Verda Özer Toprak göz göre göre gidiyor!
HABERİ PAYLAŞ

Toprak göz göre göre gidiyor!

Karadeniz’de toprak kayıyor, gidiyor, yok oluyor. Hem de göz göre göre. Bu ne demek, biliyor musunuz? Dünyaya bizi bağlayan, içinden geldiğimiz ve içine döneceğimiz, tüm ihtiyaçlarımızı karşılıksız veren, sadece insanın değil yeryüzündeki tüm canlıların hayatları için bağlı olduğu Toprak Ana, biz onu hor kullandığımız için ölüyor demek.

ÜÇTE BİRİ YOK OLDU

Bu felaket sadece Türkiye’de değil, tüm yerkürede meydana geliyor bugünlerde. Çin’den, Hindistan’dan, Amerika kıtasından üstüste heyelan, sel haberleri yağıyor. Düşünün ki 1970’den bu yana yerküre üzerindeki toprağın üçte biri yok olmuş. Böyle devam edersek de 60 yıl içinde toprak tamamen bitecek. Bunu diyen ben değilim, Birleşmiş Milletler (BM) raporları.

Haberin Devamı

200 YILDIR BÖYLESİ YAŞANMADI

Heyelanın arkasındaki asıl sebep ise küresel ısınma falan değil. Elbette iklimlerin bozulması ve yağmur suyunun aşırı miktarda düşmesi, toprağı zorlayan etkenler. Ancak toprak sağlıklı olsa bunların altından rahatlıkla kalkabilir. Unutmayın, bugünkü kadar büyük bir heyelan faciasını Rize 200 yıldır yaşamamış. Asıl sebep, insanların toprağı yanlış kullanması. Bunun en başında da ormansızlaşma ve yanlış bitkilerin ekilip biçilmesi geliyor.

Toprak göz göre göre gidiyor

ORMANSIZLIK

Üzerinde orman olan toprak, kaymaz. Bu kadar basit. Ormanlar, heyelana uygun yamaçlarda bile statik dengeyi sağlıyor. Toprağın doğal yapısını koruyarak, suyun yamaç üzerinde heyelan oluşturma ihtimalini son derece azaltıyor. Orman örtüsü içindeki bol miktarda organik madde sayesinde de toprakta ıslanmaya dayanıklı doku (agregat sayısı) artıyor.

Heyelanın arksındaki bir diğer neden de toprağı koruma özelliği güçlü olan bitki örtüsünün tahrip edilmesi ve onun yerine koruma yeteneği az olan türlerin ekilmesi. Bunun başında da fındık ve çay bahçeleri geliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın resmi sayfasındaki bilgilere göre: Karadeniz’deki heyelanların yüzde 48’i çay bahçelerinde, yüzde 30’u bozuk orman alanında oluyor.

YAPILMASI GEREKENLER

Yapılması gerekenler ise belli. Her şeyden önce, doğal bitki örtüsünün mümkün mertebe korunması ve bozuk orman alanlarının rehabilite edilmesi. 2’ncisi de özellikle Karadeniz bölgesinde tüm arazilerde -başta çay ve fındık bahçeleri- drenaj sisteminin (fazla suyu boşaltım sistemi) geliştirilmesi. Heyelana meyilli alanlarda yerleşimlerin sınırlandırılması; kazı ve inşaat kurallarının sıkılaştırılması; uygun olmayan yol yapım çalışmalarının kısıtlanması; verimli tarım arazilerinin tarım dışı kullanımına son verilmesi; dere yatakları civarında yerleşime izin verilmemesi; atık suların denetlenmesi; imar planlarında heyelanın dikkate alınması ve meraların ıslahı da diğer yapılması gerekenler. Tüm bunların yerini bulabilmesi için ise hep söylediğimiz şey gerek: İnsanların bilinçlendirilmesi. NOT: Bu bilgileri Tarım ve Orman Bakanlığı web sitesinden edindim.

Haberin Devamı

Toprak göz göre göre gidiyor

YANLIŞ GIDA = YANLIŞ TARIM

Heyelanın arkasındaki bir diğer büyük sebep de yanlış beslenme. Zira yanlış gıda, yanlış tarım demek. Şöyle ki: Bizler tek tip yani çeşitsiz beslenince, toprakta da hep aynı şeyler ekilip biçiliyor. Mesela bir tarlada sürekli domates ekilirse, domates o topraktan hep aynı mineralleri çekiyor. O zaman da o toprakta o mineraller azalıyor. Bu da toprağı fakirleştiriyor ve zayıflatıyor. Tam da bu yüzden çeşitli beslenmemiz, böylelikle toprağa farklı bitkilerin ekilmesi gerekiyor.

Haberin Devamı

Ne var ki bugün insanoğlunun tükettiği şeylerin yüzde 75’i sadece 12 adet bitki ve 5 adet hayvan türünden çıkıyor. Kısacası; bitki ve hayvan sayısının yani bio-çeşitliliğin azalması, toprağın yok olması anlamına geliyor. Tarımda kullanılan kimyasal ilaçlar yani pestisitler de toprağa büyük zarar veriyor. Bunlar toprağın altına iniyor ve orada yaşayan mikro-organizmaları öldürüyor. Bu canlılar ise toprağın havadaki karbondioksidi emip karbona dönüştürmesini sağlıyor. Dolayısıyla onlar ölünce, toprak da karbonsuz kalıyor ve su tutamıyor.

AŞIK VEYSEL

Kendimize Aşık Veysel’in ‘Kara Toprak’ şiirini hatırlatmanın tam da vakti:

Koyun verdi kuzu verdi süt verdi

Yemek verdi ekmek verdi et verdi

Kazma ile döğmeyince kıt verdi

Benim sadık yarim kara topraktır

***

Adem’den bu deme neslimi getirdi

Bana türlü türlü meyva yedirdi

Her gün beni tepesinde götürdü

Benim sadık yarim kara topraktır

***

Bütün kusurumuzu toprak gizliyor

Merhem çalıp yaralarımı düzlüyor

Kolunu açmış yollarımı gözlüyor

Benim sadık yarim kara topraktır

Sıradaki haber yükleniyor...
holder