Verda Özer Müsilajı ancak böyle çözeriz!
HABERİ PAYLAŞ

Müsilajı ancak böyle çözeriz!

Haberin Devamı

  • Acilen hep birlikte harekete geçmemiz gerekiyor. Marmara Denizi’ni müsilajdan kurtarmak için Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un açıkladığı ‘Acil Eylem Planı’ uzmanlara göre doğru bir plan. Ama dikkat! Bu plan hızla ve birebir hayata geçirilirse dahi 3 ila 5 yıl içinde sonuç alınabilecek.
  • Dahası, bu da yeterli değil. Konuştuğum uzmanlar hepimizin tek tek bireysel olarak aşağıda sıralayacağım şeyleri hemen bugün yapmaya başlamamız gerektiğini söylüyor. Aksi takdirde planın tek başına yeterli olmayacağı görüşü hakim.

Müsilajı ancak böyle çözeriz

DENETİMLERİ ARTTIRIN!

Telefonda görüştüğüm Prof. Dr. Mustafa Sarı, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı ve müsilaj sorununu yıllardır dile getiren bir uzman. “Bu planda en çok önemsediğim şey, Marmara Denizi’nin tamamını koruma alanı ilan etmesi. Ki Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunu iki kez vurguladı. Bu çok mühim çünkü Marmara için şemsiye görevi görecek.

Bundan böyle hem çevresel anlamda hem bio-çeşitlilik anlamında hem de sürdürülebilir balıkçılık bakımından bu yaşamsal önemde” diyor. Prof. Sarı’nın önemsediği diğer olumlu madde de evsel ve endüstriyel atıkların tamamının bundan sonra arıtmaya tabi tutulacak olması. Ki buna ‘ileri biyolojik arıtma’ deniliyor. Böylelikle arıtma tesisleri artık arıtma yapmadan atık sularını denizlere boca edemeyecek. Yalnız! Asıl mesele de burda: Zaten bu tesisler atıkları yüzde yüz arıtmak üzere ruhsatlarını almışlardı. Ama yapmadılar.

Tam da bu yüzden denetimleri arttırmak gerekiyor. Sanayi kuruluşları da aynı şekilde. Onlar da ruhsatlarını endüstriyel atıklarını yüzde 100 arıtacaklarına dair imza atıp aldılar! Ama nerde... Mustafa Bey bunlara bir de ‘soğutma suyu’ sorununu ekliyor.

Enerji santralları gibi birçok şirket makinalarını soğutmak için Marmara Denizi’nden su çekiyorlar. Bu suyu daha sonra soğutmadan, ısınmış haliyle denize bırakıyorlar. Oysa ki soğutup, yani normal deniz sıcaklığına indirip bırakmaları gerekir. İşte bu da deniz suyunun sıcaklığını müthiş arttırıyor. Sıcaklık artışı da zaten müsilajın en büyük sebeplerinden biri.

5 YIL VAKTİ VAR

Acil Eylem Planı’nda öngörüldüğü gibi atıkların yüzde 100 arıtılabilmesi için ise hem yeni arıtma tesisleri yapmak hem de mevcut tesislerin birçoğunu yenilemek gerekiyor. Çevre Bakanı Murat Kurum’un Salı akşamı TRT Haber’de katıldığı yayında kendisine yönelttiğim sorular arasında bu da vardı. Yani tesisler için planlamanın nasıl yapıldığı ve finansmanın nereden sağlanacağı. Bakan Kurum da bunları kapsayan strateji planının 3 ay içinde açıklanacağını söyledi.

Çevre Bakanlığı’nın ODTÜ Deniz Bilimleri hocalarına yaptırdığı araştırmaya göre de atıklar yüzde 40 oranında azalırsa Marmara Denizi oksijen açısından 3 ila 5 yıl içinde müsilaj öncesine dönebilir. İşte bu oranı yakalamak için de atıkların en kısa zamanda tamamının tesislerde arıtılmaya başlanması gerekiyor. Yalnız bu tesislerin ihaleleri, inşası, işletmeye açılması vs. zaman alacak şeyler. Peki o zamana kadar ne olacak? Atık suları denize akmaya devam mı edecek? Zira müsilaj aldı başını gidiyor. Karadeniz’e, Ege’ye yayılıyor.

EV ÖDEVLERİMİZ!

Prof. Mustafa Sarı, tesislerin inşasını beklemek için lüksümüz olmadığı görüşünde. Hepimizin derhal harekete geçmemiz gerektiğini söylüyor. Yoksa iş ön alamayacağımız boyutlara gelebilir. Buna da evlerimizden başlamak gerekiyor. Ödevlerimizi size sırayla sayıyorum:

1- Evde kızartma yağları gibi atık yağlarını asla ama asla lavaboya dökmeyin. Zira bu atık suları doğrudan denize boca ediliyor! Onun yerine şişelere doldurmamız ve belediyelerin de bu atık şişelerini evlerden toplatması gerekiyor.

2- Evlerde kullandığımız deterjan, çamaşır suyu gibi kimyasalları azaltmalıyız. ‘Temizlik yapmayın’ demiyorum elbette. Ama malzemeleri gerektiği kadar kullanabiliriz ve çevre dostu, geri dönüşebilen, organik içerikli temizlik ürünleri alabiliriz.

3- Su tasarrufu da atık miktarı açısından önemli. Mesela sifonların içine 1.5 litrelik su şişesi yerleştirmek, atık suyunu önemli ölçüde azaltıyor.

4- Bence en önemli ödev ise bu: Acilen ama acilen insanlara bunları anlatacak kampanyalar yapmak gerekiyor. Ülke çapında, herkese ulaşacak şekilde eğitim verilmesi yaşamsal önemde.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder