Türkiye (Son Dakika) Zorlu spor dallarının ilham veren kadınları

Zorlu spor dallarının ilham veren kadınları

Paylaş
Zorlu spor dallarının ilham veren kadınları

Dünya tarihinden öyle güçlü kadınlar gelip geçti ki, bugün geldiğimiz noktada onlara ne kadar çok şey borçlu olduğumuzun farkındayız! Onlar sanatta, sporda, siyasette hep öncü oldular. Kimi bilimde çığır açtı, kimi söylediği şarkıyla gönlümüzde taht kurdu. Ülkemizi ileriye taşıdılar. Bugün geldiğimiz noktada artık, kadınların her türlü engeli sabır ve sükunetle aşabileceğini görüyoruz. Dünya Kadınlar Günü'nde geleceğe damgasını vuracak güçlü kadınların size de ilham vermesi için onlardan bazıları ile konuştum.

Farklı hikâyeleri olan, “erkek sporu” olarak bilinen alanlara kadın olarak damga vuran ve başarılar kazanan o isimler arasında Judo sporcumuz Büşra Katipoğlu, güreşçimiz Yasemin Adar, paralympic tennis sporcumuz Büşra Ün, modern penthatlon sporcumuz İlke Özyüksel ve rock climbing sporcumuz Duru Güneş Yalçın yer alıyor. Onlar zoru başarmış kadınlar. Bu yolda yaşadıklarını onlar anlattı, Mahmut Cinci ve Nuri Yılmazer iPhone 11 Pro ile videoya çekti ve fotoğrafladı. Hayata duruşlarıyla hayranlık uyandıran bu güçlü kadınların hikâyesi gerçekten ilham veriyor.

Haberin Devamı

Müzik: Nova Norda / Zor

Türkiye’de bu başarıları elde edene kadar bir kadın olarak nasıl bir yolculuk yaşadın?

Büşra Katipoğlu: Yetiştiğim evde hiçbir zaman kadın olduğum için bastırılmadım ya da engellenmedim. Bu şekilde büyümüş olmam, çoğu cinsiyet bazlı sorun karşısında, “Neden başaramayayım, neden üstesinden gelemeyeyim, ben istersem başarırım” fikrine ve özgüvene sahip olmamı sağladı. Evet gerçekten kadın olarak judoda başarılı olmak kolay değildi. Özellikle kendime denk bir judo partneri bulamıyordum ve neredeyse tüm imkânlar erkek sporculara sağlanıyordu. Çoğu zaman bu bende işlerin doğru gitmediği ve bir eşitsizlik olduğu duygusuna kapılmama sebep oldu. Ama önümde çocukluk hayallerim, hedeflerim ve emeklerim olunca bu tarz duygulardan ya da eşitsizliklerden elimden gelenin en iyisini yaparak etkilenmemek için mücadele ettim. Kendi ayaklarımın üstünde dimdik durarak sağlam bir şekilde hayal ettiğim başarılara ulaştım. Çünkü gücümü kendimden aldım. Olduğum bedenden olduğum insandan.

Haberin Devamı

"Çok zorluk yaşadım ama kadın olduğum için değil"

Yasemin Adar

Yasemin Adar: Kadın güreşi toplumumuz tarafından çok fazla bilinmiyordu ve pek çok kişi, benim bu sporu yapmamam gerektiğini, yapamayacağımı düşünüyordu. Erkek egemen bir spor olarak görüyorlar ve bana yakıştırmıyorlardı. Giydiğim mayoyu eleştiriyorlar, kadın güreşini örf ve âdetlerimize göre uygun olmadığını söylüyorlardı. Ancak bunların hepsi ben başarıyı yakalamadan önceydi.

İlke Özyüksel: Çok zorluk yaşadım ama bu hiçbir zaman bir kadın olduğum için olmadı.

Duru Güneş Yalçın: Ben bir kadın olarak çok zorluk çekmedim çünkü ailem her zaman beni yaptığım spor konusunda çok destekledi, yardımcı oldu. Fakat eminim ülkemizde ve dünyada zorluk çeken başka kadınlar olmuştur.

"Kız gibi oynamanın nesi kötü hiç anlayamadım"

Büşra Ün

Büşra Ün: Kadın olduğum için yaptığım iş her zaman kolay görüldü. Erkekler kendi güçlerine göre düşünüp yaptığımın daha kolay olduğunu imâ ediyorlardı. Oysa kendi branşımda rakiplerimin güçleri bana yakındı ve zorluk açısından erkeklerinkinden farkı yoktu. En çok rahatsız olduğum şeyse “kız gibi oynama” sözü. Aslında keşke herkes kız gibi oynasa, zira kadınlar istikralı ve disiplinli çalışıyor. Kız gibi oynamanın nesi kötü hiç anlayamadım. Çok sandalye tutuğum ve raket kullandığım için “erkek gibi ellerin var” denmesi de beni rahatsız eden diğer bir cümle. Ben onlar gibi düşünmüyorum. Ben ellerime baktığımda yaşadığım zorluklara rağmen kazandığım başarıları görüyorum ve ellerimin kadın elleri olduğunu hissediyorum. Ayrıca bundan da gurur duyuyorum.

Haberin Devamı

"Hayalim, kendimde bulduğum ışığı etrafıma yaymak"

Gelecekle ilgili en büyük hayalin ne? Bunu gerçekleştirmek için neler yapıyorsun?

Büşra Katipoğlu

Büşra Katipoğlu: En büyük hayalim sporcu olarak olimpik boyuta erişmekti. Buna kavuşmak beni gerçekten çok mutlu etti, devamında ne olabilir diye düşünürken, olimpiyata giden yolda ve sonrasında çok fazla tecrübe edindiğimi, karakter ve spor boyutu olarak kendimi çok geliştirdiğimi fark ettim. Bir sene önce sporculuğun yanında öğretmen olarak yeni bir mesleğe başladım. Bu bana, manevi olarak ne kadar değerli olduğumu fark ettiriyor. Bildiğin şeyleri aktarmanın, bir insanın hayatına dokunabilmenin keyfini yaşıyorum. Bu sebeple, önyargılarını merkeze almış, cesaretini kaybetmiş insanlara aslında neler başarabileceklerini fark ettirip destek olabilmek için onlara judo öğretmek istiyorum. Hayalim, kendimde bulduğum ışığı etrafıma yaymak.

Haberin Devamı

Yasemin Adar: Ben Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk Avrupa ve Dünya Şampiyonu kadın güreşçisiyim Ülkeme ilkleri yaşattım ve halâ ilkleri yaşatmak istediğim için hedefim olimpiyatlarda kadın güreşinde alınmamış madalyayı almak. Bunun için de planlı programlı bir şekilde çalışmalarıma devam ediyorum.

İlke Özyüksel: Altı defa olimpiyat oyunlarına katılmak ve madalya almak planlı programlı bir hayat gerektiriyor. Ayrıca çok sıkı antrenman yapıyorum.

Duru Güneş Yalçın: Gelecek için en büyük isteğim ve hayalim daha çok tırmanmak, gezerek yeni yerler görmek. Aynı zamanda 2028 Olimpiyatlarına katılmak için çalışıyorum.

Büşra Ün: Gelecekte kendim gibi gerçekten ideali uğruna çalışan sporcular için sunulan imkânları artırmak istiyorum. Neler yaşayabileceklerini bildiğimden onlara yardımcı olabileceğimi düşünüyorum. Bunu yapabilmek için de spor yöneticiliği alanında yüksek lisansıma devam ediyorum. İdealist sporcular yetiştirebilmek ve ülkemize daha fazla madalya kazandırabilmek için saha dışında da çalışmalarıma devam ediyorum.

Haberin Devamı

"En büyük yardımcımız, hayal gücümüz"

Senin yolundan gelmek isteyecek kadınlara ne tavsiye edersin?

Büşra Katipoğlu: Hiçbir yolun, engebesiz ve kolay olmadığını kabul etmelerini istiyorum. Bunun bilincinde olurlarsa daha gerçekçi bir tavır alacaklar ve bu motivasyon olarak onlara güç verecek. İkinci olarak kendilerini istedikleri hedefte net olarak görmelerini tavsiye edebilirim. Yani bol bol imgelesinler. Belki henüz şampiyon olmadılar ama olmuş gibi yaşayıp, olmuş gibi antrenman yapmaları bilinç altına bunu yerleştirmeleri açısından çok güzel bir enerji verir. Özellikle bol bol hayal edelim, hayal gücümüz bizim en büyük yardımcımız, kendimizi sabote etmeden, sınırlandırmadan heyecanla hayal edelim. Yarın ne olacağını tahmin bile edemeyiz. Güzel düşünelim, güzelini yaşayalım.

Yasemin Adar: Asla pes etmeyin! Evet hayâlleriniz için önünüze birçok engel ve zorluk çıkacak. Başarısız olmanızı isteyen birçok kişi olacak ama sizi mutlu eden ve bildiğiniz doğru yoldan vazgeçmeyin. Elalem ne der diye kendinizi kısıtlamayın.

İlke Özyüksel

İlke Özyüksel: Hedefleri, hayalleri ve istekleri doğrultusunda çalışmaları. Ne yaparak mutlu oluyorlarsa asla pes etmeden yollarına devam etmeleri. Kendi hayal ettikleri hayatı yaşamaları.

Duru Güneş Yalçın: Benim yolumdan gelmek isteyen kadınlar için söyleyebileceğim en önemli şey, ne istediklerini iyi bilerek asla vazgeçmemeleri ve hedefleri için çok çalışmaları. Çünkü her çalışmanın karşılığı alınır.

Büşra Ün: İnsanların ne düşündüğünü önemsemeden yaptıkları iş, spor, sanat dalı her neyle uğraşıyorlarsa hiçbir zaman kadın işi olarak görülmese bile yapmaya devam etsinler. Ben mutlu olduğum şeyi yaptığımdan kendimi şanslı hissediyorum. Ben yaşadıklarıma rağmen başarabildiysem onlar da yapabilir. Kısaca söylemek istediğim: Pes etmeyin!

Teknolojiyle aran nasıl, senin hayatına nasıl bir katkısı oluyor?

Büşra Katipoğlu: Teknolojiyle çok ilgileniyorum. Antrenman programlarımı, kişisel gelişimimi iPhone sayesinde daha rahat planlıyorum, aynı zamanda Apple Watch ile antrenman şiddetimi ayarlıyor, kalp ritmimden dinlenme süremi hesaplayınca tek başıma daha profesyonelce antrenmanlar yapmama yardım ediyor. Ayrıca son zamanlarda aldığım kiloları kalori takibi yaparak daha planlı beslenmeye başladığımı söylemeliyim. Özellikle müzik benim fitness ve kardiyo antrenmanlarımda olmazsa olmazım AirPods’larım sayesinde hem rahat hareket ediyorum hem de ses kalitesi sayesinde etrafımı duymadan kendime odaklanabiliyorum.

Yasemin Adar: Teknolojiyle aram oldukça iyi. Her zaman yeni çıkan teknolojik aletleri yakından takip etmeyi seviyorum ve kullanım kılavuzunu okumak yerine teknolojik aletleri kurcalayarak öğrenen biriyim. Herkesinki gibi benim de hayatımı kolaylaştırıyor ve antrenmandaki performansımı, nabzımı, koştuğum mesafeyi kolaylıkla takip edebiliyorum.

İlke Özyüksel: Teknolojiyi elimden geldiğince yakalamaya çalışıyorum ama çok hızlı gelişiyor ve değişiyor. Hayatımın ayrılmaz bir parçası haline geldi. En çok da spor hayatımı ve başarılarımı paylaşma konusunda teknolojiden faydalandığımız söyleyebilirim.

Duru Güneş Yalçın

Duru Güneş Yalçın: Teknoloji her genç gibi benim de gerek derslerimde gerekse spor hayatımda çok büyük yer kaplıyor. Antrenmanlarımı daha kaliteli hâle getirmek için Apple Watch kullanarak veriler alıyorum. Aynı zamanda pek çok konuda araştırmalar yapıyorum ve sosyal medya kullanıyorum.

Büşra Ün: Yaptığım spor diğerlerine göre daha yeni olduğundan bu branşı tanıtmak da sporculara düşüyor. Ben de bu yüzden teknolojik cihazları ve sosyal medyayı fazla kullanıyorum. En sık Apple Watch kullanıyorum çünkü saatim günde kaç defa tekerlek çevirdiğimi sayıyor. Kullanmaya başladığımdan bu yana tekerlek çevirme sayım arttı bu bana epeyce avantaj sağlıyor. Dolayısıyla teknoloji ile aram oldukça iyi diyebilirim.

Sıra dışı kadın sporcularla çalışmak onları tanımak nasıl bir deneyim oldu?

Mahmut Cinci: Branşında önemli başarılara imza atmış sporcularla çalışmak oldukça özel bir deneyimdi. İşlerinde o kadar profesyonelleri, fotoğraflarını çekerken işimi son derece kolaylaştırdılar. Çekimler sırasında bir şampiyonun mantalitesini keşfetme ve onu anlama fırsatım oldu. Onlar için imkânsız diye bir şey yok. Gerçekten çok özel insanlar olduklarını düşünüyorum.

Nuri Yılmazer: Yaklaşık 14 senedir profesyonel olarak spor fotoğrafları ve filmleri çekiyorum. Çok fazla yerli ve yabancı sporcu ile çalıştım. Bu proje de çalıştığımız 5 kadın sporcuda gerçekten çok önemli ve başarılı sporculardı. Dünya ve Türkiye şampiyonlarımız ile beraber 2020 Olimpiyatları öncesinde bir proje yapmak bile gurur verici. Hepsi kendi alanlarında çok iyiler ve çok profesyoneller. Çekimlerimiz sırasında onların da fikirleri ve yorumlarıyla beraber çok iyi işler çıkarabildik. Hepsinin inanılmaz hikayeleri var; başarılar, yaşadıkları sakatlıklar ve zorluklar, mutluluklar. Bu hikayeleri onlardan dinleyebilmek gerçekten çok ayrı bir keyifti.

Çekimler nasıl geçti?

Mahmut Cinci: Teknoloji giderek küçülüyor ve mobilitesi artıyor. Bu durum bazen geçmiş algılarımızdan kaynaklı bizi şaşırtıyor. Sporcular çekimde oldukça rahattı. Onların kendilerini rahat hissetmeleri de benim işimi daha kolay ve rahat yapmama neden oldu. Bu da ortaya çıkan işin kalitesini doğrudan etkileyen bir durum. Çekimlerin bazıları zorlu fiziki koşullarda geçti. Örneğin, kaya tırmanışını çekerken 40 metre yükseklikte, özel güvenlik önlemleri ile 7 derecelik bir havada çalıştık. Ancak zaten bir spor ve aksiyon fotoğrafçısı olarak zorlu ortamlarda çekim yapmaya oldukça alışığım. iPhone 11 Pro üçlü kamera sistemi ve kameralar arası kolay geçişiyle bu zorlu koşullara iyi bir uyum sağladı. Gerçekten Pro ismini hak ettiğini düşünüyorum.

Nuri Yılmazer: Sporcular, çekimleri yapmaya başlamadan pek emin değillerdi, sonuçta hepsi daha önce birçok prodüksiyonda yer aldıkları için kameranın ne kadar önemli olduğunun farkındalardı. Fakat çekimi yapmaya başlayıp ve ilk çekilenleri beraber izleyince çok şaşırdılar. Projeye daha çok motive oldular. Telefonlarla çekim yapmamızın iyi yanlarından biri de çekim sırasında hızlı kararlar vererek, hareket edebiliyor olmamızdı. Bu sayede birçok farklı görüntüyü çok kısa zamanda çekebilmemize imkân sağladı. Ayrıca telefonun ve kameramızın ufaklığı sayesinde, çekimlerimiz sırasında sporcular daha az gerildiler. Böylelikle daha samimi anlar yakalayabildik diye düşünüyorum.

Röportaj: Serap Torun // serap.torun@posta.com.tr