Bu daha başlangıç!

“Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!” Gezi Direnişi’nin en çok tekrarlanan sloganlarından biriydi. Balbay 5 yıla yakın yattıktan sonra salıverildiği gün hep bunu tekrarladım: Bu daha başlangıç! Geride Prof. Hilmioğlu var. Kansere yakalanmış, ölümcül bir depresyonla mücadele eden, bütün taleplere rağmen bir türlü tedavi edilebileceği bir hastaneye nakledilmeyen...

Geride Mehmet Ali Çelebi var. Niye 15 yıla mahkum olduğu bile anlaşılamayan, hapisanede evlenip eşine kavuşamayan... Geride Engin Alan var, diğer tutuklu milletvekilleri var. Geride savunma yapmayı bile onuruna yedirememiş Başbuğ var. Kitap yazdığı için yatan Hanefi Avcı var. Profesyonel tutuklu Prof. Yalçın Küçük var. Gezi’de tutuklanan gençler, KCK’lılar var. Ayrıca bütün o boş yere yatılan yıllar var. Balbay’ın yatağa, karısının yanına ayakkabılarıyla girdiğini nasıl unutulabilir ki!

Ya hastalar, ölenler?..

Balbay konusunda daha yazılacak çok şey var ama onu özgür olarak ekranda her görüşümde gözlerim yaşardığı için şimdilik es geçiyorum, daha aklıselimle yazmalı diye! İçerde yitirdiklerimiz, hastalanıp ölenler, intihar edenler var. Sanmayın ki bunları unuttuk, unutacağız. İntikam ateşiyle yanarak değil elbet, ama hakkın, adaletin arayışında olarak. Zaten intikamını olaylar alıyor: Mehmet Baransu’nun bavuluna, sahte belgelere, üretilmiş CD’lere şimdi “Onlar” karşı çıkıyor, bağırıp lanetliyorlar. Hani nasıl ve nereden geldiği, ne olduğu değil, içeriği önemliydi? Tarih dersini veriyor, tekerrür ediyor!


* [[HAFTAYA]]

Kadın, Her yerde Kadın!

Michelle Obama ABD’nin first lady’si. Dünyanın bir numaralı kadını. Zarafeti, albenisi, kapı gibi hukuk diploması ve aklı, zekasıyla, özel günlerde özel giyinip özel davranmasıyla herkesin hayranlığını kazanıyor. Gelin görün ki Mandela’nın anma töreninde kocacığını Danimarka Başbakanı Helle’den kıskanınca duygularını kontrol edemeyip sıradan bir ev kadınına dönüşüyor; asıyor suratını, ters bakıyor, olmuyor. İkisinin arasına oturup sohbetlerini kesiyor ve bu davranışıyla bütün dünyayı kendine güldürüyor!

Ne var sanki orada bozuntuya vermese, eve gidince yapsa yuvasını kocasının! Bir de tabii ülkelerinin baş harflerine göre hazırlanmış oturma düzeninde Danimarka (Denmark) Başbakanı’nın nasıl oluyor da ABD (USA) Başkanı ile yanyana düştüğü anlaşılamıyor. İşin ilginci, Danimarkalılar da ‘ABD ile aramızı mı bozacaksın, cenaze töreninde o nasıl bir kıkırdama’ diye Başbakanlarına bozulmuyor mu! Ama en güzeli, Obama’nın herkesin önünde elini öperek karısından özür dilemesi!

*

Hava kurşun gibi ağır...

Bahar tadında geçen sonbahar ani bir atakla kışa geçiverince 4 mevsimi yaşayan İstanbul, hayatında ilk kez kar görmüş gibi oldu! Oysa biz o karın 45 gün kalkmadığını biliriz. Ben size boşuna mı yazdım ‘yaz lastiklerinizi değiştirin’ diye! Şimdi başınızın üstünde bir dam, karnınızda bir tas çorba olduktan sonra dert değil. Ama ya sokaktakiler? Belediye insanlara sığınak buluyor. Ya sokak hayvanları? Köpekler dayanıyor da ya kediler?

Sokak kedilerine ev

Benim prenses camdan bile bakmıyor, kar yağdı diye kanapenin altına saklandı, çıkmıyor. Hayvanseverler günlerdir sosyal medyada iki orta boy çamaşır leğeninden yapılan kedi evi projesi yürütüyor. Ataşehir ve Kadıköy Belediyeleri ise çok şık KEDİEV’leri yapmışlar. Siz de onlara biraz mama koyun, olmaz mı? Sizin belediyeniz yapmamışsa belki bir leğen ev de siz yaparsınız!