Üreten kadınlar başarı hikayelerini anlattı

Ufuk AKTUĞ/İSKENDERUN(Hatay),(DHA)- HATAY'ın İskenderun ilçesinde düzenlenen Öncü Kadınlar Etkinliği'ne katılan kadın girişimciler, başarı hikayelerini anlattı.
İskenderun Kaymakamlığı ve İlçe Sosyal Hizmetler Merkezi Müdürlüğü iş birliğiyle İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası'nda 'Öncü Kadınlar Etkinliği' düzenlendi. Etkinliğe, İskenderun Kaymakamı İskender Yönden, İskenderun Belediye Başkanı Fatih Tosyalı, İlçe Emniyet Müdürü Nevzat Güneş, İlçe Sosyal Hizmetler Merkezi Müdürü Yılmaz Balaman, ,Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Hatay İl Başkanı Selma Tunç ve çok sayıda kadın davetli katıldı.
Reyhanlı doğumlu aşiret kızı ve aynı zamanda KOSGEB Girişimcisi Dilek Tecirli etkinlikte konuştu. Şiddetin sadece fiziksel anlama gelmediğini belirten Tecirli, aslında şiddetin ailede henüz çocukluk döneminde başladığının altını çizdi. Tecirli, "Evet, belki dayak yemedim ama psikolojik şiddeti çok gördüm" dedi.
25 yıldır İskenderun’da yaşadığını anlatan Tecirli, oluşturduğu gıda markasıyla kadın istihdamına katkıda bulunduğunu dile getirdi. Tecirli, "Bu coğrafyada doğduysanız ve küçük yerde yaşıyorsanız öncelikle babanızdan ciddi anlamda psikolojik şiddet görüyorsunuz. Giyim, gitme, gelme, görüşme, çıkma gibi. Reyhanlı’da doğdum ve Reyhanlı’da büyüdüm, bu anlamda sıkıntılarım oldu ve hala üzerimden atamadığım psikolojik arızalar var. Bunu açıkça söyleyebilirim. Sonrasında üniversite sınavını kazanmama rağmen başka şehir olduğu için yine gönderilmedim" diye konuştu.
'AİLEMİN İSTEĞİ İLE EVLENDİRİLDİM'
Ailesinin isteği üzerine 18 yaşında evlendiğini aktaran Tecirli şunları söyledi:
"'Tamam ben ne yapabilirim? Nasıl başa çıkabilirim?' dediğimde bir arkadaşımın iş yerinde ailemden habersiz işe girdim. 3 yıl çalıştım. 3 yıl içerisinde ticareti öğrendim, insanları öğrendim, ne yapmam gerektiğini öğrendim. Fakat şanssızlık o ki bu sefer hastalıkla mücadele başladı, 2 yıl süren çok ağır tedaviler gördüm. Daha sonra bu hastalığa niye yakalandığımı düşünürken baktım ki bağışıklığımı çok düşürmüşüm farkında olmadan. Bağışıklığı fermente gıdalar, probiyotik yiyecekler güçlendirir. Bunların araştırmasına girdim. 'Bu bir iş olabilir mi?' diye düşündüm. Yıllar önce ticaret odasının düzenlemiş olduğu KOSGEB seminerine katılmıştım, kurs sonucu aldığım belge ile başvuruda bulundum. İş fikrim onaylandı. Küçük bir dükkan tuttum, bir kişi ile başladım. Şu anda gün içerisinde 4 kadın sürekli daimi çalışıyoruz, Reyhanlı'da 4 kadın, Kütahya'da bir kadın, Gaziantep'te iki kadın şeklinde ağımı genişlettim. Sadece kadınlara çalışma olanağı sağladığım küçük bir işletmem var. Her geçen gün büyüyor, bu sene 5 yılımızı çalışıyoruz.”
'ÜÇ COCUKLA KADIN OLARAK MÜCADELE ZOR OLDU'
Kadın olarak ayakta durmanın zor ama imkansız olmadığını ifade eden Melek Aktürk ise eşini trafik kazasında kaybettikten sonra üç çocuk ile yaşam mücadelesi vermeye başladığını anlattı. Aktürk, “1994 yılında trafik kazası sonucu eşimi kaybettim. 9, 7 ve 3 yaşlarında 3 çocuğum vardı. Hayat mücadelem o zaman başladı. Kimseye muhtaç olmamak için 8 yıl kendi evimde yemek ürettim. Bir süre sonra çevrem olunca dükkan açtım. İşi kaliteli yaparsanız, işinize titizlikle sarılırsanız başaramayacağınız hiçbir şey yok. Ülkemizde çalışmayan kadınların iş hayatına dahil edilmeleri ve gelir sağlayabilmeleri için kredi kullanabildikleri mikro krediden faydalanarak küçük bir dükkan açtım. Dükkanı düzeltecek para yoktu, ocağım bile yoktu. 15 gün dışarıda odun ateşinde yemek yapıp sattım. Sonra ocağımı aldım, sonra fırınlarımı aldım, arkası geldi. Orası bize küçük gelmeye başladı, biraz daha büyüdük, biraz daha genişlettik ama hayalimdeki yöresel ev yemekleri olan bir lokantaydı. 4 yıl önce bir de lokanta açtım. Şu an 5 yemekhane, 3 lokanta, 8 kızımla, toplam 10 kadınla yola devam ediyoruz. İş yerimiz aile ortamı, herkes işinin başında. Kadının yapamayacağı hiçbir şey yok. Üretin lütfen, üretin" ifadelerini kullandı.

FOTOĞRAFLI