Şirin Sever Bu işte emeği geçen herkese teşekkürler
HABERİ PAYLAŞ

Bu işte emeği geçen herkese teşekkürler

Haberin Devamı

Hemşire Ayşegül Terzi, bindiği belediye otobüsünde şort giydiği için tekmeli saldırıya uğradı. Saldırgan Abdullah Çakıroğlu yakalandı ama ‘basit yaralama’dan serbest bırakıldı.

Suratındaki büyük sırıtmanın anlamı da şuydu sanırım: “Bakın hiçbir şey olmadı, bundan sonra böyle!” Karardan sonra twitter’a şöyle yazdım: “Beni Türk adaletine değil, kickboks hocalarına emanet ediniz!” Artık başımızın çaresine bizzat bakmamız lazım diye düşündüm!

Neyse ki kimse kabul etmedi bu kararı, hazmedemedi. Türbanlı kadınlar da buna dahil. İşte bu şahaneydi. Tepkiler üzerine bu insan müsveddesi ikinci kez gözaltına alındı.

Bu kez bir kadın savcı el attı olaya. (‘Dünyayı kadınlar güzelleştirecek’ diye boşuna demiyorlar...)

Savcı Fatma Arzu Tekir ‘halkı kin ve düşmanlığa teşvik’ ve ‘inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme’ suçlarından tutuklanmasını talep etti. Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, tepkisini koydu…

Adalet Bakanlığı da yasa değişikliği için düğmeye bastı; artık ‘vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenen suçlarda şüpheliler tutuklanabilecek’.

ASIL ÖNEMLİ OLAN...

İşte en baştan olması gereken. Neyse... Zararın neresinden dönsek kârdır, diyelim. O yüzden emeği geçen tüm yetkililere…

Tutuklamayı ‘inanç, düşünce ve kanaati engelleme” nedeni ile yapan mahkemeye…

Üşenmeyip, ‘bana ne’ demeyip sosyal madyada tepki gösteren herkese çok teşekkürler...

Bu ülkede insanların otobüste, metroda, dolmuşta, sokakta şortuna, saçına başına ve hatta kahkahasına karışmama hakkını korudu herkes. Her şeyden daha çok ne oldu biliyor musunuz?

O tekmeyi atan adama ‘dur’ demeyen bir otobüs dolusu yolcu da, korkmaması gerektiğini anlamış oldu.

İki soru daha…

Otobüste tekme atan saldırgan tutuklanmış olabilir ama çözülmesi gereken iki önemli mevzu daha var:

■ Birincisi… Üç kez akıl hastanesinde yattığı ortaya çıkan saldırgan Abdullah Çakıroğlu, nasıl oldu da belinde silahıyla özel güvenlik görevlisi oldu? Bu işe girebilmenin ilk koşulu olan ‘sağlıklıdır’ raporunu ona kim verdi?

■ İkincisi… Saldırıya uğrayan Ayşegül Terzi’yi şok geçirmiş haliyle indirip yolda bırakan otobüsün şoförü hakkında İstanbul Büyükşehir Belediyesi veya İETT işlem yapmayacak mı acaba? Madem güzel bir yola girdik, bunlar da es geçilmesin, araştırılsın lütfen!

OKULLARDA İLK DERS: DARBE GİRİŞİMİ!!!

Üç aylık yaz tatilinin ardından, Türkiye genelinde 18 milyon öğrenci ders başı yaptı. Ama ne yapmak...

Kimi öğrenciler derse 15 Temmuz belgeseli izleyerek başladı; kimi okullara darbe kitapçığı, kimine de darbe broşürleri dağıtıldı.

Çocuk beyinlere siyaset dersi şahane fikir gerçekten! Derslerine konsantre olması gereken, yeni öğrenim yılına coşkuyla başlaması gereken gencecik beyinleri de siyasete alet ediyorsunuz ya, pes! Çocuğunu yurt dışında okutmak isteyenleri o kadar iyi anlıyorum ki artık…

KAFAMDA DELİ SORULAR

Tarık Akan’ın ölüm haberinin ardından onlarca yazı okudum, düşündüm, kafamda deli sorular birikti…

■ Mesela Tarık Akan’ın çocukları... O kadar az gördük, o kadar az muhatap olduk ki onlarla, şöhretli bir oyuncunun evlatları olarak nasıl bu kadar geride durabildiler? Tarık Akan hayattaki duruşunu onlara da öğretmiş besbelli. Bravo.

■ Tarık Akan neden on yılda sadece tek bir filmde oynadı? (Deli Deli Olma- 2009) Bu kadar seviliyordu madem, değerliydi; neden yoktu beyazperdede? Sinema dünyası hiç buna kafa yoruyor mu acaba?

■ Cenazesinde genç oyuncular neden yoktu? Hepimiz gibi onu izleyerek büyüyen meslektaşları için herhangi bir anlam, ders alınacak ortam yok muydu?

■ Peki Tarık Akan’ın ardından ipe sapa gelmez laflar edenler… Ölüme, ölene ne zaman saygı göstermeyi öğrenecekler?

■ O cenazede neden hükümetten tek bir temsilci yoktu? Hani birliktik?

■ Ve birinci sayfalarına bu cenazeyi koymayıp bir nevi ‘bizden değil onlardan’ diyen, bunda haber değeri görmeyen gazetelerin; okuyucusunu kaale aldığını sanıyor musunuz sahiden?

2 GÜZEL HABER

■ Tarık Akan’ın 1981’de tutuklandıktan sonra yaşadıklarını kaleme aldığı ‘Anne Kafamda Bit Var’ kitabı tükenmiş durumda. Can Yayınları, ilk olarak 2002 yılında yayımlanan kitaptan 10 bin adet daha basacakmış. Ne güzel.

■ Tutuklu yazar Aslı Erdoğan’ın kitapları da artık ‘çok satanlar’ rafında yer alıyor. Remzi Kitabevi’nde dolaşırken gördüm; Aslı Erdoğan’ın 5 kitabı en çok satan 15 kitap arasında. Biz böyleyiz işte...

Birinin başına ‘iş’ geldiğinde değerini anlamayı severiz.

MAKARA
Canım, verdiğim değeri geri alabilir miyim, sende iyi durmadı o!

ANLATSA DA DiNLESEK

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili; gerçekten de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na acayip benziyor.

Hatta buna benzerlik denemez, basbayağı ikizi! Kılıçdaroğlu da söylemiş aynı şeyi: “Gerçekten aynı yumurta ikizi gibi, umarım görevine son vermezler!”

Çok güldüm bu lafa. Ortalıktaki nefreti kısa ve öz şekilde anlatmış. O değil de…

Bu benzerlik yüzünden Prof. Bilgili’nin başına kimbilir neler gelmiştir. Yaşadıklarını gerçekten çok merak ediyorum. Bir gün anlatasa da dinlesek!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder