Bu hafta

Önemli bir haftaya giriyoruz. Yarın ABD Adalet Bakanlığı’ndan bir heyet, Ankara’ya geliyor. Gülen’e dair hâlâ bilgi, belge ve bulgu arayan zehir hafiyeler bunlar... Eğer kör ve sağır değillerse, önlerine konacak olan video kasetler ve dosyalarla herhalde şaşkına döneceklerdir. Asıl “tiyatro” bu işte... Seyretmek lazım. Bu bir...
*
İkincisi... Hemen ertesi gün, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden geliyor. Hafifliğini soğuk şakalarla örtmeye çalışan, matrak bir adamdır bu... Hiçbir müzakerede hiçbir şeyi çözmeyip muğlak bırakmasıyla da meşhur. Olsun. Yine de ona sormak lazım: - Gülen’in diaspora çağrısına ne diyorsun? Cevabı belli: - Hiç duymadım. Ama yine de sormak lazım.
*
Tabii masada Suriye de var. Politikamızda bir değişiklik olacağının ipuçlarını Başbakan Yıldırım zaten veriyor. Hele son beyanı, geçiş döneminde “Esad’ın muhatap alınabileceğine” işaret ediyor. Burada bir parantez açalım. Suriye politikamızda bir hata var idiyse, hataya aynen devam mı edilsin, yoksa hatadan dönülsün mü? Makul cevap: - Konjonktür ne ise o.
*
Yarın önemli bir toplantı daha var. Liderler Çankaya’da toplanacak. Güvenlik konusunda alınan son kararlar hakkında, muhalefete bilgi verileceği anlaşılıyor. Bence doğru yapılıyor. Olağanüstü bir dönemden geçerken tek başına iktidar gibi değil, bir koalisyon ortağı gibi çalışmak lazım. Ortak dedim. Evet ortak. Çünkü burası herkesin ortak vatanı. “Hiç kimse 15 Temmuz öncesi gibi davranamaz.”