Giriş
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine dünyaya verdi veriştirdi. BM üzerinden, ‘Kızım sana söylüyorum, gelinlerim siz anlayın’ dedi. “Dünyada pek çok ülke, 100, 300 bilemedin 1000 tane mülteci alırken, 3 milyona yakın mülteciyi misafir eden Türkiye’ye bir de kalkmış, ‘kapıları açın’ diyor BM.
10 milyar dolar harcadık, sadece 445 milyon dolar yolladınız. Ayıptır ayıp. Bizim alnımızda ‘enayi’ yazmıyor. Hani AB’nin vereceği 3 milyar dolar. Plan, proje istiyorlarmış. Samimi değil bunlar.
Sabır, sabır diyoruz ama sabrımız taşarsa gereğini yaparız. Otobüsler, uçaklar boşuna durmuyor.” diyen Erdoğan, sonra da, ABD’nin “PYD terör örgütü değil” deyip, onunla ittifak yapmasına yüklendi ve “Senin ortağın ben miyim, Kobani’deki terörist mi” dedi.
Her iki çıkışında da yerden göğe kadar haklıydı. Haklılığını kabul etmemek şöyle dursun, diplomatik nezaketsizlik de yaptılar. Türkiye Cumhurbaşkanı’na ABD Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısı ile cevap vererek.
Ama NATO toplantısında Savunma Bakanı zevahiri kurtardı: ”Onlarla her konuda değil ama, terörün her türlüsüne karşı olmada aynı fikirdeyiz.”
Bir başka konu da, PYD’yi düşman bellediğimize göre, ABD İncirlik’i PYD’ye destek olmak için bombardıman uçaklarını indirip kaldırarak ve helikopterle silah atarak canının istediği gibi kullanıyor.
Bu durumda da Türkiye, kendi ayağına kurşun sıkmış olmuyor mu? İçerde Öcalan’la ilişkiler, PKK yapılanması ve cemaat birlikteliğinde mazeret hep tek kelimede toplandı: “Aldatıldık.” Ancak dış politika zaten bunun üzerine kurulu.
“Aldanmasaydın” derler adama. İşte o zaman da iş işten geçmiş olur.
Aziz Bey ayıp oldu
TOÇEV muhteşem bir gece yaptı. Okumaya istekli çocuklara bir eğitim merkezi yapmak için, sanatçı ve sporcuları bir araya getirdi. Gecenin yaratıcısı ise, Fenerbahçeli futbolcu Mehmet Topal’ın eşi Selda Topal’dı.
Sporcu, hakem, teknik direktörlerle ilişkiyi o kurdu. Ancak gecede Selda Topal yoktu. Katılacağı bilinen, Fenerbahçeli futbolcular Mehmet Topal, Volkan Demirel ve Caner Erkin gibi.
Yoğun maç trafiğinden diye ilan edildi ama, işin doğrusu bu değildi. Çünkü, Mehmet ve Caner, Diyarbakır’a götürülmedikleri için zaten evlerindeydi. Volkan ise kulübede oturdu.
Kafile maç sonrası hemen döndüğü için o da çoktan evine gelmişti. Neyse ki diğer sporcu konuklar bu eksikliği hissettirmedi ve hayatlarında ilk defa sahnede bir ünlü sanatçıyla düet yaptı.
İşin aslına gelince...
Meğerse, Antalyaspor yenilgisine kızan Başkan Aziz Yıldırım, bu geceye katılmalarını yasaklamış.
Yardım amaçlı bir geceyi bir emirle futbolcularına yasaklayan Yıldırım, gerçekten ayıp etti. Hem 3 futbolcuya, hem Selda Topal’a, hem de konuklara. Olmadı başkan.
Vadideki kuşlar
MHP’de kurultay ve başkanlık mücadelesi sürüyor. Sonucunda tabii ki bir taraf yenik düşecek. Erdoğan ise şimdiden ellerini ovuşturmaya başlamıştır herhalde.
Çünkü yenikler vadisi onun için harika bir avlak olacak. Vadideki kuşlar (!) avlanır mı, yoksa ökselere direnir mi, göreceğiz bakalım.
Nefret suçu
Kayyum gazetesi yazdı. CHP’nin parlayan yüzü Selin Sayek Böke, vaftiz edilmiş. Hani biz, yaradılanı yaradandan ötürü severdik? Peki bu vicdansızlık ne iş? Ama Böke’nin korkusu, çekincesi yok. Olmamalı da.
Baksanıza, “Ben Müslümanım” bile demedi. Sadece, “Benim ailemin bir kısmı Hıristiyan, bir kısmı Müslüman. Yüzyıllardır bu ülkede yaşıyoruz ve Türk vatandaşıyız” demekle yetindi.
Yani şimdi CHP yıpratılmış mı oldu? Yoo. Bir nefret suçu işlendi, hepsi bu. Var mı başka lafı olan?
Özgürlük kolay değilü
Sigarasını kıran seçme içiciler Cumhurbaşkanlığı külliyesinde ağırlandı. Ana fikir, ‘Sigara içme özgürlüğü diye bir özgürlük olamaz’dı.
4 yaşındaki torunum Jasmin bile Erdoğan’a hak vermiş ki, bize geldiklerinde, sigara içmek için balkona çıktığımda, kapıyı açıp, “Dede içme, at onu” diye kızdı.
Çaresiz söndürdüm. Sonra devam tabii. Şimdi gelin, fikir değil, bir hayal jimnastiği yapalım. Olmaz ama, Erdoğan bir gün gamdan, kederden sigaraya başlasa ne olur?
Hemen söyleyeyim. Sigara içenler de dahil, Türkiye’de kimse dumandan nefes alamaz. Ama siz yine de içmeyin şu zıkkımı.
Helal olsun
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, AK Parti’nin seçim beyannamesindeki vaatlerini 3 kanun teklifi olarak TBMM Başkanlığı’na sundu.
“Seçimden önce, bol keseden atıp, sonra zamana yayarak unutturmak yok. Amacım bu sözlerin yerine getirilmesini sağlamaktır” diyerek. Helal olsun Atıcı.
Zor be Candaş
Candaş Tolga kardeşim kesin tarihi açıkladı. Beşiktaş’ın mabedi Vodafone Arena, (O İnönü diyecekmiş) “19.03’e yetişmez ama Mayıs’ın ikinci haftasına açılır” diyor. Zor be Candaş.
Başkanımız Orman, televizyonda söylemişti. “Çimin maç oynanır hale gelmesi 3 ay” diye. E peki, çatı kapanacak ki vinçler çıksın. Sonra mazgallar ve yerden ısıtma, sonra da çim.
Açılış tarihinin açıklanması ile ilgili beyanatlar, artık sabrı taşan taraftarın gazını almak için bence. Aman işi aceleye getirmeyelim ve daha ilk maçta çim bizi utandırmasın.
Ama yine de Candaş inşallah haklı çıkar. Bize de bu gururu yaşamak düşer.
