Yazgülü Aldoğan Linç kültürüne yargısızlık teşviki
HABERİ PAYLAŞ

Linç kültürüne yargısızlık teşviki

Haberin Devamı

Son kararnameyle kapıldığım dehşetten gözüme uyku girmedi. Ve de TSK’nın içine düşürüldüğü duruma üzülmekten!

O TSK ki, halkın en çok güvendiği kurumlar listesinde hep birinciydi. İçte ve dışta güvenliğin emanet edildiği, Türkiye’nin en önemli markası!

Evet düzen, disiplin, adalet, güven deyince hepimizin sırtını dayadığı kurum. Evlatlarımızı vatan görevine yollarken gözümüzün arkada kalmadığı, davul zurna çaldığımız kurum!

Ya şimdi? Gün geçmiyor ki evlatlarımız yediklerinden zehirlenmesin! Meğer asker ocağında onlara bozuk at, eşek eti yediriyorlarmış da hayvan sayısı azalmış memlekette!

Ölen, kalan, hastanelere taşınan askerler gırla. Ne önlem alındı? Yemek duası değiştirildi! Tanrı değil, Allah derlerse at etinden zehirlenmeyecekler mi? Ne yapıldı?

O askere yolladığımız kınalı Mehmetçikleri, 15 Temmuz gecesi hain darbe girişiminde FETÖ’cü komutanları sokaklara sürdü. Emir kulu garibanlar da ne olduğunu anlamadan darbeci oldu mu?

Çoğu hâlâ tutuklu! Müebbetle yargılanan var!

Ne sorumlulukları, ne suçları vardı, günah keçisi oldular. Ya subay olsun, asker olsun diye okula yolladıklarımız?

Harb Okulu, Astsubay Okulu öğrencilerimiz?

Darbeci diye yargılanıyorlar. Ve daha da acıklısı o kahrolası 15 Temmuz gecesi köprüde linç edilen, boğazı boğma teliyle kesilen öğrencilerin hâlâ ortada gezinen sivil katilleri de artık pirü pak. Hatta gazi bile olmuşlardır. Son çıkan kararnameyle suçsuz, sorumsuzlar. Hiçbirine dokunulmayacak.

Murat’ın ablası, adaleti ilahi adalette arayacak!

Hepimiz tehlikedeyiz

Terörist diye birini öldüreni kahraman yapan yeni bir adalet sistemimiz var artık. “Artık hepiniz Kürtsünüz” diye özetlemiş biri sosyal medyada.

Artık hepimiz sadece Kürt değil, Yahudi, Ermeni, Alevi, trans hatta İzmirliyiz. Muhalif olmamız bile gerekmiyor, çevreci, hayvan hakları, kadın hakları savunucusu olabiliriz. Sadece ‘Hak, Hukuk, Adalet’ isteyebiliriz. Terörist olmakla damgalanır, evlerimizin kapısına çarpı bile atılabilir, herhangi bir milis tarafından öldürülmesek bile içeri tıkılıp badem rengi tulum giyerek sonsuz celselerde yargılanabiliriz.

O tulumu giymeyen ve zarar verenler mahkemeye çıkamayacağı gibi ziyaretçi de kabul edemeyecek. Yılbaşı öncesi, hükümetin yeni yıl hediyesi bu. Meclisi tatile soktular, ülkeyi OHAL’de kararnamelerle yönetiyorlar. KHK’ların içinden ise badem rengi tulum modası çıkıyor!

O tulumu giydireceğiniz insanlar mahkum değil, tutuklu, henüz sanık. Zaten iddianame ve salon beklemekten psikolojileri bozuldu. 17 aydır tutuklular ve çoğu darbeci filan değil, sadece emre itatle sahaya sürülmüş.

Onlara nasıl mahkum muamelesi yaparsınız, hepsi intihar mı etsin istiyorsunuz? Askerleri Balyoz’la yerle bir etmişlerdi, şimdi FETÖ’cü diye cenaze namazını kılıyorlar.

En iyi koruma fos çıktı!

Türkiye’nin en iyi korunan kişisi Cumhurbaşkanı Erdoğan. Konvoyunda 50-60 araç, etrafında etten insan duvarı. Yanına kimse yaklaştırılmıyor zannederken aman o da ne?

Üstelik de Şırnak’ta, üstelik kürsüde konuşurken bir genç adam, platforma fırlıyor, koşarak üzerine gidiyor, boynuna sarılıp kendine çekiyor! Böyle rezalet görülmemiştir! Bırakın elinde bıçak, silah olmasını, her şekilde zarar verebilirdi.

Bu nasıl koruma? Gerçi, Erdoğan, sert bir refleksle adamı kendinden uzaklaştırıyor, korumalar yetişiyor ama o birkaç saniyede her şey olabilirdi.

Ayrıca o genç adamınki sevgi filan değil, densizlik, hadsizlik, terbiyesizlik, sorumsuzluk ve bunun sorumluları da hesap vermeli! Koruma için harcanan milyarlar bir genç adamın “Seviyorum üzerine atladım” saçmalığıyla o duvarın nasıl fasa fiso olduğunu gösterdi. Dikkat edin yahu!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder