Av. Hakan TOKBAŞ 12 bankaya karşı 3 kat tazminat davası - 4
HABERİ PAYLAŞ

12 bankaya karşı 3 kat tazminat davası - 4

Haberin Devamı

(12 bankanın, 21.08.2007 - 22.09.2011 tarihleri arasında kalan sürenin tamamı için sorumlu olması)

Oniki banka, 21.08.2007 ve 22.09.2011 tarihleri arasında kalan sürenin tamamı için sorumlu mudur?

Açılacak tazminat davalarında bankalar, kartele farklı tarihlerde katıldıklarını ve kendilerinin bu tarihlerinin tamamı bakımından sorumlu olmadıklarını savunacaklardır. Bu savunmaya cevap verebilmek ve ilgili tarihlerin tamamı bakımından sorumlu olduklarını belirtmek için rekabet hukukunda hâkim bir teori olan “devam eden tek bir ihlal yaklaşımı” nı ve hukuk davalarına etkisini bilmemiz gerekmektedir.

Devam Eden Tek Bir İhlal Yaklaşımı:
Gökşin Kekevi’ye göre, devam eden tek bir ihlal yaklaşımı: “uzlaşmaya ulaşılan anı tanımlayan statik bir yaklaşım yerine, rekabetin ihlal edildiği bütün süreci kapsayan bir yaklaşım”olarak tanımlanabilir.Bu yaklaşım sayesinde, deliller bütün olarak değerlendirilerek, kartelin varlığı ve belirgin özellikleri ortaya konulmakta; aksini gösteren bir kanıt olmadıkça, ilgili teşebbüslerin bu sürecin tamamına katıldığı varsayılmaktadır.

“Rekabet Hukukunda Devam Eden Tek Bir İhlal Yaklaşımı” isimli çalışmasında Sayın Bahar Ersoy’un ABD ve AB mahkemeleri ile Avrupa Komisyonu kararlarının incelenmesi neticesinde elde ettiği sonuçlardan bazıları şu şekildedir:

1-Teşebbüsler, ihlalin her aşamasına katılmamış olsalar dahi, ihlalin bütününden eşit derecede sorumlu tutulurlar. Ortak plana bağlılığın makul şüphenin ötesinde ispatlanması durumunda, her teşebbüs kartelin bütününden sorumlu tutulurlar. Bir mahkeme kararına göre: ortak plana katkıda bulunduklarının tespit edilmesi halinde teşebbüsler, kartel faaliyetlerinin tüm aşamalarına katılmış olmasalar dahi, kartelin tarafı olarak kabul edilmekte ve kartelin tümünden sorumlu tutulmaktadır. Benzer bir başka davanın gerekçesine göre: devam eden tek bir ihlal yaklaşımında, kartelin bir ya da birkaç ana unsuruna katılmış olan bir teşebbüsün, ihlale katıldığı dönem boyunca ihlalin tamamından sorumlu tutulabilmesi mümkündür.

2- Teşebbüsler, kartele farklı tarihlerde katıldıklarını veya birden çok farklı ihlal olduğunu öne sürerek bu durumdan kurtulmak isteyebilirler. Ancak bu durum, kartelin devam eden tek bir ihlal olarak nitelendirilmesini etkilemeyecektir. Çünkü önemli olan ortak plana bağlılığın makul şüphenin ötesinde olmasıdır.

3-Ortak plana katkı yapma bilinci yahut öngörüsüyle hareket eden teşebbüsün, kartelin tamamından sorumlu tutulabileceği riskine karşı hazırlıklı olduğu kabul edilmektedir.

4-Devam eden tek bir ihlal yaklaşımı çerçevesinde, teşebbüslerin faaliyet göstermedikleri piyasalarda gerçekleşen ihlallerden de sorumlu tutabildiği dikkate alındığında, söz konusu teşebbüslerin aktif olmadıkları piyasalarda dahi (özel bankaların kamu mevduatları bakımından olabileceği gibi) gerçekleşen zararlar bakımından tazminat davalarıyla karşı karşıya kalmaları mümkün olabilmektedir. Bu tür davalarda teşebbüslerin müşterek ve müteselsil sorumlulukları bulunmaktadır.

Rekabet Kurulu Kararının “Devam Eden Tek Bir İhlal Yaklaşımı” Çerçevesinde İncelenmesi:

Rekabet Kurulu söz konusu kararının gerekçesinde açıkça şu ifadeler geçmektedir:

“Söz konusu eylemlerin tek bir uzlaşma kapsamında değerlendirilmesi sebebiyle, soruşturmaya esas teşkil eden her bir delilin ihlalin bütün unsurlarına ilişkin bilgi içermesi yahut her bir delilin ispat gücünün eşdeğer olması zorunluluğu bulunmamaktadır. Zira teşebbüsler arasında gerçekleşen her bir iletişim nihai tahlilde ortak planın unsurlarının oluşturulması ve uzlaşmanın sürdürülmesi amacına hizmet ettiğinden, ihlale ilişkin ispat standardı bakımından önem arz eden husus, delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi ile ortaya çıkan sonuçtur.”

O halde, Rekabet Kurulu açıkça oniki bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerine yönelik “uzlaşma” içerisinde bulunduğu sonucuna “devam eden tek bir ihlal yaklaşımı” doğrultusunda varmıştır.

Oniki bankanın ortak bir plan doğrultusunda hareket ettiğini, delillerinin ayrı ayrı değil, bir bütün olarak değerlendirilerek 21.08.2007-22.09.2011 tarihleri arasında mevduat (kamu mevduatı da dâhil), kredi ve kredi kartı hizmetleri bakımından oniki bankanın tamamının kartel oluşturduğunu tespit etmiştir.

Dolayısıyla, oniki bankanın tamamı ilgili tarihlerin arasında kalan sürenin bütününde verdikleri mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri bakımından sorumlu tutmuştur.

Devam Eden Tek Bir İhlal Yaklaşımı’nın 3 Kat Tazminat Davasına Etkileri:
Yukarıda yapılan izahlar gereğince, “devam eden tek bir ihlal yaklaşımı” nın doğal bir sonucu olarak ve kesinleşmiş idari kararının gerekçesine göre,oniki bankanın tamamının 21.08.2007-22.09.2011 tarihleri arasındaki mevduat, kamu mevduatı, kredi ve kredi kartı hizmetleri bakımından sorumlu olduğu açıktır. Bu yaklaşım ve kararın hukuk mahkemelerinde yaratacağı sonuç şudur: ABD ve AB’de de aynen uygulandığı üzere, teşebbüslerin aktif olmadıkları piyasalarda dahi (özel bankaların kamu mevduatları bakımından da sorumlu tutulması) tespit edilen tarihin tamamı bakımından kartel oluşturulduğu tespit edilen hizmetlerin bütününden her bir banka ayrı ayrı veya birlikte olmak üzere sorumludurlar.

Dolayısıyla, bankalara karşı açılacak tazminat davalarında, bankaların farklı tarihte ve farklı hizmet türü ile iştirake dâhil oldukları savunmaları yersiz ve geçersiz olacaktır. Ayrıca bu savunma, söz konusu hukuki ilke olan “devam eden tek bir ihlal yaklaşımı” ilkesine de aykırı olacaktır.

Yarınki yazımda işleyeceğim konular:
Oniki bankaya üç kat tazminat davası açmak için gereken zamanaşımı süresi ne kadardır?
Oniki bankaya üç kat tazminat davası açmak için nasıl bir dilekçe hazırlamalıyız?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder