Giriş
Her yıl gelenekselleşen toplu akademik yıl açılış töreni bu yıl da Beştepe’de yapıldı. Törende hepimizin merak ettiği 15 Ekim’den önce Cumhurbaşkanının eğitim ile ilgili neler söyleyeceğiydi. Neden 15 Ekim dedim? Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk 15 Ekim’de eğitimin yol haritasını açıklayacak. Bu yol haritasını biz de heyecan ve umutla bekliyoruz. Bu sebeple Cumhurbaşkanının mesajlarını da merakla bekliyorduk. Cumhurbaşkanı çok önemli birkaç mesaj verdi; ama en önemli iki konu, kuşkusuz dershaneler sonrası mantar gibi artan ‘kurslar’ ve bundan daha önemlisi üniversitelerde kariyer merkezleri kurulması ve bunun cumhurbaşkanlığı insan kaynakları ofisine bağlı çalışması kararıydı.
Ben asıl kariyer merkezleri konusuna değinmek istiyorum. Çünkü memleket öyle bir hale geldi ki, her 10 gençten 6’sı devlette memur olmak istiyor. Yeteneklerin ve becerilerin yerine KPSS ataması yapılıp yapılmadığı belirleyici oluyor. YÖK, bu yıl üniversite başarılarını bile KPSS puan ortalamalarına göre verdi ki, en büyük yanlıştı. Peki, Cumhurbaşkanı ne demek istedi? Söylemek istediği gençleri doğru tanımazsak, doğru yönlendirmezsek, iş kavramı yerine girişimcilik, atama yerine proje kavramlarını yerleştirmezsek bu işin sonu karanlık. Gençlere geleceği daha doğru ve kişisel yetkinlikleri doğrultusunda anlatmak durumundayız.
Gençleri iş dünyasına daha hızlı hazırlamalıyız
Ne işe yarayacak bu kariyer merkezleri derseniz; elimizdeki değerleri tanımamıza, tanıtmamıza, gençleri benzerlikleri değil, farklılıkları ile yetiştirmemize ve en önemlisi de onları iş dünyasına daha doğru daha hızlı ve gerçekçi hazırlamamıza yardımcı olacak. Türkiye bu alanda çok geç kaldı. Dünyanın önde gelen üniversitelerin ve ülkelerinde üniversiteler için en önemli alanlar; şirket işbirlikleri ve bunda başarılı olmak için oluşturdukları, öğrenci kabul sistemleri, kariyer ofisleri ve COOP temelli ofislerdir. Özellikle COOP o üniversiteler için olmazsa olmaz bir alan. Şirketler bu modelle üniversitelerle o kadar içli dışlı ki, neredeyse birlikte hareket eder duruma gelmişler. Bizim yapmamız gereken de budur.
Asıl konu bu sistemleri kurabilmeniz için başlangıç noktası, yani gençlerin üniversitelere doğru yöntemle seçilmesi gerekliliğidir. Öncelikle hangi öğrencinin ne okuması gerektiğine gençlerin yetenek, ilgi ve kişilik özellikleri ile karar verirsek kariyer merkezleri ile onları geleceğe daha hızlı ve doğru hazırlarız. Bunun için hep söylüyorum, örnek aldığımız ülkeler 100 yıldır bunu yapıyor. Bizde de beş yıldır ApplyBAU, www.applybau.com diye bir şey var lütfen bir inceleyin. Türkiye’nin bugün konuştuğu şirket işbirlikleri, kariyer merkezi, yetenek ve ilgi odaklı üniversite giriş sistemi bu ülkede bir üniversite tarafından yıllardır dile getiriliyor ve uygulanıyor. Eğitim de dönüşüm sınav baskısından kurtulmuş birey odaklı yönlendirme ile olur. Bunun için çalışmamız lazım.
turgay.polat@posta.com.tr
