Verda Özer Engelliler kollarını açtı
HABERİ PAYLAŞ

Engelliler kollarını açtı

Tüm bu iç karartan haberlerin arasında içimizi açan, aydınlatan şeyler de oluyor. Umut veriyor. Bu gördüğünüz sembol, artık engelliler için kullanılacak. O bildiğimiz eski, engellileri tekerlekli sandalyeye hapseden ve hareketsiz, cansız gösteren sembolün yerine artık bu gördüğünüz logo kullanılacak. Yani ellerini kollarını, ayaklarını sonuna kadar dünyaya açmış; hayatı kucaklayan, gürül gürül yaşayan bir engellinin sembolü...

1 ay önce Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile görüşmüş ve bu logoyu kullanım hakkını aslında 2 yıl önce Birleşmiş Milletler’den (BM) aldıklarını anlatmıştım. Engelliler için uygun şartları yerine getiren tüm mekanlara ve araçlara, bu ‘erişilebilirlik’ sembolünün yerleştirilmeye başlanacağını yazmış, ‘hadi’ demiştim.

Haberin Devamı

Çok şükür ki o güzel haber sonunda geldi: 22 Şubat’ta, yani 22.02.2222 günü bu yeni logo kullanıma girdi. Artık sinema-tiyatrodan havaalanına, hastaneden postaneye, otobüslerden tuvaletlere, alışveriş merkezlerinden kamu binalarına, her yerde bu kollarını açan simgeyi göreceğiz. Peki bu yeni sembol neden mi bu kadar önemli?

Çünkü semboller göründüklerinden çok daha fazlasıdır ve bizim düşüncelerimizi, zihniyetimizi etkilerler. Bizim engellilere bakışımızı değiştirirler. Yeni sembolle engelliler de kendilerini kabullenilmiş, hayatın içinde hissedecekler. Onları eğitimde ve iş hayatında çok daha fazla göreceğimiz temiz bir sayfa açılıyor demek bu.

Engelliler kollarını açtı

ERİŞİLEBİLİRLİK ARTACAK

Telefonda konuştuğum Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü olan Orhan Koç, bu logoyu kullanmanın neden önemli olduğunu anlatıyor: “Çünkü sadece erişilebilirlik belgesi olan yerler bu sembolü kullanma iznine sahip olacak. Yani engelliler için gerekli koşulları ve kriterleri yerine getirenler. Dolayısıyla vatandaş bu logonun olduğu yerlerin bu belgeye sahip olduğunu anlayacak. Bu da mekanları kriterlere uymaya teşvik edecek.”

SESLİ KÜTÜPHANE

En çok önem verdikleri konunun da ‘bilgi erişimi’ olduğunu söylüyor. “Binalarda ve toplu taşımada bir noktaya kadar geldik. Ama engellilerin bilgi alması hâlâ çok zor” diye anlatıyor. Yani web sitelerinden kitaplara, video’lardan sosyal medyaya... Görme ve işitme engelliler için gerekli imkanlar sağlanacak.

Haberin Devamı

Mesela web siteleri seslendirilecek; ‘sesli kütüphane’ uygulaması yaygınlaştırılacak yani çok daha fazla sayıda kitap seslendirilecek, görsel videolar işitme engelliler için işaret diline çevrilecek. Kısacası tüm bilgi kaynakları (televizyon, tiyatro-sinema, kamusal alanlar dahil) engelliler için artık çok daha ‘erişilebilir’ olacak.

NEDEN BU SEMBOL?

Bakanlık bu yeni logonun anlamını şöyle dile getirmiş: “Logodaki simetrik figür ve daire şekli, küresel erişimi ve toplumu oluşturan bireyler arasındaki uyumu temsil etmektedir. Kolları açık insan figürü, farklı özelliklere sahip insanların tümünün kapsanmasını göstermektedir. Logodaki kafa bilişsel düşünmeyi, dört mavi daire vücudun uç noktalarını, eller ve ayaklar hareketliliği ve kolların açık olması herkesi kapsayıcılığı anlatmaktadır.”

Haberin Devamı

Engelliler kollarını açtı

ENGELSİZ VİZYON

Zaten bakanlığın harıl harıl üzerinde çalıştığı ‘2030 Engelsiz Vizyon’ tam da bu çalışmalarla örtüşüyor. Engellilerin önüne koyduğumuz engelleri ortadan kaldıran bir hayat hazırlanıyor. Şu anda bu konunun ve uygulamaların bu kadar üzerine eğilinmesi çok önemli. Zira aslında ‘erişilebilirlik’ kriterleri ta 2005’te, Engelliler Hakkında Kanun’un yürürlüğe girmesiyle zorunlu hale getirilmiş.

Ama ne var ki uygulayan olmamış desek yeridir. Bugün hâlâ engelliler daha kaldırımda yürüyemiyorsa, otobüse binemiyor, kamusal binalarda hareket edemiyorsa, hal-i pür melalimiz ortada. Tam da bu yüzden bu hazırlıklara bir de çok daha sıkı denetim ve yaptırımlar eşlik etmeli. Ki hayatın içinde de anı anına gerekli yerlerde müdahale edilebilsin.

AH O KOTALAR

“Toplumun bütün kesimlerini kucaklayan, insan odaklı ve hak temelli politikalarla vatandaşlarımızın önündeki hukuki, sosyal, fiziki ve dijital engelleri kaldırmaya devam edeceğiz. Erişilebilir Türkiye, Engelsiz Yaşam İçin Biz Buradayız!” diyor Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı.

Bunun için ise bana kalırsa en temelde; engellilerin çok daha fazla eğitimde ve iş hayatında olmasını sağlamak gerekiyor. Onlara okullarda-üniversitelerde çok daha fazla alan açılsa; iş hayatına, ekonomiye, sosyal-kültürel hayata çok daha fazla katılabilirler. Bu da kurumların ve günlük hayatın erişilebilirlik kriterlerine uymak zorunda kalması demek. Onlara eğitim ve iş hayatının yolunu açmak da kotaları artırmaktan geçiyor.

FARKLAR...

Hep yazdığım gibi: Unutmayalım ki hiçbirimiz aynı değiliz. Her birimiz farklıyız ve o farklar sayesinde birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz var. Engelli dediğimiz kişilerin farklılıklarını engel olarak gören ve bunu hayatlarının önüne engel olarak yerleştiren bizleriz. O kişilere göre de bizler engelliyiz. Onları kabullenmediğiniz için hayatlarındaki en büyük engel biziz. Belli ki artık bu engeli kaldırmanın vakti.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder