Mehmet Coşkundeniz Bağırmadan çağırmadan uzlaşmacı siyaset
HABERİ PAYLAŞ

Bağırmadan çağırmadan uzlaşmacı siyaset

Ne seçim dönemiydi ama! Suçlamalar, ithamlar, aslı astarı olmayan iftiralar... Ne zaman televizyonu açsak bağırıp çağıran birileri vardı. Neyse ki bitti. Haykırmanın işe yaramadığı, oy getirmediği de sonuçlardan anlaşıldı. “Ne kadar ötekileştirirsek, bizimkilerden o kadar oy toplarız” mantığının da bir getirisi olmadığı ortada.

***

Aslında halk seçim sonuçlarıyla siyasilere çok güzel bir ders verdi. AKP’ye dedi ki; 13 yıldır iktidardasın. Kendini fazla yukarılarda görmeye başladın. Kendinden başka herkesi başkalaştırdın. Sana oy vermeyen, senin gibi düşünmeyenleri düşman ilan ettin. Artık bunu yapma. Başka görüşlere, başka partilere saygı duy. Senin fikirlerini savunmayanları darbeci ilan etmekten vazgeç.

Haberin Devamı

***

Halk CHP’ye dedi ki; seçim vaatlerin güzeldi. Seçim dönemi boyunca en uzlaşmacı, en ötekileştirmeyen, herkesi kucaklayabilen bir tek sendin. Ama bir güven sorunun var. Bu şekilde devam edersen oylarını artırabilirsin. Zaten şimdi Meclis’te kilit rol üstlendin, hükümet olma şansını yakaladın. Kendini iktidarda gösterebileceksin.

***

Halk MHP’ye dedi ki; Oylarını artırarak bu seçimin kazanan iki partisinden biri oldun. Şimdi seni, ülkenin önünü tıkamama görevi bekliyor. Halkın yüzde 60’ı AKP iktidarını istemediğini gösterdi. Sen de bu isteğe uymalı ve diğer partilerle koalisyon kapılarını kapamamalısın.

***

Halk HDP’ye dedi ki; barış süreci devam etmeli. Dağ yerine Meclis’te siyaset yapmalısın. Ama sana verilen oyların sadece Kürt oyları olmadığını unutma. Bu ülkenin artık kan görmeye tahammülü yok. Selo Başkan’ın uzlaşmacı tutumunun tüm partiye yayılması gerek. Bu dönemde sizi de önemli görevler bekliyor.

***

Sonuç olarak halkın yüzde 60’ı CHP, MHP ve HDP’nin uzlaşıp bir hükümet formülü çıkarmasını bekliyor. Bu çağrıya kulağını tıkayan, bir sonraki seçimde seçmen tarafından cezalandırılır.

2000 euroluk odaları kapatanlar kimler?

Geçenlerde Bodrum’da otel açan bir dostumla konuşuyorduk. Lüks sınıfa sesleneceğini, gecelik oda fiyatlarının 1000-2000 euro arasında değiştiğini söyledi. Üstelik bu fiyata sadece oda-kahvaltı dahil, başka bir şey yok. İçimden önce “Vay anasını” dedim, sonra kendimi toparlayıp “Yahu kim kalacak bu otelde, bu kadar parayı kim verecek?” diye sordum.

Haberin Devamı

***

Dostum kendinden emin bir tavırla bana dönüp “Odaların yüzde 70’i şimdiden doldu. Üstelik bir odayı 2 aylığına kapatan var” dedi.

Yani 2000 euroluk bir odayı 2 ay kapatan insanın sadece yatmak için ödeyeceği para 120 bin euro. E orası Bodrum, bir lahmacunbir ayran 50 liradan başlıyor. Yemesi içmesi, bu tatil ona 200 bin euroya patlar.

Arkadaşıma “Kim bu odaları kapatanlar?” diye sordum, ser verip sır vermedi. Anlaşılan bu yıl paparazziler o otelin önünde fazla mesai yapacak. Biz de bu tatil hovardalarının kimler olduğunu öğreneceğiz.

Rusya’da ekonomik kriz var. Bu nedenle bu yıl ülkemize beklenen oranda Rus turist gelmeyecek. Doluluk oranı düşen 5 yıldızlı oteller de fiyatları aşağı çekmek zorunda kaldı.

Ve tabii yıllardır burun kıvırdıkları, yüzlerine bile bakmadıkları yerli turistlere muhtaç oldular.

Haberin Devamı

***

Biliyor musunuz ki; yıllardır yurt içinden yaptığınız rezervasyonla, yurt dışından yaptığınız rezervasyon arasında dağlar kadar fiyat farkı var?

Bir yabancıya günde 10-12 dolara her şey dahil tatil fiyatı verilirken, yerli turiste 400-500 lira fiyat çekiliyordu. Şimdi işler değişti. Hem fiyatlar düştü hem de yerliler gelsin diye özel kampanyalara başlandı.

***

Turizmin, turistin önemini biliyorum elbette. Ama turizmcilerin bize yaptığını kabul edemiyorum. Yerli turisti bu kadar dışlarlarsa daha çok kriz göreceğe benziyorlar.

KARAKÖY'ÜN YENİSİ

Karaköy, İstanbul’da eğlencenin kalbi olmaya doğru hızlı adımlarla ilerliyor. ‘Dersimiz Atatürk’ün ve ‘Çanakkale 1915’in yapımcısı Serkan Balbal, Karaköy’de ‘On/Off’ adlı yeni bir lokanta-bar açtı.

Gıda deposunu sıfırdan alıp muhteşem bir dekorasyonla olağanüstü bir yere çevirmiş. Tabii o dekorasyonda Serkan’ın yeni evlendiği yazarımız Sabanur Kıraç’ın katkısını unutmamak gerek.

‘On/Off’’ta dünya mutfağından örnekler bulabilirsiniz. Özellikle etlerini tavsiye ederim. Çeşitli kokteylleri tatmak isterseniz, barmenler istediğiniz her içkiyi yapabilecek kapasitede.

Müzik bir süre sonra ortamı hareketlendiriyor, herkes hafiften sallanmaya başlıyor. Kısacası hem eğlenmek hem de iyi şeyler yemek için gidebileceğiniz bir mekan olmuş. Önümüzdeki dönemde Karaköy’ün en çok konuşulacak mekanlarından biri olmaya aday.

SOSYAL MEDYADAN ÖNEMLİ İPUÇLARI

Facebook, Twitter ve Instagram artık ilişkilerin en önemli belirleyici unsurları. Sosyal medyadan tanışıp ilişkiye başlayanlar ve evlenenler var elbette. Ama sosyal medya aynı zamanda ilişkilerin düşmanı.

Facebook’taki hesapların yüzde 1 kadarı sahte. Çoğu ya sevgilisini kontrol ediyor ya da eski sevgilisine bakıyor. Bir de sevgiliyi kıskandırmak ya da ‘acaba beni aldatıyor mu?’ diye oyun yapmak için açılmış hesaplar var.

Facebook’ta sevgili bulduktan sonra birçok çift kendi kişisel hesaplarını kapatıp ‘ortak’ hesap açıyor. Ayrıldıklarında ise ilk iş olarak yine eski kişisel hesaplarını aktif hale getiriyor. Ayrı şekilde sevgili bulunca Twitter’da da aktif olmayı kesiyor, Instagram’da daha çok çift fotoğraf paylaşıyor.

Son 2 yılda dünya genelinde açılan boşanma davalarında sosyal medyanın rolü büyük. Neredeyse her iki boşanmadan birinin nedeni, sosyal medya üzerinden aldatma. Türkiye’de kesin rakam yok ama kullanıcı sayısında dünya 6’ncısı olduğumuza göre, boşanmalardaki etkisini varın siz hesaplayın.

Twitter’da 10 dakika boyunca hiç tanımadığı insanlarla mesajlaşan bir bireyin oksitosin seviyesi, iletişimden önceki seviyeye göre yüzde 13.2 artış gösteriyor. Oksitosin; sevgi, aşk ve şefkat hormonu olarak tanınıyor.

Sosyal medya bağımlılığı önemli bir hastalık olarak kabul ediliyor. Bağımlılar, bir fotoğrafa yorum yapmanın ya da tweet atmanın, alışveriş yapmaktan, sigaradan, alkolden ve cinsel ilişkiden daha çok keyif verdiğini söylüyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder