Dün, o müthiş yağmuru görünce eyvah dedim, İmamoğlu yine tatilde galiba. Çünkü ne zaman tatile çıksa, İstanbul'u seller götürür...
Ama günahını alırlar... Derler ki hep: “Yağmuru bıraktı gitti.” Yok yahu bırakmadı. “Yağmur, hep o tatildeyken yağdı.”
Kalleş yağmur. Bu hava muhalefeti, İmamoğlu'na muhalefet ettiği sürece, korkarım ağustosta bile kar yağar.
*
İmamoğlu, zaten bu yüzden tatile çıkamaz oldu. Halbuki “Tatil ona çok yakışıyordu.”
Tatile çıkmayanlara da notunu vermişti:
- Demek hiç çalışmıyorlar ki, hiç yorulmuyorlar, dinlenmeye ihtiyaçları olmadığı için tatil yapmıyorlar.
*
Trump'ın evine baskın, biraz Törkiş havası taşıyor. Yani bir kumpas kokusu var. Biz mi onlardan öğrendik, onlar mı bize özeniyor bilmem ama aynı familya'dan gelen bir nefret dalgası olduğu kesin.
Amaç: - Çamur at, izi kalsın.
*
Eski Başkan'ın evini arayıp "ne buldularsa" artık seçime kadar üstünde tepinirler. Bence intikam alıyorlar.
Trump'ı insan içine çıkamaz hale getirmek istiyorlar... 2024 seçimlerinde aday olamasın diye şimdiden yolunu kesiyorlar. Sadece benim fikrim değil. Yaygın bir kanaat bu.
*
Trump, evet, deli fişek bir başkandı. Evet... Eski başkanlardan hiçbirine benzemiyordu. Evet...
Alışılmamış bir duruşu vardı. Üstelik, fincancı katırlarını fazla ürkütmüştü. Ama ne bir vatan hainiydi, ne de insanlık dışı tuhaf emelleri vardı...
Meğer öyleymiş... "Cumhurbaşkanı İmamlık da yapmak durumunda olduğu için" Akşener, cumhurbaşkanı adayı olamazmış. (Sanki daha önce olmamış gibi.)
*
Bakar mısınız? Kadın imam olamıyor... Dolayısıyla cumhurbaşkanı da olamıyor ama Parti Genel Başkanı olabiliyor öyle mi? Herhalde başbakan da olabiliyor ki, Akşener başbakanlığa şimdiden talip.
*
Bu mantığı tam anlayabilmiş değilim. Ama şöyle bir şey hatırlıyorum. Demirel, DYP'yi bırakıp Cumhurbaşkanı olduğu zaman (1993) kendisine Tansu Çiller'in DYP Genel Başkanlığı'na aday olacağı haberini götürmüşler. İlk tepkisi:
- Kadından olmaz. Öyle anlatırlar. G Yani Demirel, Çiller'in diğer vasıflarına bakmadan iyi veya kötü demeden, liyakatı hakkında eksi veya artı bir görüş belirtmeden, sadece iki kelime söylemiş:
- Kadından olmaz.
*
Arabalarınızın plaka numaralarına kadar, her şeyiniz ya kayıt altındaysa?.. Olsun ne çıkar? Tapu ve mülkiyet dahil, her türlü aile varlığınızın ya çetelesi tutulmuşsa?.. Bir sakıncası yoksa bile, ne kadar sinir bozucu şey?
*
Dünkü yazının devamıdır. Öyle okuyun. YSK'da olmayan bilgiler denince, bunlar da geliyor akıla. 70'li yıllarda, Nişantaşı-Şişli'de, kapı kapı gezip, apartman görevlilerine "Bu apartmanın en güzel katı, sizin olacak, şimdi orada oturanlar ise bodrum katına inecek" diye seçim propagandası yapan acayip gruplar türemişti. Ne oluyordu? Sanki Rejim mi değişiyordu? Böyle bir dönem de gördük.
Arka arkaya gelen siyasi cinayetler, adam kaçırmalar, fidye istemeler, hep aynı döneme rast gelince, Türkiye gergin günler yaşamıştı. Oralara tekrar dönmek istemiyoruz. Lakin "YSK'da olmayan bilgiler" bunları çağrışım ettiriyor.
*
"Gelmekte olan..." Ama 12 yıldır bir türlü gelemeyen zat, bir laf söylerken, lafın nerelere varacağını düşünemiyor. Sonra da lafı nasıl tevil yoluna gideceğini bilemiyor. Nitekim, gayrimeşru ilan ettiği şimdiki sistemde "tek adam" olmaya adaydır... Bırakın olsun yahu... Çılgın gibi çalışıyor.. Bence sistemi sevdi...
Beyefendi: “YSK’da bile bulunmayan seçmen bilgileri bizde var” diyor... Vahim bir durum. Maksat yine ortalığı karıştırmak mı, yoksa diğer kurumlara yaptıkları gibi YSK’ya şimdiden bir el ense çekmek mi, yoksa bu bey “sirkatin mi söylüyor” bilemem ama masumâne bir şeyden bahsetmediği kesin.
*
Normal seçmen bilgileri nedir?
- Adı, soyadı.
- Anne adı, baba adı.
- Doğum yılı ve yeri vs... Bu bilgilerin dışındakiler, çoğu zaman mahremiyete girer. Ona fişlenme denir.
*
60 milyon seçmen var. Hepsi birden fişlenmiş olamaz. Ama ‘Kara liste’de bulunanlara birer çarpı işareti konduğu muhakkaktır. Yoksa o bilgiler neye yarar? Turşusu mu kurulur? Şimdiden idam sehpaları hazırlanıyorsa, iktidara geldiklerinde neler olacağını siz düşünün.
20 yıl önceki seçimde, Cem Uzan (GP) propagandasının büyük bölümünü şu iki noktaya ayırdıydı.
1) IMF'yi kovacağım.
2) Mazotu 1 lira yapacağım.
*
Yüzde 7 buçuk oy alarak, puan cetvelini alt üst etti ve AK Parti'yi yüzde 34'le tek başına iktidara taşıdı.
*
Bugün Cem Uzan'ın sesi tekrar duyulmaya başlamıştır. Acaba seçime girecek mi? Acaba aday olmasında yasal bir engel var mı? Bunları bilmiyorum. Kendisini aradım ama ulaşılamıyor. Bilirim... Çocukluğundan beri ulaşılmaz kişidir. Ama nasıl olsa bir yerlerden ses verecektir elbet.
*
Önce sağ-sol çatışmasını körüklediler... Ama olmadı.
.........
Sonra Türk-Kürt vuruşmasını istediler... Ama o da olmadı.
.........
Daha sonra Alevi-Sünni savaşı tezgahladılar... Ama o da olmadı.
.........
Daha sonra Laik-Dinci kavgası için çok uğraştılar... Ama o da olmadı.
.........
Demirtaş, Roboski diyor ya... Kemal Bey de Roboski demeye başladı. Haritaya bakın. Roboski diye bir yer yok. Orası Uludere.
*
E niye Kemal Bey Roboski diyor? Herhalde Demirtaş'ı memnun etmek için... Belki HDP'ye saygı duyduğu için... Kimbilir, belki de Kandil'e şirin gözükmek için.
*
Ne yapsa yeridir. Seçim var. Lakin, koltuğunda oturduğu Atatürk, eğer yaşasaydı, o da böyle mi yapardı? Gelmiş geçmiş eski genel başkanlar, İnönü, Ecevit, Baykal böyle mi yapardı?
*
Kemal Bey, Kuvai Milli'ye ruhuyla övünen ve Misak-ı Milli konusunda hassas görünümlü bir siyasetçi. Bu milli tarafına bayılıyorum. Ayrıca çok nazik ve kibar olduğunu söylerler. Ama bunun sonu yok ki. Nezaket uğruna siyaset yapılmaz ki...
*