ABD'de Gülen ve Hizmet Harekatı konferansı

Kasım’ın 12 -13’ünde Chicago Üniversitesi’nin Uluslararası Evi’nde önemli bir konferans var: Gülen Hareketi ve Chicago Üniversitesi Klübü’nden Prof. John Esposito’nun ortaklaşa düzenlendiği bu iki gün sürecek konferansta 7 panel ve kapanış oturumu var. Bu panellere ABD, İngiltere, Rusya, Avustralya ve Türkiye’den bilim insanları katılıyor ve hepsi “Hizmet Hareketi” ve “Gülen Sufizmi” üzerine konuşmalar yapacak. Doğrusu şapka çıkartmaktan başka bir şey yapmıyor ve bizim gibilerin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü anma haftası olarak çeşitli etkinlikler içinde olduğu 10 Kasım’lı günlerin özellikle mi seçildiğini merak ediyorum. Daha fazla bilgi isteyenler bu adresten edinebilir en büyük Türk büyüğü Gülen Konferansı’nın ayrıntılarını. Vallahi Türkiye’de az bile yapıyor! www.chicagogulenconference.org

[[HAFTAYA]]

Yaşamanın ne önemi var?

İstanbul’da çoğunluğunu türbanlı kadınların oluşturduğu ve feminist kadınların da Başbakanı protesto ettiği bir uluslararası kadın toplantısı yapıldı ya. O toplantı kadınların bilinçlendirilmesi için çok büyük yarar sağlamış! Bana sağladı mesela, ben ilk kez Alev Dedegil diye bir hanımefendinin varlığından haberdar oldum, kendileri AKP İstanbul milletvekili ve İKAM, İstanbul Kadın Araştırmaları Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı imiş! Diyorlar ki AKP’ye niye bu kadar kızıyorsun, en başta kendilerine benzemeyen herkesi dışlayıp, yeni bir dünya yaratıp, onun içinde yaşadıkları için! Ortada iki ‘first lady’ ve iki bakan hanım var ama mesela kadın milletvekillerinin adı bile duyulmuyor! Bu toplantıyı da kendi aralarında yapıp kadının en büyük sorunu olarak başörtüsünü dile getirdiler ve başbakan da başı açıkları başı kapalıları savunmamakla eleştirdi ya. Başı açık kadınlar orada 2010 yılının ilk 9 ayında 700 küsur kadının cinayete kurban gitmesini dile getirip kadınlara hayat hakkı istiyor, polisler o kadınları dışarı atarken başı örtülü kadınlar da o kadınlara sahip çıkmıyor, dışarı atılışlarını alkışlarla destekliyor! Ben çok bilinçlendim bu bilinçli tavır karşısında! Herhalde İranlı Sakine asılırken de alkışlarla destek verirler bu hanımlar...

İmam nikahı kandırmacası

Aynı günün akşamı, Habertürk’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin imam nikahıyla ilgili bir red kararını tartıştık, bir din adamı Ali Rıza Demircan ve KADER’in eski Başkanlarından avukat Hülya Gülbahar ile. Türkiye’de çok sayıda kadını ilgilendiren bir durum ve karar bu, resmi nikah kıyılmadan “imam nikahı” ile yaşanan evliliklerde kadının maddi manevi zarara uğraması. Şerife Yiğit, 26 yıl nikahsız, yani imam nikahı ile yaşadığı 6 çocuğunun babası ölünce mirasçısı olarak Bağ-Kur aylığını ve sağlık sigortasını almak istiyor ama isteği hem Türkiye’de, hem Avrupa’da reddediliyor, çünkü resmi nikahı yok. Bir din adamı olan Demircan’ın da katıldığı itiraz noktalarım şunlardı: Türkiye’de özel hayat, 1926’dan beri Medeni Kanun’a tabiidir. Bunu görmezden gelip imamın kıydığı sözde dini nikaha göre aile kurmak isteyenler kadınlar değil, erkeklerdir. Ve erkeklerin bu tercihinin nedeni din değil, kadına mal ve para kaptırmamak, istedikleri zaman evlilikten kurtulabilmektir. Ayrıca yapılan nikah da çoğunlukla, para verilmeden gerçekleştirildiği, yani dini kurallara uygun yapılmadığı için dinen bile geçerli olmayıp, sadece erkeğin yararına olmaktadır. Ayrıca anlaşmazlık halinde gidilecek bir “kadı” sistemi de olmadığına göre kadın imam nikahında tamamen korumasız kalmaktadır. Zaten kadınlar da ancak zorlamayla imam nikahına razı olmaktadır. Şimdi bir de yeni zengin müslümanlarda kına gecesi ve imam nikahı modası çıktı, resmi nikahın yanında bunu da yaptırıyorlar ama aman dikkat, imamların resmi nikahı olmayan çiftlere nikah kıyması da zaten yasak. Bu da kadın hakkı, bak 26 yıl ve 6 çocuktan sonra dımdızlak kaldı Şerife Hanım ortada, bunu niye kovalamıyor Başbakan ve AKP’li Alev Hanım?