2 kayıp 1 kazanç

Bir tarafta şampiyonluğa oynayan, diğer tarafta ligin dibine demir atmış kurtulmak için her hafta yeni bir mucizeye imza atması gereken takım... Bir tarafta 90 dakika içinde 6 yabancı futbolcu kullanan, diğer tarafta maddi imkansızlıklar nedeniyle hiç yabancısı olmayan, A2 takımından 8 futbolcusu olan takım...

Bir tarafta belki de bir futbolcusunun galibiyet primi 29 bin lira olan bir takım, diğer tarafta yönetimi prim veremediği için taraftarların topladığı 29 bin lirayı galibiyet primi olarak alan bir takım...
[[HAFTAYA]]

Beşiktaş tarafından bakınca bu maçın sonucunu skandal olarak değerlendiren çok. Ankaragücü tarafından bakınca ise büyük başarı... Aslında 1910 yılında kurulan Ankaragücü’nün bu durumlara düşmesi de skandal ama o ayrı bir yazı, hatta kitap konusu. Peki, nasıl oluyor da güç dengesi Beşiktaş lehine bu kadar belirginken maç 0-0 bitiyor. Cevabı manşetimizde yazıyor: Oynamadan kazanılmaz...

Beşiktaş rakibini küçümseyip oynamadan kazanmak istedi, olmadı, 2 puan kaybetti. Ankara’gücü’ yettiğince oynadı 1 puan aldı. Aslında Beşiktaş’ın Carvalhal ile yaşadığı büyük bir problem yine devam etti. Takımına iyi savunma yaptırmayı, mücadele etmeyi öğreten Portekizli hoca, kapanan savunmaların nasıl aşılacağını, nasıl gol atılacağını öğretemedi.

Quaresma varken kişisel becerileriyle bu tür maçları kopartıyordu. Onun sakatlığında Beşiktaş hücum anlamında zorlanıyor. Hatta Guti varken araya attığı toplarla savunma duvarını yıkan isim oluyordu. Ama Guti gibi birisi yok. Fernandes’ten bunu istemek ise abesle iştigal demek.