Yazgülü Aldoğan Benden gelen özel mesajı açmayın!
HABERİ PAYLAŞ

Benden gelen özel mesajı açmayın!

Haberin Devamı

Küfür ettiler, hakaret ettiler, cevap vermedim, engelledim, diye herhalde; sesimi tümden kesmek için, sonunda twitter hesabımı ele geçirdiler.

Salı gününden beri ben giremiyorum ama onlar giriyor twitter’a, benim adıma bir hesaptan ve benim listemdeki isimlere, çoğu kadın, çoğu siyasetçi ya da gazeteci ve dm’den mesaj gönderiyorlar: “bu haberi gördün mü”, ya da “bu haberi mutlaka oku”, altında bir link var.

“Yazgülü Aldoğan bana bir uyarıda bulunuyor, çok önemli demek” diyen de linke tıklıyor. Bu kez şifrenizi istiyor, şifreyi yazdın mı yandın. Senin hesabın da ele geçiriliyor! Benimkini de aynı yolla bir arkadaşımın mesajıyla ele geçirdiler. Sonrası zorlu bir süreç.

Twitter’la yazışma, çizişme. Bekliyorum, herkesi uyarıyorum. Benim hesabıma fake bir telefon numarası eklemişler, başkalarını da avlamaya çalışıyorlar.

Benim hesabım, benim için kıymetli bir birikim: İçinde 1500’ü aşkın takip ettiğim isim, beni takip eden 52 bin kişi ve benim yazdığım on binlerce tweet var! Yazık değil mi?

Twitter’ın merkezi ABD’de. Orada Noel tatili, işler biraz yavaş yürüyor. Bekliyorum, yeni nesil korsanlardan kurtulmayı.

Müjde: Son dakika hesabımı kurtardım! Twitlerime bakabilirsiniz!

Mimarinize sahip çıkmazsanız betona mahkum olursunuz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, makamı adına verilen Kültür ve Sanat Ödülleri töreninde çok önemli noktalara dikkat çekmiş. Sayın Cumhurbaşkanı, son 14 yıldaki gelişmeyi önemsiyor ama iki alanda başarılı olunamadığına dikkat çekiyor, onlar kültür sanat ve eğitim.

Eğitimde uluslararası klasmanda dökülüyoruz, kültür ve sanat derseniz, ne olduğunu anlamadan her esere saldırıyor bir kısım halk.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın şu saptaması ise başta TOKİ, bütün müteahhitlere kapak olsun: “Siz kendi mimarinize sahip çıkmazsanız, bu yönde bir vizyon ve model ortaya koymazsanız, kendinizi gecekondulara, çirkin betonarme binalara, son zamanlarda olduğu gibi modern görünümlü çelik ve cam yığınlarına mahkum olmuş bulursunuz ve bunları konuştuğumuz, görüştüğümüz kişilerin bize karşı tezleri inanın bizi öyle yoruyor, öyle yoruyor ki artık ‘illallah’ der noktasına geliyorsunuz. Çünkü tek şey para, para, para... Maalesef bu acı gerçekler başımızı çevirdiğimiz her yerde tüm çıplaklığıyla karşımıza çıkıyor.” diyor. Saygıyla katılıyorum!

Milletvekillerine ne gerek kalacak?

Meclis, yılbaşı tatilinde. Ama Anayasa Komisyonu çalışıyor. Yani milletvekilleri Meclis’te. Bu komedinin birinci perdesi. İkinci perdesi, komisyonda yapılan, dostlar alışverişte görsün oyunu. MHP’nin desteği ve hatta neredeyse AKP’den daha fazla istemesiyle, iki parti, yapmak istedikleri değişikliği genel kurula taşıyacak sayıyı buluyor.

CHP’nin canhıraş bir biçimde muhalefet yapması, tarihe not düşmek ve niye karşı çıktıklarını anlatabilecek ortam bulmak için. Çünkü medyanın içinde bulunduğu durumda bunu başka yerde yapma imkanı yok gibi.

Ülkenin içte PKK, dışta IŞİD, Tunceli ve El Bab’da sıcak çatışma ve savaşta olduğu, şehit cenazelerinin bir biri ardına kalktığı bir dönemde bu anayasa değişikliğini yapmak için bu kadar acele etmeye ne gerek vardı diye soruluyor tabii.

Halkın büyük çoğunluğu yaz saati uygulamasının kalkmasının istedi, ona bile hayır dediler; maksat demokrasi değil. Yeni yapılan kamuoyu araştırmaları anayasa değişikliği teklifinin genel kurulda geçmesi halinde bile referandumda zorlanabileceği kuşkusunu yaratıyor.

Milletvekilleri, her ne kadar kendi sandalyelerini tehlikeye düşüren iki değişiklik dışında seslerini çıkarmadılarsa da, genel kurulda fire verilebilir.

Referanduma gidildiğinde ise 15 Temmuz’un hemen ertesinde AKP etrafında yoğunlaşan oy potansiyeli, hayli erimiş olabilir. Bahçeli partiye hakim ama taban da başkanlık sistemine karşı.

Bu erime daha hızlanmadan rejimi apar topar değiştirmek istiyorlar. Sonrasında nasıl olsa meclise de gerek kalmayacak, sayıları 600’e çıkacak milletvekiline etek dolusu para niye ödeyeceğiz, onu da bir söyleseler?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder