Apartlara mühür değil düzenleme

Yoğun gündemin içinde kaynayıp gitti apart otellerin mühürlenmesi, kalan turistlerin kapının önüne konulması. İstanbul, dünyada en çok ziyaret edilmek istenen kentlerden biri. Paris, Londra, Roma, NewYork, Barcelona kadar talep görüyor, heyecan uyandırıyor. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu daha yeni açıkladı, bu yıl İstanbul’a gelecek turist sayısının 10 milyonu geçeceğini. Haliyle bu şehrin ciddi bir yatak ihtiyacı var ve mevcut otel kapasitesi bunu karşılamıyor. Apartlar, kısa süreli, mobilyalı kiralık daire veya oda diye özetlenebilir.

Otel değil, pansiyon değil çünkü yemek hizmeti verilmiyor. Kalanın yemeğini hazırlayabileceği bir düzenek sağlanıyor. Kiralık daireden farkı, kısa süreli kiralama ve oda temizliği hizmeti verilmesi. Yasal bir düzenlemesi hazırlanmadığı halde sayıları on bini buldu deniliyor. Yapılacak iş, zabıtanın gelip kapı mühürlemesi değil, düzenleme yapılıp buna uygunluğun denetlenmesi. Yapılan bunca yatırıma ve talebe yazık değil mi?

Gelenlerin kimlik bilgilerinin emniyetle paylaşılması ve gelirin vergilendirilmesi yeter de artar bile. Özellikle Beyoğlu’nda Tophane civarında muhafazakâr kesimlerin yaşadığı mahallelerden yapılan şikayetler Belediye Başkanı Demircan’ı şikayete kadar bile gitmiş. Dikkat edilmesi gereken kısa süreli kiralıkların bağımsız binalarda olması, ya da konut olarak kullanılan apartmanlardaysa, diğer dairelerin onayının aranması. İki yıl önce kendi yaşadığım binada böyle bir durum oluştu ve konuyu paylaştığım üst düzey yetkililer hemen hiç bir çözüm getirmedi. Düzenleme yapmak için ne beklendiğini kim biliyor?

[[HAFTAYA]]

Malatya’da kayısıdan başka güzellikler de var

Film Festivali’ne denk getirip Malatya’ya geldik. Malatyalılar ‘memleketlerini’ çok seviyor, başkalarına da sevdirmek için hiç bir şeyi esirgemiyor. İçlerinde Günseli Özen Ocakoğlu gibi organizasyon yeteneği yüksek gazeteciler de olunca kendinizi birden Malatya’da buluyorsunuz! Geçenlerde de ekonomi gazetecilerini toplayıp götürmüş, herkes Malatya’nın güzelliklerini yaza yaza bitiremeyince ne oluyoruz filan demişti herkes! O gruba gidemeyenler festivalde geliriz deyince Malatya 4. Uluslarası Sinema Festivali’nin izleyicileri arasına katıldık. Malatya Valisi Vasip Şahin, Belediye Başkanı Ahmet Çakır, bize ağabeylik yapmak için aramıza katılan ve soyadının aksine Malatyalı olan Necmettin Bitlisli (Polisan Boya’nın sahibi) kenti tanıtmak için öylesine gayretli ki Malatya yakında adını turizm merkezi olarak duyurursa şaşırmayın.

140 film gösterilecek

Festival açılışına kadar dağlardan kopup gelen ve bütün kentin içme suyunu karşılayan kaynak suyunu gezdik, kiraz yaprağından yapılmış dolma ve kağıt kebabı yedik, tandır ekmeğine bayıldık. Festival açılışında kırmızı halı dahil, bir büyük festivalde ne gerekiyorsa vardı. Filiz Akın, Eşref Kolçak, Kemal Sunal ki artık onlar birer halk kahramanı, onur ödülüyle anılmasına tanık olduk. Festivalde yerli yabancı 140 film gösterilecek, evet 10 sinema salonu var kentte ve yerli yabancı sinemacı gazeteci 400 konuk. Çok hızlı bir günden şimdilik bu kadar, Malatya izlenimleri tabii ki sürecek.