Yazgülü Aldoğan8 Mayıs'ta çekilen acılar mı militanlar mı?

HABERİ PAYLAŞ

8 Mayıs'ta çekilen acılar mı militanlar mı?

Haberin Devamı

Geldik ayın 8’ine. Çekilme tarihi. Tabii çekilen İngiliz işgal kuvvetleri değil ki bando mızıka ile uğurlansın. PKK’lılar için “Geldikleri gibi gidecekler” denmişti. Yani bir gece ansızın... Mekap’la... Silahlı... Dağ yollarından... E termal kamera filan? Az çok nerede oldukları biliniyordu, takip edilmeyecekler mi? İşte tam o sırada TBMM Başkanı Cemil Çiçek çıkıp “Onlar çoktan gitmiştir” deyiverdi! Bence de gitmiştir çoğu, çünkü bölgede yaşayanların evlerine dönmeleri, dağa çıkıp piknik yapmaları filan, başka türlü olmazdı. Böyle gün ve saat bildirerek çekilme de riskli zaten. PKK’nın kontrol edilemeyen birimleri var da TSK’nın bütün birimleri kontrol edilebilir mi? Ama yine de söz konusu rakamın bin küsur olması tuhaf geliyor. Bu kadar küçük bir grup silahlı adam için mi kıyamet kopuyordu? Ya da en sonunda söylenecek söz: Biz bu kadar acıyı boşuna mı çektik?

[[HAFTAYA]]

Barışta askere ne gerek var?

Gündeme getirmek bile heyecan yaratır! “Askerlik kısalacak” ya da “Bedelli askerlik çıkacak” ya da en güzeli “Zorunlu askerlik kalkacak!” Bu üç vaat, getirene de gerçekleştirene de oy yaratır. O nedenle de siyasi partilerin sihirli torbasındadır. Bir de gerçekler var: Ordunun asker ihtiyacı! İyi de, bölgenin en büyük ordularından birini silah altında tutan Türkiye, bu askeri güçle kiminle savaşacak? Daha doğrusu, terörle mücadele için kullanmayacaksa, İran’la mı, Suriye ile mi, Rusya ile mi savaşacak? Kuzey Irak’a bile girmedi Türkiye. Son savaşını Kıbrıs’ta yaptı, pek de başarılı değildi. Yeni bir dış savaştan uzak durmakta yarar var. O zaman büyük ordu ne için? İç düşman! İç düşman kim? Yeni duruma göre yok! İrtica tehdit olmaktan çıkarıldı. Zaten irtica yokmuş ki, sanalmış, balonmuş, Fadime’ymiş. Gizli kuran kursları legal oldu. Fazla gelen imam hatipler yetmedi, liseler imam hatipe çevrildi. Uzatmayalım, daha derine de girmeyelim, neme lazım. Öteki düşman, terör idi. Barış süreci başladı. Teröristin adını anarsan alınıyor, ‘silahlı eylemci olsun’ diyor. “Bebek katili Apo” yerine hafifletilmiş “İmralı” denildiğinde “Orası ada, bu adamın adı yok mu?”! Önderlik demesek bile Sn. Öcalan demek lazım. Barış dili önemli tabii. Zaten geri çekilmek için önce TSK’nın geri çekildiği bölgede silahlı bir müdahale olması da beklenmediğine göre küçülmenin zamanıdır.

Zorunlu askerlik

Askerlik kısalır. Yakın zamanda “zorunlu askerlik” kalkar.Bu herkesin üzerinde anlaşacağı bir proje zaten, ki Başbakan tarafından dile getirilince CHP’den hemen açıklama geldi: “Bu proje Kılıçdaroğlu tarafından 22 Nisan 2011’de açıklandı. CHP askerlik sürecini önce 9, sonra 6 aya indirecek ve üniversite öğrencileri bunu yaz tatilinde yapabilecek.” İzninizle bir açıklama da benden: Bu yaz tatilinde askerlik yapma fikrini ben de yıllar önce yazmış idim!

Barışın nasıl olacağını bir bilsek

Barış süreci ve siyasete yansımalarını ölçen KONDA’nın yaptığı araştırmada halkın çözüm sürecine desteği yüzde 80’i buluyor. AKP’ye oy vereceğini söyleyenler ise yüzde 52. Bu sürece bütün siyasi partilerin sorumluluk almasını isteyenler ise yüzde 90’ı buluyor. Dikkat çekmek istediğim tam da bu: Barışı istemek için ille de AKP’li olmak ve ona oy vermek gerekmiyor. Kim istemez silahların susmasını, ölümlerin bitmesini? Kim ister şehit cenazelerinin başında ağlamayı, dağda “etkisiz hale getirilen” cansız bedenlerin bölgede nasıl yürek dağladığını kim bilmez? Bir oğlu dağda, bir oğlu askerde olan ailelerin ikilemi hangimizin yüreğini yakmaz? Hükümet ile muhalefetin anlaşamadığı nokta, barış değil, nasıl olacağıdır. Bu sürecin yeterince şeffaf yürütülmemesidir. Barışın karşılığı ne? Bunu kimse söylemiyor! Her şeye rağmen evet mi? Zor.

Kıskançlıktandır kızım, takmayın!

Öyle anlaşılıyor ki hem kendisi hem de hayranları biz büyüklerin pek alışık olmadığı tarzda bir gençlik olan Justin Bieber olayı daha epey konuşulacak. Hayranları küçük kızlar da yazılanlara bakılırsa ağlamaktan ve bağırmaktan bitap düşmüşler. Bir de şu ter kokusu meselesi! Yazgülü Ablaları da ‘hazır havalar ısınmışken yazalım da deodorant kullanmayı ihmal etmesinler’ derken fotoğrafları çıkınca “rezil” olmuşlar diye başka bir ağlama olayı başlamış. Bildiğim kadarıyla şarkıcı delikanlı o fotoğrafları ciddi bir para karşılığı çektirdi. O parayı veren kızların parfüm ve deodorant kullandığını ben zaten yazmış idim. Ama madem ortada ergen kızların kırılan gururu var, tekrarlayalım: Justin’in hayranları en pahalı deodorant ve parfümleri kullanmakta olup ter değil, misler gibi kokmaktadır. Onlar konsere gitti siz gidemediniz diye kıskançlıktan dalga geçmeyin, ayıp oluyor!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder