Erkut Can Sözün bittiği yer
HABERİ PAYLAŞ

Sözün bittiği yer

Muhteşem bir G20 liderler zirvesi gerçekleştirdik. Her şey planlandığı gibi tıkır tıkır işledi.

Peki kimlerin sayesinde.

1- Cevdet Yılmaz, Mevlüt Çavuşoğlu, tabii devlet bürokrasisi ve 40 bin kişilik bir orduyla.

2- Sponsorlar, Doğuş ve Anadolu Grubu, Petkim, Vestel, Socar ve Fiba ile.

3- B20 için bir yıldır uğraşan Rıfat Hisarcıklıoğlu, Güler Sabancı, Ali Koç, Ferit Şahenk ve Hüsnü Özyeğin’le. Menderes Türel’in bir denileni iki etmemesiyle.

4- İlk kez bu yıl Türkiye’nin başkanlığında kurulan W20 ekibiyle.

Haberin Devamı

Ve tabii bir teşekkürü de Cumhurbaşkanı Erdoğan hak etti. Karşılamadan, uğurlamaya kadar katıldığı bütün organizasyonlarda, yüzünden gülümsemeyi eksik etmedi ve geleneklerimize yakışan bir evsahipliği sergiledi. İçteki kavgamız ne olursa olsun bu kez bunu dışarıya yansıtmadık.

Bütün güzellikler arasında şanssızlığımız ise, Paris saldırılarının zirvenin gündemini oluşturmasıydı. Erdoğan ve liderler çok şey söyleyeceklerdi ama Paris ve terör, planlanan gündemin önüne geçti.

Terörün yanı sıra, mülteciler konusunda da beklentilerimiz vardı, şimdilik iyi niyet belirten sözlerde kaldı. W20’nin açılış konuşmasını yapan Emine Erdoğan’ın “Akdeniz’i bir ölüm denizi olmaktan kurtaralım” mesajı gazetecilerin notlarına girdi ama Paris yüzünden sayfalarda pek yer bulamadı.

İki günlük zirvenin en kayda değer sözünü ise Erdoğan söyledi: ”Terörle mücadelede sözün bittiği yerdeyiz.” Bir yıllık uğraş 2 günde bitti. Ama bu zirvenin Antalya’ya getirisi mutlaka büyük olacaktır.

Zaten dünyanın tanıdığı bir tatil beldesiydi, zirve ile daha da tanındı. Uzmanların dediğine göre 1 milyar dolarlık reklam yaptık. Getirisini ise İnşallah büyük bir aksilik olmazsa ilkbahardan itibaren toplayacağız.

DİKKAT ÇEKİCİ

G20 kapandıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışanları grup grup toplayarak teşekkür fotoğrafı çektirdi. Güzel bir jest. Sizi bilmem ama ben dikkat ettim, en az 200 kişilik karelerdeki hanımlar arasında sadece evet sadece bir hanımın başı kapalıydı.

Herhalde çalışan personel olarak özelikle başı açıklar seçilmişti. Ayrıca zirveden medyaya yansıyan görüntülerde de başı kapalı olanlar Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye ile yine Türk ekibinden 3 hanımdı. İnanca saygı da laikliğin gereği değil mi.

Haberin Devamı

ÇAT PAT İNGİLİZCE

G20’de gözükmeyip, kapanış kokteyline ev sahipliği yapan Başbakan Davutoğlu ve eşi herkese tek tek teşekkür ederken, bir gazeteci de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderlerle İngilizce konuştuğuna dikkat çekerek, Emine Erdoğan’a “Özel bir çaba, ders filan mı aldı” diye sordu.

Emine Hanım’ın gayet akıllıca cevabına bakın. “Bu doğallık bence, vücut dili. Yarım, çat pat bildiği İngilizce ile çok güzel idare ediyor, kendine olan güveniyle.

Dostluk için illa dil bilmek gerekmiyor. Gönüllerle de konuşabilir insan karşısındakiyle. Ben de öyle yapıyorum arkadaşlarımla.”

BATI KAN KOKUSUNU ALDI

Batı dünyası terörden şimdiye kadar pek rahatsız değildi. Ama bu bela, kanlı kollarıyla bir ahtapot gibi Batı’yı da kucaklayınca, uyandılar.

Ve 129 kişinin ölümünden sonra Fransa bir gelişmiş ülke olduğunu gösterdi.

Haberin Devamı

Halk her dakika bilgilendirildi, hâlâ da devam ediyor.

Sosyal medya kapatılmadı ve halk tedbirlerini aldı.

Yayın yasağı getirilmedi, kimse de bunu kötüye kullanmadı.

Sınırlar, havaalanı, metrolar kapatılıyor, kimsede ses yok.

Halkta Müslüman düşmanlığı yaratılmamaya çalışılıyor. Bravo. Allah tüm masum insanları korusun.

BU YAPILIR MI?

Silvan’da 12 gün boyunca operasyon yapan askerlere sokağa çıkma yasağının bittiği gün yürüyerek ilçeyi terk etmeleri söylendi.

Tankların arasında yürüyen askerler, sokağa çıkan halkın küfürlerine muhatap oldular.

Küçük çocukların bile kahraman jandarmamızı yuhalaması, Türk olmuş, Türkiyeli olmuş hepimizin içini acıttı.

6 kişi gözaltına alındı, İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı ama iş işten geçti.

Operasyonlardan kurtulan askerlerimiz, neyse ki canlı hedef olmaktan da kurtuldular. Herkese geçmiş olsun.

ÇAĞDAŞ SELFİE SANATI

Contemporary İstanbul’a Pazar günü uğradım. Evet uğradım. Çünkü güzel sanatlar tahsiline 50 yıl önce başlamış olan bana fazla çağdaş geldi.

Demek ki çağdan uzak kalmışım.

Ayrıca sanki bir AVM’de Hande Yener konseri varmış da millet gelmiş gibiydi. Herkes gözüne hoş gelen resmin, objenin önünde, türlü şaklabanlıkla selfie yarışındaydı. Ve inanın eserden çok selfie çubuğu vardı.

O kalabalığın arasında yüzüne aşina olduğum bir sanatçı göremedim. Yenileri zaten tanımam.

Peki koleksiyonerler nerdeydi? Bilmem.

Sadece resim toplayan bir arkadaşımın kızını gördüm. O da benim gibi akıntıya kapılmış geziyordu.

Neredeyse eserlerin yarısında kırmızı nokta vardı. Fuarda yer alanlar adına sevindim. Neticede bir evi süsleyecekler. Bu da yeter.

Seneye kuru kalabalık değil sıcak alıcılar dileyebiliyorum ancak.

FRANSA’YA NASIL GiDECEĞiZ

Bir dostluk maçı. Rakibimiz Yunanistan’ın başbakanı da tribünde. Ve Milli marşlar. O da ne. Yunanistan marşı ıslıklanıyor. Çipras renk vermiyor.

Herhalde Davutoğlu hemen özür dilemiştir. Sonra Paris’te ölenler için saygı duruşu, yine aynı güruhtan aynı olay. Allahü ekberle süslü olarak.

Üstelik bu seyirciler seçmeceydi. Yabancı girmesin diye bir gün önce biletler bitti denmişti.

Biliyorsunuz bu güruhun bir başka versiyonu da Konya’daki İzlanda maçında aynı şeyi yapmıştı. Hem de Ankara katliamında ölenler için.

Çok yazık insanlığımıza. Kaldıysa. Biz bir de Fransa’ya gideceğiz Avrupa Şampiyonası’na. Peki hangi yüzle?

Çünkü daha şimdiden dünyaya rezil olduk. Erdoğan bile, “Bu yuhalamalar yanlış” deme ihtiyacı hissetti.

Ama neyse ki, Sinan Erdem’de Rytas basketbol maçındaki saygı duruşunda Beşiktaş seyircisi koca salonda çıt çıkarmayarak onurumuzu korudular. Teşekkürler.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder