Yazgülü Aldoğan Kısa mı sürecek, uzun mu?
HABERİ PAYLAŞ

Kısa mı sürecek, uzun mu?

Yazın en sansasyonel düğününde gelinin nikahtan sonraki ilk sözü “Ne kadar kısa oldu, bir daha mı yapsak?” olmuş! Üzgünüm ama büyük aşkla evlendiği sevgili kocası bu sözü bundan böyle sık sık duyacak! Bir pazar günü size siyasetten bahsetmenin alemi yok, hepiniz bu düğüne kilitlendiniz ve bununla ilgili dedikoduları merak ediyorsunuz. Haklısınız da, Ayşe, kendi çevresinden bir genç adamla evlenseydi, kimsenin umrunda olmaz, Başbakanın CHP’ye takındığı cool tavrı takınır, “Meclise gelmiyorlarsa gelmesinler, çok da fifi, noolmuş yani?” derdi. Ama şimdi öyle mi? İhanet, aşk, ihtiras, terk, vicdan, ne isterseniz var bu Ali Taran-Ayşe Özyılmazel hikayesinde!

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

Hani olay 60’lı yılların ortalarında geçse, Boğaz kenarındaki yalıda, Kenan Pars’ın verem olmuş karısı Suzan Avcı kan tükürürken Filiz Akın, “Bu aşk bize haram Kenan!” diye ipek mendiliyle hıçkırıklarını bastırıp kendini kapıda bekleyen uzun kuyruklu Chevrolet’ye atar, çeker giderken Kenan da yumruklarını ve dişlerini sıkar, sağlam koca rolüne devam ederdi! Yıllar sonra ikisi de saçları beyazlamış olarak buluşurlardı Belgrad Ormanları’ndaki o ağacın altında!

Adam biraz daha ihtiyarlamış olsun hadi ama böyle bir şey. Şimdi öyle mi! Adam kanser olmuş karısını “para vermem, tedavi olamazsın!” diye tehdit ve “konuşursan da kredi kartlarını ödemem” diye şantajla boşayıp kurtuldu. Anında görüntü. O arada kız “isteyen istediği kadar konuşsun, bana ne, bana ne, mutlu olmak istiyorum” diye kına yakıyordu!

BABA DÜŞKÜNÜ KIZ

Zaten ailenin şöhret ve sansasyon seven çocuğu. Babaya düşkün. Belki de bu yüzden hep yaşı büyük, babacan, kendisini şefkatle sevip kollayan, yol gösteren, yer gösteren erkeklerle birlikte olmuş. Adam, hayatı boyunca zeki ve yaratıcı, bu yüzden ukala ve herkesi küçümseyen, fazla cool. Belli ki karısından ve hastalığından da bunalmış, sıkılmış. Zaten yaşı gereği kendi de bunalıma girmeye müsait. Karşısında bıcır bıcır, cıvıl cıvıl, 32 yaşında ama kız çocuğu kıvamında, şirinlik muskası, fettan ve sokulgan bir kadın. Kaymış gitmiş baba. Havalara da o kadar girmiş ki kıza siyah cip almalar, nikahta converse pabuç giymeler filan. Hani “bana ayı getir” dese getirecek sevgilisine.

Haberin Devamı

Ama “ay ne kadar da kısaymış” derse ne yapacak? En çok anası “kırık kalplerin Oya Ablası”nın “kızımın doğru bir ilişki ve evlilik yapmasına mutlu oldum” gibi bir lafı var, ona bayıldım! Evlat tabii ne yapacak, ağzını gözünü kapatacak. Artık düğündeki gözyaşları neye aktı bilemem. Kendi aldatılmış ve terk edilmişliğine mi, bir tür Aşk-ı Memnu’daki düğünde Beren, anasının kendi göz koyduğu adamla evlenir ya, öyle bir pozisyon çünkü! Ya baba, Neco ne yapsın, ben ettim, sen etme mi desin? O da göz yaşları içinde, artık ne göz yaşıysa!

Ay, bugün pek çatal dilliyim vallahi, iki yetişkin insanın nikahında bize halt etmek ve mutluluk dilemek düşer. Tabii söz konusu olan bir Sophia Loren, Carlo Ponti evliliği olamayacağına göre ne kadar sürer, Ayşe, Catherine Zeta Jones gibi Michael Douglas’a olan aşkından sabır ilahesine mi döner, bilinmez! Ne kadar ve nasıl mutlu olurlarsa öyle olsunlar, nasıl olsa mutsuz olanlar daha fazla olamayacak.

Haberin Devamı

Yaşasın, kendi park ediyor!

Şile yollarında dönüp duruyoruz, dönüp duruyoruz. Bir saat geçmiş, ben hâlâ dolanıyorum. Yoo, ne kayboldum, ne yer arıyorum. Sadece altımdaki aracın keyfini çıkardığımdan sürenin farkında değilim. Araba kullanmayı severim. Hele araç konforlu, yollar iyiyse. Gerçi bu örnekte yollar iyi değil, virajı bol. Yola yayılmış ineği virajdan da bol! Ama etraf yeşil. Ağacın her türlüsü, her tonu. Ağaca mı bakayım, aracın nasıl yol tuttuğuna mı derken vakit geçiyor işte. Yeni Ford Focus’u deniyoruz.

Pek akıllı bir araba. Kadınların korkulu rüyası paralel parkı kendi kendine yapıyor. “Hakaret kabul ederim, ben zaten jilet gibi park eden ender kadınlardanım” diyorum, denemiyorum bile. Ama bu özelliğinden ötürü test sürüşüne sadece kadın gazeteciler davetli. Çoğu da bu kendi kendine park özelliğine bayılıyor. Ben şahsen sevgili gibi belimi kavrayan sürücü koltuğuna, aktif şehir içi güvenlik sistemi sayesinde öndeki araçla mesafenin azalması durumunda otomatik fren yapma özelliğine, uzun yolda şerit takibine bayılıyorum.

Pek akıllı canım, yağmur yağınca silecekleri harekete geçiyor, hatta eko sistemi sayesinde araç durduğunda motoru kapatıyor! Unuttuysanız vites değiştirmenizi ikaz ediyor, bilgi sistemiyle hangi hızda en iyi yakıt verimliliğine ulaştığınızı gösteriyor. Ama bunlara bakıp dururken gözünüzü yoldan da ayırmayın tabii, henüz otomatik pilotu icat edememişler, aracı yine de siz kullanıyorsunuz. Kırmızısı da pek güzel! Bu segmentte bu kadar güvenliği bu fiyata sağlayan tek marka oldukları konusunda da iddialılar. Kadınlar değil, erkekleri de cezbedebilir yani...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder