Devamı

Bebek bakımıyla ilgili tecrübesi olmayan ben ve eşim, doğumdan itibaren oğlumuza yardım almadan beraberce baktık. Hatta 40’ı çıktığı gün bile sokağa çıkma yasağı olduğu için sadece apartman bahçesine inebildik.

Bir yandan lohusalık psikolojisi (bilmeyenler için sürekli ağlamak istediğin ve kendini her zaman yetersiz görmek için bahaneler ürettiğin aşırı alıngan ve hassas bir dönemmiş), bir yandan ailen ve dostların için duyduğun virüs korkusu, bir yanda uykusuzluk, ağlayan bir bebek, biriken çamaşırlar, odadaki 31 dereceye varan sıcaklık, "Akşama ne yiyeceğiz?" sorusu, sürekli terlemek derken gerçek Survivor oğlumun doğumuyla bizim evde yaşandı.

Bu keşmekeşin ortasında bir de üçüncü gün mastit oldum. (Süt kanallarının tıkanması, ilerlediğinde ateş yapıyor ve sonu memelerin kesilip opere edilmesine kadar gidebilen, acilen önlem alınması gereken bir durum) Sokağa çıkma yasağı varken izinler alıp miniğimizi de alıp yeniden hastanelere gittik. Evimize gelen bebek hemşireleriyle bile uzaktan uzağa maskeli şekilde destek alabildik. Korkumuzdan kimseye yaklaşamadık.

Haberin Devamı

Şimdi benim yaşadıklarımı başka anneler de yaşamasın diye, hastanede taze anneler bir başına kalmasın, babalar doğumhane kapısında yapayalnız beklemesin diye, anneanneler dedeler torunlarıyla haftalar sonra tanışmak zorunda olmasın diye lütfen KENDİMİZİ BIRAKMAYALIM.

Çünkü ikinci dalga gelirse bu kez her şey daha da kötü olabilir.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder