Giriş
Şunlar, şunlar, şunlar.
Nereden gelecekler?
Nereye gidecekler? Hangi kapıdan girecekler? Girerken ne diyecekler?
Bunlar belli değil miydi?
Yâni disiplinsiz, kuralsız, plansız ve programsız bir eve dönüş mü bu? Nasıl olur?
Önce iktidara soralım. Açılım’ın daha birinci günü siz bunları DTP ile konuşmadınız mı?
Öyleyse niye buluştunuz?
Şimdi Avrupa’dan da bir kafile gelecek.
Aynı görüntüler mi sergilenecek?
Yoo... Buna sinir sistemimiz dayanmaz.
Hepsi yanlış yaptı.
Ama önce iktidar.
Çünkü altyapıyı hazırlamadan düğmeye bastı.
Sonra ana muhalefet...
Çünkü sorumluluktan kaçtı ve ortalığı denetimsiz bıraktı.
Sonra DTP... Pişkin davrandı... Ayrıca tenezzülcülük yaptı.
Gelenler?.. Bu da ayrı bir komedi. Çünkü hiçbiri niye geldiğini bilemedi. Rolünü öğrenemedi.
Onları gönderenler?.. O daha da komedi... Çünkü gönderdikleri adamları zerre kadar motive etmedi.
Hepsi bu mu?
Hayır.
Bir dizi yanlış daha var.
Bir dizi kusurlu kurum daha var.
Hangi birini yazayım? Ama medya’yı unutmayın. İlk günden beri “Yandaş olmak - karşıt olmak” gibi bir saplantıyla baktı olaya.
Bunu siyasi tercihiyle karıştırdı.
Hâlâ da karıştırıyor.
Halbuki Türkiye’nin bu konularda epey tecrübeli olması lâzım.
Başımızdan çok şeyler gelip geçtiği için bütün kurumlarımız, uyum ve dikkat sergilemeliydi.
Fakat hayır.
Herkes acemi davrandı.
Geçicidir inşallah ama Türkiye gafil avlandı.
“Pakette ne var, içi boş mu, dolu mu, aç da görelim, doldur da gel” derken derken, asıl malzeme unutuldu. Şimdi yoğurdu üfleyerek yiyeceğiz... Vakit kaybı.
